Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/756 E. 2022/95 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/756
KARAR NO : 2022/95

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.12.2018
NUMARASI : 2018/151 E. 2018/244 K.
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Men’i, Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 18.01.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18.01.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2018 gün ve 2018/151 E. 2018/244 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin tanınmış “…” markası bulunduğunu, davalının “…” olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin gönderdiği ihtarname üzerine “..” ibaresini tabelasından kaldırarak faaliyetine devam ettiğini ileri sürerek, davalının börek alanında markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, 50.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacının markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini ”…” şeklinde tabelasında kullandığı, davacı maddi tazminat talep etmiş ise de kesin sürede gerekli avansı yatırmadığı, davacının maddi tazminat yönünden ispat külfetini yerine getirmediği, davalının marka sahibinden izin almaksızın markayla aynı sözcüğü tabelasında, büyük puntolu işletme adı olarak ve başka bir ayırt edici ek olmaksızın kullandığı kanıtlandığı, dava açıldıktan sonra davalının bu eyleminden vazgeçmiş olması, markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi bakımından sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının “…” şeklinde tabela tanıtım gerekçelerinin kullanmasının marka ihlali oluşturduğunun tespitine, önlenmesine, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemenin kısmen kabul kararı ile davalı lehine 5.850,00 TL, müvekkili lehine 3.145,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, AAÜT’nin 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca manevi tazminat talebinin reddi halinde davalı lehine hükmedilecek vekalet ücreti davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretini aşamayacağını, bu hükmün kıyas yoluyla işbu dava konusu olaya uygulanması gerektiğini, kısmen kabul edilen davada maddi tazminatın reddedilmesi sonucunda davalı tarafa hükmedilen vekalet ücretinin müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretinden fazla olmaması gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün tespiti, meni ve maddi tazminat istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulü ile markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine ancak maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi nedeniyle davacı yararına karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 3.145,00 TL maktu vekalet ücretine, maddi tazminatın reddi nedeniyle davacı aleyhine 5.850,00 TL nispi red vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dairemizce istinaf incelemesi yapılan tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’de ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’den farklı olarak tarifenin 13. maddesine 4. fıkra eklenerek maddi tazminatın tamamen reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş ise de istinaf incelemesi karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre incelenmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT’nin 13. maddesinde “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
” hükmüne yer verilmiş olup bu düzenlemeye göre reddedilen maddi tazminat nedeniyle davacı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur. Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/3. maddesindeki reddedilen manevi tazminatla ilgili aleyhe maktu vekalet ücretine hükmedileceğine dair düzenleme açıkca manevi tazminatla ilgili olup kıyas yoluyla maddi tazminat yönünden uygulanması mümkün değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18.01.2022