Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/607
KARAR NO : 2021/1544
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.12.2018
NUMARASI : 2017/1327 E. 2018/1510 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ :16.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.12.2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.12.2018 tarih 2017/1327 Esas 2018/1510 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 06.05.2017 tarihinde davalının ZMMS sigortacısı olduğu aracın, müvekkil aracına çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkil aracında hasar oluştuğunu, davalı tarafa yapılan ihbar üzerine açılan hasar dosyasında, sigorta eksperi tarafından araçta KDV hariç 3.422,00 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, tespit edilen bu bedele KDV de eklenerek davalı tarafça 4.163,00TL ödendiğini, davalının hasar tazmin yükümlülüğünü yerine getirirken orijinal yedek parça bedelleri üzerinden KDV de eklenmek suretiyle ödemede bulunması gerektiğini, tespit edilen 3.422 TL ‘ lik hasar bedelinin eşdeğer parça iskontolu ve KDV’ siz olarak değerlendirildiğini, gerçek hasar bedelinin 7.093,59 TL yedek parça ve 1.923,40 TL işçilik olmak üzere toplamda KDV dahil 9.016,99 TL olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100,00 TL bakiye hasar bedelinin 14.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bedel arttırım dilekçesiyle talebini 4.771,00 TL ‘ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, bakiye hasar bedeline ilişkin maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, eksper tarafından tanzim edilen rapor uyarınca hasar bedelinin tespit edildiğini, eksper raporu doğrultusunda 17.07.2017 tarihinde 2.197,28 TL ve 1.923,40 TL’ nin ödendiğini, davacı vekilinin sigortacının hasar tazmin yükümlülüğü kapsamında eşdeğer parçanın baz alınarak ödeme yapılmaması gerektiğini, orijinal yedek parça bedelleri üzerinden ödeme yapılması gerektiği yönündeki taleplerinin hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sigortalı arç sürücüsünün %100 oranında kazananı oluşumunda kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin, davacı tarafa bakiye hasar bedeli olarak 17.07.2017 tarihinde 4.120,68 TL ödeme yaptığından, bakiye hasar bedeli yükümlülüğünün 4.771,00 TL olduğu, zamanaşımı definin reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne 4.771,00 TL nin 14.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekilinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi başlıklı B.2. maddesi uyarınca, davaya konu 2000 model … plakalı araç, kaza tarihi itibariyle 3 yaşını geçmiş olduğundan eşdeğer parça ile onarımı sağlanabilecek nitelikte olduğundan, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu eşdeğer parça üzerinden onarım bedeli ile sınırlı olup müvekkil şirketin onayı dışında yapılan orijinal parça değişimlerinden, eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, anacak bilirkişi raporunda, orijinal yedek parça rakamları baz alınarak hesaplama yapılmış olup, müvekkil şirketin kaza tarihi ile model yılı arasından 3 yıl geçmiş olan araç için eşdeğer parça bedeli dışında, orijinal parça bedeli yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, hükme esas alınamayacağını,ayrıca araç 4.120,68 TL’ye onarılabilecek durumda iken 8.934,39 TL gibi fahiş bir miktara onarımın yapılmak istenmesinin hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkil sigorta şirketinin davadan önce ödemiş olduğu 4.120,68 TL ve eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini ileri sürmektedir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında davacı aracının hasarlanmasından kaynaklanan bakiye araç hasar bedelinin tahsili istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davaya konu kazada davacı aracının hasarlanması nedeniyle , karşı aracın ZMMS sigortacısı olan davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine açılan hasar dosyasında düzenlenen ekspertiz raporunda, yedek parçaların eşdeğer olarak değerlendirilerek davacıya ait araçta 1.862,11 TL yedek parça ve 1.560,00 TL işçilik olmak üzere toplam 3.422,11 TL (KDV Hariç) hasar tespit edildiği, davalı sigorta şirketinin davacıya KDV’ si ile birlikte 4.120,68 TL ödeme yaptığı, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; aracın tamir edildiği servis ile sigorta şirketi arasında parça tedariki konusunda bir anlaşma olmaması ve araçta değişmesi gereken yedek parçaları servisin temin etmesi nedeniyle, davalı sigorta şirketi tarafından yedek parça iskontosu uygulanamayacağı, yedek parça ve işçilik bedelleri olmak üzere toplam ödenmesi gereken tamirat bedelinin 8.934,39 TL, davalı tarafça davadan önce yapılan 4.120,68 TL ödeme mahsup edilmesiyle, bakiye hasar bedelinin bedelinin 4.831,71 TL hesaplandığının belirtildiği, davacı tarafça bedel arttırım dilekçesiyle, talep miktarının 4.831, 70 TL ye yükseltildiği, mahkemece, bilirkişi raporunun hükme esasa alınarak, davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Davalı ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması, davacıyı bağlamayacak olup, davalı sigorta şirketi iskonto indirimi yapılmadan, davacının gerçek zararından sorumludur. Hüküm kurmaya, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporunda fahiş hesaplama yapılmamış olmasına, iskontosuz hesaplama yaparak, gerçek zararın tespit edilmiş olmasına göre, ilk derece mahkemesince, raporun benimsenerek, davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 325,91 TL’den peşin alınan 81,47 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 244,44 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16.12.2021