Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/882 E. 2022/7 K. 04.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/882
KARAR NO : 2022/7

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2019
NUMARASI : 2017/677 Esas 2019/35 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.01.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.01.2019 tarih 2017/677 Esas 2019/35 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili,müvekkili şirkete nakliyat rizikolarına karşı sigortalı … A.Ş.’ye ait sac rulo emtiasının, … gemisinden … Limanı rıhtım …’ de 10.12.2016 tarihinde tahliyesi sırasında … operatörünün 420003392 order numaralı rulo sacı düşürmesi sonucu, sac bobinde hasar oluştuğunu, sigortalısının hasarını ödeyen müvekkilinin halefiyet kuralı gereğince davalıya rücu imkanının bulunduğunu davalının kusursuz sorumluluk esaslarına göre haksız fiil zararlarından sorumlu olduğundan, Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2017/2890 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkili şirketin dava konusu edilen hasara ilişkin olarak hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, rulo sac emtiasının üzerinde bulunduğu paletin çok zayıf ve kalitesiz malzemeden yapılmış olması nedeni ile tahliye esnasında kırılması sonucu söz konusu hasarın meydana geldiğini, … isimli ekspertiz firması tarafından düzenlenen raporda hasarın malın yetersiz ambalajlanmasından kaynaklandığı hususunun tespit edildiğini, yine davacı tarafından sunulan … isimli firma tarafından düzenlenen raporda da hasarın eşyanın taşındığı ahşap paletin kalitesizliğinden kaynaklandığının açıkça belirtildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının sigortalısı olan yük sahibi firma tarafından süresinde hasar bildirimi yapılmadığını, TTK.’nun 1185.maddesinde öngörülen 3 günlük süreye uyulmadığını, istenilen hasar bedelinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; … gemisinden … Limanı rıhtım …’de 10.12.2016 tarihinde tahliyesi sırasında … operatörünün 420003392 order numaralı rulo sacın indirilmesinde, sapancının sapanı yerinden çıkmayacak ve kaymayacak şekilde palete bağlantısını yapması, işaretçinin dikkat ve özen yükümlülüklerine uyarak yükün emniyetli bir şekilde nakli için operatöre işaretlerle komut vermesi, operatörün işaretçiden alacağı talimatlara göre hareket etmesi, yükü dik olarak kaldırması, sapana bağlı yükün sallanıp sallanmadığını sürekli kontrol etmesi, ineceği yere emniyetli olarak indirmesi gerektiği, bu üç elemanın da davalı liman işletmesinin personeli olması nedeni ile bu çalışanların kusur ve ihmalinden davalı liman işletmesinin sorumlu olduğu , dava konusu rulo sacın havada iken sapandan kayarak düştüğü, rulo sacın gemiden indirilmesi esnasında sapanın palete tekniğine uygun bağlanmaması nedeni ile yük havada iken sapandan kayarak düşmesinde gerekli emniyet tedbirlerinin yeterince alınmamasından dolayı meydana gelen olayda davalının asli ve tam kusurlu olduğu; buna karşılık malın altındaki paletin evsafına uygun olmadığı ve yük havada iken paletin kırılması sonucu sapandan kayarak yere düştüğü yönünde herhangi bir delil ve belge bulunmadığı, kaldı ki teknik olarak paletteki kırılmanın yere düşme sonucu meydana geldiği anlaşıldığından, dava konusu olayın gerçekleşmesinde davacı şirket sigortalısı dava dışı … A.Ş.’nin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, dava konusu rulo sacın ağır hasar gördüğü ve üretimde kullanılma imkanının kalmadığı, emtianın 10.900 kg ve alış tarihi itibari ile 7.804,40 USD (26.324,24 TL) olduğu, hasarlı malın 11.900,00 TL’den satıldığı, %10 ilaveli net zarar hususu da dikkate alındığında, davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile 15.767,66 TL sigorta tazminatı alacağının bulunduğu, asıl alacağa yönelik icra takibine vaki itirazın yersiz olduğu, davanın taraflarına, olayın özelliğine ve sigorta sözleşmesinin kapsamına göre, bilirkişiler raporları olaya uygun düştüğünden özel çekme