Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/512 E. 2021/1558 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/512
KARAR NO : 2021/1558

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.11.2018
NUMARASI : 2017/1110 E. 2018/1271 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 17.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.12.2021

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.12.2021 tarih 2017/1110 E. 2018/1271 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın 17.04.2017 tarihinde, müvekkiline ait park halinde olan … plakalı araca çarptığını, müvekkiline ait araçta maddi hasar meydana geldiğini, araçta meydana gelen hasarın tazmini amacıyla İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/66 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, araçta oluşan hasar bedelinin 13.823,70 TL, değer kaybı bedelinin ise 5.000,00 TL olarak belirlendiğini, davalı şirkete başvuruda bulunduklarını, ancak ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 250,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 19.04.2018 tarihli duruşmada dava değerinin 200,00 TL’lik kısmının hasar bedeli, 50,00 TL’lik kısmının değer kaybı istemine ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili, 18.07.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, hasar bedeline ilişkin istemini 13.823,70 TL, değer kaybına ilişkin istemini 4.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının zararını kanıtlaması gerektiğini, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, müvekkili şirketten ödenen miktardan fazlasına ilişkin talepte bulunabilmesi için öncelikle sigortalı aracın sürücülerinin kusurlarının tayin edilmesi gerektiğini, davacının değer kaybı isteminin yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, davalı şirket tarafından sigortalanan aracın dikkatsiz ve tedbirsizce araç kullanarak park halindeki davacı aracına çarpması neticesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araçta 4.500,00 TL değer kaybı, 13.823,70 TL hasar meydana geldiği, davacının zararından davalı şirketin zorunlu mali mesuliyet sorumluluk poliçesi kapsamına göre sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 13.823,70 TL hasar bedeli ve 4.500,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, kazanın meydana gelişinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğuna dair tespiti kabul etmediklerini, kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını, hükmedilen hasar bedeli ile değer kaybı miktarının fahiş olduğunu, değer kaybının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları EK-1’deki Değer Kaybı Hesaplama yöntemine göre belirlenen 2.916,66 TL’ye hükmedilmesi gerekirken, reel piyasa şartları çerçevesinde belirlenen 4.500,00 TL’ye hükmedilmesinin hatalı olduğunu, KTK’nın 90. maddesine göre, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında düzenlenen usul ve esaslardan biri olan Değer Kaybı Hesaplaması Formülüne göre hesaplanması gerektiğini, bilirkişi raporunda davacıya ait aracın daha önce 23.10.2016 tarihli bir kazasının mevcut olduğu ancak bu kazada hangi kısımların hasar aldığı ve onarım yapıldığı hususunda bilgi bulunmadığının tespit edildiğini, önceki kazada sol ön çamurluk ve sol ön kapısında hasar almış ise davaya konu 17/04/2017 tarihli kazadan dolayı değer kaybı oluşmayacağının belirtildiğini, dava dışı … Sigorta A.Ş.’den 2016 K 133613 nolu hasar dosyası incelenmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, araç hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı nezdinde sigortalı aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle hasarlandığını ileri sürerek hasar bedeli ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait aracın dava konusu kazadan önce 23.10.2016 tarihinde kazaya karıştığı, bu kazada hangi kısımlarından hasar aldığı ve onarım yapıldığı hususunda bilgi bulunmadığı, eğer bu kazada sol ön çamurluk ve sol ön kapısından hasar almış ise, dava konusu 17.04.2017 tarihli kazadan dolayı değer kaybının oluşmayacağı belirtilmiştir. Mahkemece … Şirketleri Birliği Müdürlüğü’ne (…) yazı yazılarak davacıya ait aracın geçirdiği 23.10.2016 tarihli kazaya ilişkin hasar bilgileri istenerek, önceki kaza ile dava konusu 17.04.2017 tarihli kazada hasar gören kısımların aynı olup olmadığı, önceki kazada hasar alan kısımların onarılmış olup olmadığı hususlarında bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.11.2018 tarih 2017/1110 E. 2018/1271 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17.12.2021