Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/803 E. 2021/1587 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/803
KARAR NO : 2021/1587

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.12.2018
NUMARASI : 2017/185 E. 2018/586 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.12.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.12.2018 tarih 2017/185 E. 2018/586 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 21.08.2016 tarihinde Karşıyaka ilçesi, … Caddesi … yaya ışıklarının önünde yolun sağında beklemekte olan müvekkiline, plakası tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu yaralandığını, Karşıyaka C.Başsavcılığı 2016/14395 hazırlık nolu dosyada evrakların mevcut olup, dosyanın , falii meçhul bürosunda olduğunu, kaza tespit tutanağının düzenlendiğini, davalı kuruma 17.02.2017 tarihinde başvuru yapıldığı halde ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL maluliyet tazminatının davalıdan başvuru tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle, toplam talebini 15.515,65 TL’ ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu trafik kazasında malül kaldığını iddia eden davacının, yaya olduğunu, sürücü olmadığını kazaya neden olan plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurunu ve bir zararının oluştuğunu ispatlaması gerektiğini, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminatın mevcut olması halinde bunun düşümünün yapılması gerektiğini, müvekkili kurumun sorumluğunun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, avans faizi talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, , gerçeğe ve hukuka uygun bulunan bilirkişi raporlarından, yaya konumunda davacıya plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpmasıyla yaralandığı, araç sürücüsünün %75 kusurlu, davacının % 25 kusurlu olduğu, davacının maluliyet oranının % 4 , geçici maluliyetinin 3 ay olduğu, 3.462,74 TL geçici, 11.187,35 TL kalıcı maluliyet tazminatı talep edebileceği, davalının S.K m.14.f.2(a) ve … yönetmeliği uyarınca bu miktardan sorumlu olduğu, temerrüdün 28.02.2017 tarihinde gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 3.462,74 TL geçici maluliyet, 11.187,35 TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 15.515,65 TL ‘nin 28.02.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek, davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, dava açılmadan önce müvekkil kuruma başvuru yapılmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dosyada adli muayene tutanağı bulunmadığını, tazminat talebi için olayın trafik kazası olduğu ve plakası tespit edilemeyen aracım sebep olduğunun ispatlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik talebinin teminat dışı olduğunu, müvekkil kurumun başvuru tarihi itibariyle temerrüde düşmediğini, muaccel bir alacak bulunmadığını, faiz istenemeyeceğini, istenebilecek ise dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın yaya haldeki davacıya çarpmasıyla meydana gelen kazada davacının yaralanmasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davadan önce, davacı tarafından, davalı …na 17.02.2017 tarihinde başvuru yapıldığı, maluliyete ilişkin rapor sunulmadığından, talebin red edildiği görülmektedir. Maluliyet raporunun sunulması zorunluluğu, yargılama sırasında tamamlanabilecek dava şartı olmakla, davalı vekilinin, başvuru şartı yerine getirilmediğine iliştin istinaf itirazları yerinde değildir.
Karşıyaka C. Başsavcılığı’nın 2016/14395 hazırlık nolu dosyası ve davaya konu kaza tespit tutanağından, olay tarihinde , yaya geçidi üzerinde beklemekte iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın, yaya haldeki ve yaya geçidinde beklemekte olan davacının sol bacağına çarparak ve kırmızı ışıkta durmayarak, olay yerinden kaçtığı, davacının olay yerine gelen 112 ekibi vasıtasıyla hastaneye götürüldükten sonra, polis memurları tarafından düzenlenen tutanakta, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın kazaya neden olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan kusur raporunda; tek yönlü, ortadan refüjle bölünmüş, her iki yönde üçer şeritli caddede, araçlara kırmızı ışık yanması sebebiyle arızalı olduğundan, itekleyerek ışıklara kadar getirdikleri araçlarının yanında yaya geçidi üzerinde beklemekte iken, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki aracı ile tek yönlü, bölünmüş, her iki yönde üçer şeritli, düz ve eğimsiz, görüşe açık, aydınlatılmış, yaya geçidi ve trafik ışığı olan Anadolu Caddesi üzerinde Çiğli istikametinde seyir halinde iken, … yaya geçidi trafik ışıklarından kırmızı ışıkta geçtiği esnada, sağ şerit üzerinde durmakta olan aracın sol kenarında yerde beklemekte olan yayayı makul bir mesafeden görerek tedbir alması mümkün iken, fren tedbirine başvurmaması ve yaya geçidine yaklaştığında yavaşlayarak dikkatli ve tedbirli geçmesi gerekirken, seyir hızıyla ve yeşil ışığın yanmasını beklemeden kırmızı ışıkta geçiş yaptığı ve yayaya aracının sağ ön kısmı ile çarpmasıyla kazanın gerçekleşmiş olduğu, davacının kazanın oluşumunda % 25, kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün % 75 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmakla, davacı tarafça, davaya konu kazanın gerçekleştiği ve kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün % 75 kusurlu olduğu ispatlanmış olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması ve Anayasa mahkemesi kararlarının kesinleşmemiş davalarda da uygulanmasının gerekmesi nedeniyle, geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir ( Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/3583 E.- 2021/3799 K. ve 2021/9666 E.- 2021/2206 K.sayılı kararları ). Davalı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatının teminat dışında kaldığı yönündeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
… yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek … Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren …nın temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise …nın temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir ( Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2021/3367 E.- 2021/3876 K. Sayılı kararı ). Somut olayda davalıya davadan önce, 17.02.2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş ise de, davacıda ki kazaya bağlı maluliyet durumu ile iyileşme süresini gösteren sağlık kurulu raporunun, davalıya tebliğ edilmediği, hasar dosyası kapsamından anlaşılmaktadır. O halde, davalı … yönünden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp, davalı vekilinin temerrüt tarihine ilişkin istinaf itirazları yerindedir .
Yukarıda açıklanan gerekçe ışığında, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ileKarşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.12.2018 tarih 2017/185 E. 2018/586 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının reddine
2-Davanın ıslahta nazara alınarak; 3.462,74 TL geçici maluliyet, 11.187,35 TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 15.515,65 TL üzerinden davanın KABULÜNE,
Alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.059,87 TL karar harcının 31,40 TL sı peşin, 53,00 TL’si ıslah harcı olarak alındığından mahsubu ile bakiye 975,47 TL karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 53,00 TL ıslah harcı, 1.043,00 TL tebligat-müzekkere vs. ücreti olmak üzere toplam 1.158,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22.12.2021