Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/736 E. 2021/1526 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/736
KARAR NO : 2021/1526

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018
NUMARASI : 2017/873 Esas 2018/1267 Karar
DAVANIN KONUSU : Kasko Sigortasından Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 14.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.12.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.11.2018 tarih 2017/873 Esas 2018/1267 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 31.03.2017 tarihinde müvekkiline ait olup davalı nezdinde kasko poliçesiyle sigortalı olan aracın park halindeyken yokuş aşağıya kayarak bariyerlerden aşağı düştüğünü, müvekkilinin davalıya yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığını, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/57 D.İş. dosyasında alınan bilirkişi raporunda hasarın 20.500,00 TL tespit edildiğini ileri sürerek, 250,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, poliçenin dar kasko poliçesi olduğunu, poliçenin ikinci sayfasında maddi hasarların sadece aracın tam hasara uğraması halinde teminat altına alındığının belirtildiğini, ekspertiz raporuna göre araçta 8.055,00 TL hasar meydana geldiğini, davacının bile dayandığı delil tespiti raporunda belirtilen miktarda hasar olduğu kabul edilse bile araçta % 60 oranında hasar gerçekleşmediği için tam hasarlı kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 1423/2 maddesi uyarınca aydınlatma açıklaması yapılmaması halinde sigortalının 14 gün içinde poliçeye itiraz etmesi gerektiği, poliçenin dar kasko poliçesi olduğu, poliçede tam hasar halinde teminat verildiği, araçta 17.200,00 TL’lik hasar meydana geldiği, aracın rayiç değerinin 58.000,00 TL olması nedeniyle hasarın rayiç değerin % 60’ını aşmadığı, hasarın teminat dışı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin tacir olmasının davalı şirketin aydınlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, davalı şirketin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin buna ilişkin tarafların ıslak imzalı poliçe aslının, aydınlatma açıklamasının verildiğine dair evrakların davalı sigorta şirketinden istenerek toplanan delillere göre hüküm kuruması gerektiğini, müvekkilinin davalının teklifini daha uygun bularak tercih ettiğini, normal bir şekilde kasko poliçesiyle aracının sigortalattığını düşündüğünü, normal kasko için ödenmesi gereken prim ile davalı tarafından müvekkilinden alınan prim arasında çok cüzi bir rakam olduğundan müvekkili de bu hususta aydınlatılmadığından iradesinin yanıltıldığını, cüzi prim farkından dolayı dar kasko yaptırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, itirazları incelenmesi ve müvekkilinin TBK’nın 31. maddesi kapsamında yanılgıya düştüğünü belirtmelerine rağmen mahkemece bir araştırma yapılmadığını, davalı sigorta şirketinin bu hususta aydınlatma görevini yerine getirmemesi TBK’nın 36. maddesi kapsamında yapılan işlemlerin aldatma olarak değerlendirilebileceğini, sigortalının poliçeye itiraz edebilmesi için öncelikle poliçenin ıslak imza karşılı sigortalıya teslim edilmesi gerektiğini, poliçenin müvekkiline teslim edilmediği ve davalının ıslak imzalı poliçe aslının dosyaya sunmadığı nazara alındığında TTK’nın 1423/2 maddesine göre süresinde itiraz etmemesinin mümkün olmadığını, dolayısıyla poliçede yazılı şartların gereçli kabul edilemeyeceğinin ortada olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davacı vekili, müvekkiline ait olup davalı nezdinde kasko poliçeli aracın hasarlandığını ileri sürerek hasar teminatının tahsili isteminde bulunmuş, davalı ise poliçede dar kasko teminatı verildiğini, ancak sigortalı aracın tam hasarlı sayılması halinde teminat kapsamında olduğunu, sigortalı aracın ise tam hasarlı olmadığı için hasarın teminat dışı kaldığını savunmuştur. Sigortalı araçta kısmi araç oluştuğu, poliçede dar kasko teminatı verildiği, kısmi hasarın teminat dışı olduğu hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili müvekkilinin aydınlatılmadığını, ıslak imzalı poliçe ve aydınlatma metinleri getirtilerek incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin hata ve aldatmaya maruz kaldığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Davacı tacir olup “dar kasko”, “kasko”, “genişletilmiş kasko” ve “tam kasko” poliçesi arasındaki farkları ve prim farklarını bilebilecek ve araştırabilecek durumda olduğu, ticari işletmesine ait aracın sigorta kapsamını denetlemesi gerektiği, en az prim tahsil edilen dar kaskoyu yaptırmakta fazla korumaya ihtiyaç duymamasının ve primin daha düşük olmasının tercih nedeni olabileceği, basiretli tacir gibi davranması gereken davacının, kendisinden daha az prim tahsil edildiği tarih itibariyle poliçenin kapsamından haberdar olacağı, davacının poliçe içeriğinden haberdar olmayacağı iddiasının iyiniyetle bağdaşmayacağı, hata ve hile halinin kanıtlanmadığı kanaatine varılmakla mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 14,90 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.12.2021