hakkı çerçevesinde davalının sorumluluğu olabileceği yönündeki savunmaya itibar edilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne , davalının Aliağa İcra Müdürlüğünün 2017/2890 E.sayılı dosyası ile yapılan takibin dava konusu edilen 15.767,66 TL’lik bölümüne yönelik haksız itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda avans faizi yürütülerek devamına ,haklılık durumunun yargılamadan önce belirlenebilmesinin mümkün olmamasına göre; icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava konusu edilen hasarın, müvekkil şirkete atfedilebilir bir kusur nedeni ile meydana gelmediğini, hasarın meydana gelmesinin tek nedeninin, yükteki “ambalaj yetersizliği” olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1182. maddesinin (g) bendinde, ambalajın yetersizliğinin taşıyanın kusursuzluk halleri arasında sayıldığını, rulo sac emtiasının üzerinde bulunduğu paletin çok zayıf ve kalitesiz malzemeden yapılmış olması nedeni ile tahliye esnasında rulo sacın sapandan kurtularak düşmesi neticesinde hasarın meydana geldiğini, … isimli ekspertiz firması tarafından düzenlenen raporda, hasarın malın yetersiz ambalajlanmasından kaynaklandığının tespit edildiğini, davacı tarafından sunulan … isimli firma tarafından düzenlenen raporda da aynı şekilde, hasarın; eşyanın taşındığı ahşap paletin kalitesizliğinden kaynaklandığının belirtildiğini, müvekkil şirketin, hasar olayının faili değil, mağduru konumunda olduğunu, rulo sacın sapandan kurtularak düşmesi neticesinde, müvekkil şirkete ait limanın vincinin elektrik enerji kaynağı kablosunun da hasar gördüğünü, bu hususların hükme esas alınan bilirkişi raporlarında değerlendirilmediğini, yalnızca fotograflar üzerinden inceleme yapıldığını, yetersiz incelemelerle varsayımlar ile sonuca ulaştığını, ekspertizin raporunu, hasarın olduğu yerde ve hasar konusu mal ve palet direkt olarak incelenerek hazırladığını, asarın paletin (ambalajın) yetersizliğinden kaynaklandığı tespit edilmişken, bilirkişinin “fotograflardan kalasların kaliteli olduğunu zannediyorum” şeklindeki tespitlerine öncelik verilemeyeceğini, TTK m. 1185 uyarınca, zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, yazılı olarak bildirilmesi ve zıya ve hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene tesliminden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak 3 gün içinde yapılmasının s zorunlu olduğunu, dava konusu hasar 10.12.2016 tarihinde meydana geldiğini, davacının sigortalısı olan … A.Ş. tarafından müvekkile hitaben gönderilen ihtarnamenin tarihinin ise 15.12.2016 olduğundan, süresinde hasar ihbarında bulunulmadığını, dava konusu edilen hasar, paletle taşınmak olan emtianın yüksekten düşmesi sonucu meydana geldiğinden, teslim anında bildirimi gereken bir hasar olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, haricen belli olmayan bir hasar olduğu farz edilse dahi, yükün alıcısı tarafından 3 gün içinde yapılmış bir yazılı bildirim de bulunmadığını, bu nedenle TTK m. 1185/4’ün açık hükmü gereği, eşyanın konişmentoda yazılı olduğu gibi teslim edildiği, veya bir hasar var ise dahi bu hasarın müvekkil şirketin sorumlu olmadığı bir nedenden ileri geldiğinin kabulü gerektiğini, ekspertiz raporunda belirtildiği üzere, hasar gören saç miktarı 20 metre olup, 1 metre rulo sacın ortalama piyasa fiyatı, 15 ABD Dolarından, toplam hasar miktarının en fazla 500 ABD Doları karşılığı Türk Lirası kadar olabileceğini, tazminat sınırının TTK m. 1186’daki sorumluluk sınırı dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini, mahkemenin, tazminat talebinin fahiş olduğu ve TTK m. 1186’dan kaynaklanan sorumluluk sınırına ilişkin itirazlarını da değerlendirmediğini, TTK m. 1186 uyarınca, müvekkil şirketin tazminat sorumluluğu parça başına 666,67 Özel Çekme Hakkı (ÖÇH) ile sınırlı olduğunu, ÖÇH, beş adet yabancı para biriminin belirli bir oranda oranlanması ile bulunan ve tıpkı diğer döviz cinsleri gibi hergün Merkez Bankası tarafından kur miktarı belirlenen özel bir para cinsi olduğunu, TTK uyarınca sorumluluk sınırı bulunduğundan, davacının 666,97 ÖÇH’den fazla tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, dava konusu hasarın meydana geldiği 10.12.2016 tarihinde 1 ÖÇH; 4,67 Türk Lirasına tekabül etmekte olup, davacı tarafından talep edilebilecek tazminat, kanuni sorumluluk sınırı nedeni ile azami (667X4,67=) 3.114,89.