Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/841 E. 2022/230 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/841
KARAR NO : 2022/230

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.12.2018
NUMARASI : 2017/312 E. 2018/592 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.02.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.02.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.12.2018 tarih 2017/312 E. 2018/592 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 02/10/2016 tarihinde davalı …’a ait, diğer davalı … tarafından ZMSS poliçesiyle sigortalanan, dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın müvekkillerinin murisi …’na çarpması nedeniyle vefat etmesine sebep olduğunu, kazanın şehir içi sayılan yerde yayalara geçiş önceliği veren ve fasılalı yanan sarı trafik ışıklarının yaya geçidinin ve otobüs duraklarının hemen yakınında ve sürücünün güvenli sürüş yeteneğini kaybedecek derecede alkollü olduğu sırada meydana geldiğini, Menemen 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/824 E. sayılı dosyasında taksirle öldürme suçundan yargılamanın devam ettiğini, müvekkili …’nun müteveffanın annesi olduğunu, bekar olan müteveffa ile birlikte yaşadıklarını, desteğinden yoksun kaldığını ve maddi zarara uğradığını, davalı … şirketine başvurusu üzerine 13.003,80 TL ödeme yapıldığını, davacı …’in ise erkek kardeşini kaybettiğini, büyük üzüntü içinde olduğunu iddia ederek; belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere davacı …’nun maddi zararının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davacı … için 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili, kazanın meydana gelmesinde davacıların murisinin birinci derecede asli ve tam kusurlu olduğunu, davacıların iddia ettiği gibi kazanın gerçekleştiği yerde trafik ışıklarınının, yaya geçidinin ve otobüs duraklarının bulunmadığını, müvekkiline ait aracı kullanan …’ın bahsedilen yaya geçidinde trafik ışıklarının kırmızı yanması ile duraklamayı yaptığını, akabinde trafik ışıklarının yeşil yanması ile akar duruma gelen trafikte seyir halinde iken önündeki aracın aniden durması nedeniyle sola manevra yaparak, araca çarpmasını engellediğini, ancak müttevefa …’nun transit yol olan ve yaya geçidinin olmadığı yerden karşıdan karşıya geçerken davaya konu olan kazanın meydana geldiğini, sürücü …’ın alkollü olmadığını, ceza dosyası sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacıların tazminat talebinin yerinde olmadığını, başvuru üzerine 02/02/2017 tarihinde 13.003,80 TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm hukuki sorumlulukları yerine getirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davaya konu olan trafik kazasının müteveffa yaya …’nun %60, davalı …’un işleteni olduğu dava dışı araç sürücüsü …’ın %40 oranında kusuru ile gerçekleştiği, kaza sonucu davacı …’nun davalıdan destekten yoksun tazminatı olarak bakiye 14.355,11 TL istemde bulunabileceği; manevi tazminat yönünden davacının olay nedeniyle elem ve ızdırap çektiği, bu durumun sosyal bir gerçek olduğu, manevi tazminatın amacının çekilen acıları yeterince dindirme, yaşama yeniden bağlamak ve ruhsal dengeyi sağlamak olduğu, bu amacı sağlayacak olan manevi tazminatın da paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıların olaydaki kusuru durumu, olayın işleniş şekli, Türk Borçlar Kanunun 51-56., Türk Medeni Kanunun 4. ve Yargıtay İçtihadi Birleştirme (22/06/1966 tarih 7/7 sayılı) ilkeleri çerçevesinde davalıları müzaka durumuna düşürmeyecek ve davacıyı haksız yere zenginleştirmeyecek şekilde taktiri gerektiği gerekçesiyle; davacı …’nun maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 14.355,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağa davalı … yönünden kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş yönünden 02/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …’nun manevi tazminat davasının kısmen kabulüne 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı …’nın manevi tazminat davasının kısmen kabulüne 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan …’dan kaza tarihi olan 02/10/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, ceza yargılamasında kazanın meydana gelişindeki kusur durumunun %50’şer oranda eşit derecede olduğunun tespit edildiğini, mahkumiyet kararının da bu oranlar doğrultusunda verildiğini, kararın kesinleştiğini, ilk derece mahkemesince mahkemece ceza yargılamasında belirlenen kusur durumu göz ardı edilerek