Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/532 E. 2021/1573 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/532
KARAR NO : 2021/1573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.11.2018
NUMARASI : 2018/15 E. 2018/214 K.

DAVANIN KONUSU : Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 21.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.01.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 27.11.2018 tarih 2018/15 E. 2018/214 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı, 2017/02612 sayılı …. tasarımını kendi adına tescil ettirmiş ise de müvekkilinin bundan çok önce bu …. yi imal ettiğini, …. nin anonim olduğunu, herkes tarafından bilindiğini, yenilik unsuru taşımadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli 2017/02612 numaralı endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesin talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, tasarıma konu ürünü ilk kez müvekkilinin imal ettiğini, davacının dayandığı youtube videolarının müvekkilinin …. adlı …. ile ilgisi olmadığını, tescilli tasarıma konu olan …. yi müvekkili ilk ürettiğinde tadan müşterisinin “….” demesi üzerine müvekkilinin belirtilen ürünü “….” veya “….” olarak isimlendirmeye başladığını ve bu şekilde kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, bilirkişi raporunda ürünün bu tarz tekribinin yenilik içermediği, “….” sosyal medya hesabında …. adlı iş yerindeki 2014-2015 ve 2016 tarihlerinde yapılan paylaşım görselleri, dava konusu tasarımın aynısının başvuru tarihinden çok önce kamuya sunulduğu, atıfet süresinin geçirildiği ve tescilinin zamanında yapılmadığı, yeniliğin ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkilinin 30 yıldır unlu mamüller ve pastane sektöründeki tecrübesini kullanarak ….’ta 2010 yılında …. isimli işyerini işlettiğini, müvekkili tarafından tescilli tasarımının “…. ” ismiyle anılan …. olduğunu, yenilik ve ayırtedicilik vasfı taşıdığını, …. firmasına ait …., üzerinde kesitler bulunduğunu, soğuk yapıda olduğunu, müvekkilinin ürününü yumuşak, ince hamurdan sıcak servis edildiğini, müvekkilinin …. firmasıyla çalıştığını, bu firmanın ürünü ile benzerlik olsa idi müvekkili hakkında işlem başlatacağını, müvekkilinin 11.04.2017 tarihinde tasarım başvurusu gerçekleştirdiğini, 09.08.2016 tarihinde kamuya sunduğunu, bu durumun satış faturalarıyla ispat edildiğini, müvekkilinin 09.08.2016 tarihinden itibaren kamuya sunduğu mezkur tasarımın 6769 sayılı Kanun 69/2 maddesi uyarınca tescilsiz olarak korunduğunu, davacının sunduğu youtube videolarının müvekkilinin … si ile alakası olmadığını, müvekkilinin ürünü “…. “nın ince ve yumuşak bir hamurla yapılıp, açılmak suretiyle içlerine özel tarifle hazırlanan …. karışımının konulmasından sonra …. nın dışarı çıkması engellenecek bohça şeklinde kapatılarak hazırlandığını, müvekkilinin ürettiği “…. ” ürünü tüm Türkiye’de “…. ” olarak bilindiğini, youtube kanallarında yer alan videonun ne zaman yayınlandığı resmi belgeyle ortaya konulmadan müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmadığını söylemenin hukuken mümkün olmadığını, kötüniyetli kişiler tarafından kolaylıkla tarihler değiştirerek videoların konulabileceğini, müvekkilinin tasarımının anonim tasarım olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin 24.11.2017 tarihli ihtarnameyi göndermesi üzerine davacının kötüniyetli olarak bu davayı açtığnı istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 56/1. maddesinde “Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur.” hükmüne yer verilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 57/2. maddesinde “Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması gerekmektedir. Bir başka deyişle tasarım tescilinde, mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla, küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. (Yargıtay 11. H.D’nin 19.09.2012 tarih 2011/6793 E, 2012/13617 K).
Somut olayda davacı vekili, davalı adına tescili 11.04.2017 başvuru tarihli 2017/02612 sayılı 1 ve 2 nolu “…. ” başlıklı tasarımın hükümsüzlüğü isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının delil olarak sunduğu bir kısım youtube görüntülerindeki tasarımlar, tasarım başvuru tarihinden eski ise de genel izlenim olarak dava konusu tasarımdan farklı olduğu için değerlendirmeye alınamayacağı, davacının 04.03.2017 ve 16.03.2017 tarihli e posta ekinde sunduğu görseller ile 11.02.2016 tarihli dava dışı youtube paylaşımına konu görseller dava konusu tasarım ile aynı-benzer olup tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulduğu için tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığı, yine “…. ” isimli sosyal ağ web sitesinde davalının …. isimli işyerinden yapılan 2014-2015-2016 tarihli paylaşımındaki görseller incelendiğinde dava konusu tasarımların aynısının 2014 tarihinden itibaren kamuya sundulduğu ve kamuya sunma tarihinden itibaren 12 ay içinde tescil başvurusu yapılmadığı, bu nedenle de dava konusu tasarımların yeni ve ayırt edici niteliğe haiz olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilerek davalıya ait tasarımın yenilik unsurunu taşımadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı taraf, dava konusu …. tasarımını tescil başvuru tarihinden geriye doğru 12 ay içinde 02.08.2016 tarihinde kendi sosyal medya hesaplarında paylaştıklarını, bu paylaşımın yenilik unsurunu kaldırmayacağını istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Gerçekten de bu paylaşım, tasarım tescil başvurusundan geriye doğru 12 ay içinde gerçekleştiği için yenilik kırıcı değil ise de davalının işyerinden çekilen görüntülerin paylaşıldığı “…. ” isimli sitedeki 2014-2015-2016 tarihli paylaşımlardaki …. görüntüsü ile dava konusu tasarım aynı/benzer olmakla davacının tasarım tescili için 12 aylık süreyi aştıktan sonra tescil başvurusu yaptığı dolayısıyla tescil başvuru tarihi itibariyle tasarımın yeni olmadığı anlaşılmakla hükümsüzlük kararı verilmesi doğrudur. Bilirkişilerin mutlak yenilik kapsamında resen yaptığı araştırmaya göre tespit ettiği …. isimli sitesindeki görsellerin oluşturulma tarihinin sahte olduğuna dair davalı tarafça başta bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunulmadığı, söz konusu sitedeki görüntülerin oluşturulma tarihinin sahte olduğunun davacı tarafça ispat edilmediği için davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır. Bilirkişi raporunda …. şirketine ait ürün benzer kabul edilmediği için davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları hakkında bir değerlendirme yapma gereği görülmemiştir. SMK’nın 69/2. maddesindeki tescillsiz tasarımın korunmasıyla aynı kanunun 77/1. maddesi uyarınca tescilli tasarımın hükümsüzlüğü istemi ayrı kavramlar olduğu için davalı vekilinin bu kapsamdaki istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 14,90 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10.01.2022