-TL olabileceğini, istinaf sebepleri olarak ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, nakliyat riziko sözleşmesinden kaynaklanan davacının sigortalısına yaptığı ödemenin rücun tahsili amaçlı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı şirketçe, Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan, sigortalı dava dışı … A.Ş.’ye ait sac rulo emtiasının, 10.12.2016 tarihinde … gemisinden … Limanı rıhtım …’ de , … operatörü ile tahliyesi sırasında 420003392 order numaralı rulo sacın düşmesi sonucunda sac bobinde 15.767, 66 TL hasar oluştuğu, davacının sigortalısına 27.01.2017 tarihinde hasar ödemesi yaptığı, yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla, davalı liman işletmesi hakkında, Aliağa İcra Müdürlüğü’nün 2017/2890 E.sayılı dosyası ile 15.767,66 TL asıl alacak ve 682,33 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.449,99 TL alacağın, asıl alacağa yıllık %9,75 oranından az olmamak üzere avans faizi ile birlikte tahsili istemli takip başlatıldığı, itirazın yasal süre içerisinde yapıldığı, 15.767, 66 TL asıl alacak miktarının harca esasa değer gösterilerek, itirazın iptaline karar verilmesinin istendiği, ilk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalı işletmenin çalışanının kusuru neticesinde hasar ve zararın meydana geldiği, davalı tarafın paletin evsafına uygun olmadığı ve yük havada iken paletin kırılması sonucu sapandan kayarak yere düştüğü ididaları yönünden herhangi bir delil ve belge bulunmadığı, teknik olarak paletteki kırılmanın yere düşme sonucu meydana geldiği, dava dışı sigortalı … A.Ş.’nin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığı, dava konusu rulo sacın ağır hasar gördüğü ve üretimde kullanılma imkanının kalmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
İlk derece hükme esas alınan, hüküm kurmaya ve denetime elverişli, iki bilirkişi raporunda da, davacı şirkete nakliyat rizikolarına karşı sigortalı … A.Ş.’ye ait sac rulo emtiasının, … gemisinden … Limanı rıhtım …’de 10.12.2016 tarihinde tahliyesi sırasında … operatörü tarafından, rulo sacın indirilmesi sırasında, sapancının sapanı yerinden çıkmayacak ve kaymayacak şekilde palete bağlantısını yapılması, işaretçinin dikkat ve özen yükümlülüklerine uyarak yükün emniyetli bir şekilde nakli için operatöre işaretlerle komut vermesi, operatörün işaretçiden alacağı talimatlara göre hareket etmesi, yükü dik olarak kaldırması, sapana bağlı yükün sallanıp sallanmadığını sürekli kontrol etmesi, ineceği yere emniyetli olarak indirmesi gerektiği halde, bu hususların yerine getirilmemesi neticesinde ,rulo sacın havada iken sapandan kayarak düştüğü,paletteki kırılmanın yere düşme sonucu meydana geldiği rulo sacın gemiden indirilmesi esnasında sapanın palete tekniğine uygun bağlanmaması nedeni ile yük havada iken sapandan kayarak düşmesinde gerekli emniyet tedbirlerinin yeterince alınmamasından dolayı meydana gelen olayda davalının asli ve tam kusurlu olduğu, ambalajlamada ve paketlemede bir yetersizlik bulunmadığı, sigortalının kusursuz olduğu tespit edilmiş olmasına, olaydan hemen sonra davalı işletme personelinin, gerçekleşen olay ve hasara ilişkin tutanak düzenlemiş olmalarına, limanda yapılan tahliye işlemlerinde tekel durumunda olan davalı işletmenin, personelinin kusurundan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu olmasına, kabul edilen sorumluluk miktarında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.077,08 TL’den peşin alınan 270,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 807,08 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.01.2022