müteveffaya %60 oranında kusur atfedildiğini, bilirkişi kök ve ek raporlarına itirazlarının mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, kök raporda destek zararının 72.152,10 TL olarak belirlendiğini, %50 oranındaki kusur durumuna isabet eden miktar olan 36.076,05 TL’den, davadan önce yapılan ödemenin güncelleştirilmiş değerinin mahsubu ile kalan 21.750,32 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, ayrıca hükmedilen manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu, davacılardan İlknur’un bir yuvayı paylaştığı oğlunu yitirdiğini, oğlunun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, evladını hayatının baharında yitirmenin acı, keder, elem ve ıstırabını derinden hissettiğini, davacı …’in birlikte büyüdüğü, genç yaştaki ağabeyini elim bir kaza neticesinde kaybetmenin acısını yaşadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince makina mühendisi bilirkişiden alınan kusur tespitine ilişkin raporda, davacıların murisi yaya …’nun tek yönlü, ortadan refüjle bölünmüş, her iki yönde ikişer şeritli caddede, 18 metre uzaklıkta bulunan trafik ışıklı yaya geçidinden karşıya geçmek yerine, yaya geçidi olmayan yerden akan araç trafiğine dikkat etmeden ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre 2,56 promil alkollü olarak orta refüjden hareketle önce sol şeride girdiği, sol şerit üzerinde seyir halinde olan dava dışı aracın son anda durması ile bu aracın arkasında bulunan davalı …’a ait … plakalı aracın sağ şeride kontrolsüzce geçmesi sonucunda murise çarptığı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 68. ve Trafik Yönetmeliği’nin 138. maddesinde belirtilen hususlara muhalefet etmesi nedeniyle kazanın oluşunda % 60 oranında asli kusurlu olduğu; … plakalı araç sürücüsü …’ın ise meskun mahal içinde yaya geçidine yaklaştığında hızını azaltmadığı, meskun mahal hız sınırlarına uymadığı, fasılalı sarı ışık nedeniyle dikkatli ve tedbirli geçiş yapmadığı, önündeki aracı emniyetli olarak durabileceği takip mesafesinden takip etmediği, çarptığı yayayı 25 m ileri savurmasından hızının mahal şartlarının üzerinde olduğu, kaza saatine uyarlanmış alkol düzeyinin 0,95 promil alkollü olduğu, kazanın oluşunda %40 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Menemen 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/824 E. sayılı dosyasında, davalı sürücü …’ın taksirle ölüme neden olma suçundan yapılan yargılama sırasında trafik uzmanı bilirkişiden alınan raporda oran belirtilmeden, kazanın meydana gelmesinde davacıların murisi …’nun asli kusurlu, davalı sürücü …’ın tali kusurlu olduğu tespit edilmiş; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 06.04.2018 tarihli raporunda ise kazanın meydana gelmesinde tarafların eşit derecede kusurlu oldukları görüşü bildirilmiş, ceza mahkemesince sanık …’ın mahkumiyetine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
TBK’nın 74. maddesine göre ceza mahkemesinde tespit olunan maddi vakıa hukuk hakimini bağlar. Ne var ki, hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı olmadığı gibi esasen somut olayda olduğu üzere hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile sonuçlanan ceza mahkemesi kararıyla da bağlı değildir. Eldeki dosyada mahkemece alınan kusur tespit raporu ile ceza yargılamasında alınan ilk kusur tespit raporu birbiriyle ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olup, davacıların murisi …’nun %60, dava dışı sürücü …’ın ise %40 oranında kusurlu olduğuna dair raporun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin kusur oranına ve bu orana bağlı olarak hükmedilen tazminat tutarına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece davacı … için 20.000,00 TL davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, davacılar vekili, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, kazanın gerçekleştiği 02.10.2016 tarihinde meydana gelen tarfik kazası sonucunda davacıların oğlunu ve kardeşini kaybettiği, kazanın davacıların murisinin %60 oranında, dava dışı sürücünün %40 oranında kusuru ile meydana geldiği anlaşılmaktadır. Kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, davacıların ölen ile yakınlık dereceleri, tarafların ekonomik sosyal koşulları dikkate alındığında mahkemece davacı anne … için takdir edilen 20.000,00 TL manevi tazminat ve davacı kardeş … için takdir edilen 10.000,00 TL manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacılardan alınmasına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.02.2022