Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/637 E. 2021/1571 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/637
KARAR NO : 2021/1571

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI : 2016/491 Esas 2018/1308 Karar
DAVANIN KONUSU :Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ: 21.12.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.12.2018 tarih 2016/491 Esas 2018/1308 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 17.09.2006 tarihinde müvekkilinin İzmir’de plakası bilinmeyen bir araçla gerçekleşen kazada yaya olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nin 18.07.2013 tarihli sağlık kurulu raporuna göre müvekkilinin toplam iş gücü kaybının % 10 olarak belirlendiğini, ATK tarafından yapılacak incelemede maluliyet durumunun ortaya çıkacağını, davalıya yapılan 26.03.2015 tarihli başvuru sonrasında kaza nedeniyle 26.05.2013 tarihinde 41.803,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin müvekkilinin zararını tam olarak karşılamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının müvekkilinin davalıya müracaat tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 38.359,93 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yetkisiz mahkemede dava açıldığını, dava tarihi itibariyle zamanaşımının dolduğunu, müvekkilince davacıya ödeme yapıldığını, aşan zararın ispat edilmesi gerektiğini, KTK’nın 111. maddesi gereği tazminat ile ödeme arasında fahiş bir fark bulunmaması halinde davanın reddi icap ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın 17.09.2006 tarihinde meydana geldiği, davanın 15.04.2016 tarihinde açıldığı, İzmir C.Başsavcılığı zamanaşımı bürosunun 28.04.2016 tarihli belgesine göre meydana gelen kazayla ilgili olarak soruşturmanın devam ettiği ve zamanaşımı tarihi olan 17.09.2021 tarihine kadar faillerin aranacağının belirtildiği, buna göre uzamış ceza zamanaşımının devam ettiği, dava dışı firari sürücünün % 70, davacının % 30 oranında kusuru ile kazanın meydana geldiği, davacının şu anki yaşına göre malüliyet oranının % 16, sekelin meydana geldiği yaşına göre malüliyet oranının % 14,3 olduğu, davacıda % nın kaza sonucu maddi kaybının 129.194,32 TL olup davalı … nca yapılan ödemenin güncellenmiş miktarı mahsup edildiğinde bakiye tazminatın 38.359,93 TL tespit edildiği, ZMMS maluliyet teminat limiti 57.500,00 TL olup davalı ….nın 26.05.2015 tarihinde yaptığı 41.803,00 TL ödeme düşüldükten sonra bakiyesinden davalının sorumlu tutulması icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 15.697,00 TL’nin 26.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkilinin cevap dilekçesinde yetkisiz mahkemede dava açıldığını, dava zamanaşımının dolduğunu, yapılan ödeme ile ibraname alındığını, 2006 yılın için teminat limitinin 57.500,00 TL olduğunu, davacıya 41.804,00 TL tazminat ödendiğini, mahkemece alınan ek rapora göre güncelenmiş ödemenin 54.814,00 TL hesaplandığını, 2006 yılına ait teminat limiti 57.500,00 TL olduğu için arada 2.686,00 TL fark bulunduğunu, KTK’nın 111. maddesi uyarınca açık nispetsizlik bulunmadığı için davanın reddi gerektiğini, maluliyet raporunun 2006 yılında yürürlükte olan yönetmeliğe göre hazırlanması gerekirken farklı bir yönetmeliğe göre yüksek maluliyet hesaplandığını, tek uzman hekim tarafından alınan maluliyet raporunun hükme esas alınamayacağını, dava dilekçesinde sürekli maluliyet tazminatı talep edildiğini, ıslah dilekçesi ile yeni talep eklenemeyeceğini, olay tarihinde 18 yaşından küçük olan çocuk için geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, sürekli iş göremezlik tazminatının davalı ….ndan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı, vekili, müvekkili yayaya plakası bilinmeyen bir aracın çarpması nedeniyle ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur. Davacı vekilince HMK’nın 16. maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulunduğu ve zarar görenin ikametgahı mahkemesi olan İzmir’de dava açılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 27.10.2020 tarih 2019/5558 E, 2020/6282K sayılı kararı). Mahkemece yukarıda açıklanan esaslara göre kaza tarihi olan 2006 yılında yürürlükte bulunan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre rapor alınması gerekirken İzmir ATK Şube Müdürlüğünden tek kişilik hekimden kaza tarihinde yürürlükte olmayan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre hazırlanan rapora göre hüküm kurulduğundan ortada usulünce alınmış maluliyet raporunun varlığından söz edilemez.
Davalı tarafça davadan önce 26.05.2015 tarihinde 41.803,00 TL ödeme karşılığında ibraname alınmış olup davacı KTK’nın 111. maddesi uyarınca 2 yıllık hak düşürücü sürede eldeki davayı açmış ise de davacıya yapılan ödemenin, ödeme tarihi itibariyle yetersiz olup olmadığı denetlenmemiştir. KTK’nin 111. maddesi çerçevesinde dava tarihinden önce düzenlenen ibraname sebebi ile yapılan ödemenin yeterli olup olmadığına ilişkin hesaplamada izlenecek yol; öncelikle ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için de, ödeme tarihindeki veriler (asgari ücret miktarı, işlemiş dönem sonu gibi) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılmalı, ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve bulunan zarar miktarlarından da yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Aktüerya raporunda davalı …. tarafından yapılan ödeme yetersiz olduğu belirtilmiş ise de hesaplamalar ödeme tarihi itibariyle değil rapor tarihi itibariyle yapılmıştır.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Yapılan açıklama doğrultsunda hükme esas alınan bilirkişi raporunda PMF Yaşam Tablosuna göre sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ise de usuli kazanılmış haklar gözetilerek işgücü kaybının TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tekrar hesaplanması gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nın 23.03.2021 tarih 2021/2772 E, 2021/3174K sayılı kararı).
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.12.2018 tarih 2016/491 Esas 2018/1308 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.12.2021