Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/703 E. 2021/1528 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/703
KARAR NO : 2021/1528

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13.11.2018
NUMARASI : 2018/682 E. 2018/1285 K.

DAVANIN KONUSU : Kasko Poliçesinden Kaynaklanan Alacak
KARAR TARİHİ : 14.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.12.2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.11.2018 tarih 2018/682 E. 2018/1285 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

DAVA : Davacı vekili, 19.09.2015 tarihinde müvekkiline ait olup davalı nezdinde kasko sigortalı aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, müvekkilinin davalıya başvurusunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,000 TL’nin 15.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 53.207,80 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, tek taraflı kaza ile ilgili olarak aracı kullanan sürücü tarafından veya trafik polisi tarafından herhangi bir kaza zaptı düzenlenmediğini, sürücünün alkollü olup olmadığı, ehliyetinin olup olmadığının belli olmadığını, ispat yükünün sigortalıda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN GÖREVE İLİŞKİN KALDIRMA KARARINDAN SONRA İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının bildirimin usulüne uygun yapılmadığını belirtmişse de kazanın belirtilen şekilde olmadığına ve bildirimin kusurlu yapıldığına dair delil ibraz etmediği, ispat yükünün davalı da bulunduğu, davalının asıl yükümlülüğünün tazminat ödemek olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 48.221,23 TL’nin 15.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, tek taraflı kaza için sigortalı kaza tespit tutanağı düzenlettirmeden aracını kaza yerinden kaldırdığını, bundan sonra hasar talebinde bulunduğunu, aracın çok ciddi hasarlanmasına rağmen sigortalının aracı kaza yaptığı yere trafik polisi veya jandarma çağırmadığını, kaza ile ilgili kaza tespit tutanağı düzenlettirmediğini, bu durumun hayatın olağan aşına aykırı olduğunu, sigortalının aracı kullanan kişinin alkolsüz, keyif verici madde etkisinde olmadığını veya geçerli bir ehliyete sahip olduğunu ispatlaması gerektiğini, mahkemece dava kısmen kabul edilmiş omasına rağmen reddedilen kısım yönünden müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmediğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE : Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, 19.09.2015 tarihinde davalı nezdinde kasko sigortalı aracın tek taraflı kazada hasarlandığını ileri sürerek kasko sigortacısından hasar teminatının tahsili talebinde bulunmuş, davalı vekili ise kaza ile ilgili olarak herhangi bir kaza tespit tutanağı düzenlenmediğini, sürücünün alkol olup olmadığının, ehliyetinin bulunup bulunmadığının belli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir.
Somut olayda kaza ile ilgili her hangi bir kaza tespit tutanağı bulunmamaktadır. Davalı …. tarafından sunulan hasar dosyasında davacının hasar başvurusuna dair bir dilekçesi bulunmayıp sadece araç fotoğrafları ile ekspertiz raporu bulunmaktadır. Davalı sigortanın başvurusu üzerine alınan ekspertiz raporunda aracın hasar ihbarının 19.09.2019 tarihinde yapıldığı, araç görülmek üzere servise gidilmiş ise de aracın servis dışında olduğu bilgisi alındığı, defalarca girişimde bulunulmasına rağmen servis tarafından evrakların iletilmediği, sigortalının ….’de hasar dosyası açtırdığı, …. tarafından atanan ekser ….’in aracı ne zaman gördüğünü hatırlayamadığını belirtiği, tarafına gönderilen fotoğraflara istinaden Tramer sorgulaması yapıldığı, sigortalı aracın evveliyatında birçok kazasının bulunduğu, hasarın ivedi olarak araştırmaya alınması gerektiği hususları bildirmiştir. Dosyadaki davacının başvurusu üzerine alınan 15.10.2015 tarihli …. tarafından hazırlanan ekspertiz raporunun ekinde davacının davalı sigortaya hitaben hazırladığı aracın alt geçitte virajı alamayarak duvara çarptığına dair davacı adına imzalı tarihsiz dilekçe bulunduğu, ekspertiz raporunun beyana ve fotoğraflara göre hazırlandığı görülmüştür. Davacı şirket, sigortalı aracın tek taraflı kazada hasarlandığını ileri sürüldüğüne göre kazayı trafik birimlerine ihbar edilerek resmi görevlilerce kaza tespit tutanağı düzenlenmesini sağlanması gerekirken basiretli bir tacir gibi hareket etmesi beklenen davacının bu yola başvurulmaksızın kazadan 6 gün sonra davalı sigortaya hitaben yazdığı imzasız ve tarihsiz dilekçe ile yine davalı sigortaya değil ….’e başvurmakla ispat yükü yer değiştirmiş olup davacı sigortalı hasarın teminat kapsamında kaldığını ispat yükü altındadır. Davacı tarafça kaza tarihi itibariyle hasarın teminat kapsamında kaldığı da başkaca delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle davanın reddi gerekmektedir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.11.2018 tarih 2018/682E, 2018/1285K sayılıkararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcının başlangıçta peşin olarak alınan 512,33 TL harç ve ıslah harcı olan 396,34 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 849,37 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.717,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
3- İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 14,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 112,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14.12.2021