Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/425 E. 2021/1595 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/425
KARAR NO : 2021/1595

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
NUMARASI : 2016/643 Esas 2018/507 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.12.2021

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.11.2018 tarih 2016/643 Esas 2018/507 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 28.09.2016 tarihinde müvekkiline ait … plakalı aracın dava dışı sürücü …’un sevk ve idaresinde sol şeritte seyir halinde iken, davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın aniden sol şeride müvekkiline ait aracın önüne geçmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün kaza tespit tutanağında kazanın meydan geliş biçimine itiraz edip kusurunu kabul etmemesi nedeniyle kusur dağılımının yapılamadığını, ancak kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra çevrede bulunan iş yerlerine ait kamera kayıtlarını araştırdığını, yolun karşı tarafında bulunan iş yerine ait kamera kaydında yolun en sağında bulanan beyaz renkli dolmuşun yola girdiğinin, orta şeritte seyreden davalı sürücünün önüne çıkan beyaz dolmuşa çarpmamak için fren yaparak sol şeride geçtiğinin görüldüğünü, müvekkiline ait araç sürücüsünün aniden önüne kıran kamyona çarpmamak için sola doğru direksiyonu kırarak kamyon ile sol refüj arasından geçmeye çalışırken sol refüje çarptığını, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/150 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, araçta 10.960,00 TL hasar oluştuğunun tespit edildiğini, ayrıca araçta değer kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin pazarcılık yaptığını, kaza nedeniyle kaza tarihinden aracı tamir ettirdiği 10.11.2016 tarihine kadar kazanç kaybına uğradığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.960,00 TL hasar bedeli, 500,00 TL araç değer kaybı ve 500,00 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 11.960,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta Şirketi vekili, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun azami teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ile sınırlı ve sadece gerçek zarara ilişkin olduğunu, davacı tarafından müvekkiline başvuruda bulunulmadığını, maddi hasar, değer kaybı, ticari kazanç kaybının, varsa miktarının tespitinin ancak uzman bilirkişi marifeti ile mümkün olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kaza tespit tutanağında müvekkili idareye ait araca herhangi bir kusur atfedilmediğini, kazanın müvekkiline ait aracın sağ şeritte hız sınırları içinde seyir halindeyken dolmuşların yolcu alması için yapılan cepten bir minibüsün kontrolsüz ve ani şekilde müvekkiline ait aracın şeridine girmesi nedeniyle, müvekkiline ait aracın kendi şeridinde hızını azaltarak durmaya çalışması sırasında arkadan gelen davacının direksiyon hakimiyetini kaybederek orta refüjde bulunan bariyerlere çarpması sonucu tek taraflı olarak gerçekleştiğini, kazada müvekkiline ait araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının aşırı hızlı olduğunu, takip mesafesi ile ilgili kurallara uymadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, alınan bilirkişi asıl ve ek raporları doğrultusunda, davalı idareye ait … plakalı aracın sürücüsü …’nın kazanın oluşumunda %70 kusurlu olduğu, kusura isabet eden 7.672,00 TL hasar bedeli ve 980,00 TL değer kaybı oluştuğu, davacının bu kaza nedeniyle 178,92-TL kazanç kaybına uğradığı, davalı sigorta şirketinin araçta meydana gelen hasar ve değer kaybıyla sorumlu tutulduğu, diğer davalıların da araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı ile davacıda kaza nedeniyle uğramış olduğu kazanç kaybından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 7.652,00 TL hasar bedeli, 980,00 TL değer kaybı ve 178,92 TL kazanç kaybı olmak üzere toplam 8.810,92 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 8.632,00 TL ile sınırlı tutulmasına, alacağa davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 28.09.2016 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ve davalı … vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin kaza olduğu sırada sol şeritten, hız sınırları içinde ve trafik kurallarına uygun olarak hareket ettiğini, araç hızının yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun olduğunu, davalı sürücünün kullandığı kamyonun aniden önüne kırmış olmasından dolayı kendisine çarpmamak için direksiyonu sol tarafa kırdığını ve orta refüje çarptığını, müvekkiline %30 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kazanç kaybının 178,92 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin dava konusu kazaya karışan araç ile meyve satışı yapan bir esnaf olduğunu, yaptığı satışlarda fiş veya fatura kesmediğini, düzenli şekilde ticari defter tutmadığını, müvekkiline ait Basit Usul Gelir Vergisi Beyannamesinde belirtilen yıllık kazancın defter tutma sonucu hesaplanabilen net kazanç olmadığını, ticari defterlerinin gerçek kazancı yansıtmadığını, günlük kazancının tam olarak belirlenemeyeceğini, ilgili meslek kuruluşlarından müvekkilinin emsal kazancının ne olduğunun sorulması gerektiğini, davalı sigorta şirketi tarafından onarım masraflarının ödenmeyeceğinin müvekkiline bildirilmesi üzerine tespit yaptırıldığını, müvekkilinin süreci uzatmak gibi bir niyetinin bulunmadığını, müvekkilinin sigorta tarafından aracın onarım masraflarının ödenip ödenmeyeceğini öğrenmek için beklediğini, masrafların ödenmeyeceğini öğrendikten sonra hasar tespiti yaptırdığını, aracın onarım için 50 gün serviste kaldığını, ancak mahkemece aracın kaç günde onarılabileceğininin dikkate alındığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun çelişkiler içerdiğini, dava dışı beyaz renkli minibüs sürücüsüne %40 oranında kusur izafe edildiğini, 2918 sayılı Kanunun 88. maddesi gerekçe gösterilerek, bahsi geçen kusur oranının da davalı … ve işleten olarak müvekkiline eklendiğini, oysa kazada kusuru bulunan her kim varsa kusur oranlarıyla ve kusur oranına isabet eden tazminat tutarıyla belirtilmesi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde tüm kusurun yola dikkatsiz bir şekilde aniden çıkan beyaz renkli minibüs sürücüsünde olduğunu, hız sınırları dahilinde seyreden sürücünün önüne aniden araç çıkmasıyla refleks olarak çıkan araca çarpmamak için sol şeride geçmesinin olağan olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, davacı ile davalı sürücü …’nın aynı durumda olduklarını, davacıya %30 oranında, diğer davalı …’e ise beyaz renkli minibüsün dava dışı sürücüsünün kusurunun da ilave edilerek %70 oranında kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu, yedek parça ve işçilikten oluşan hasar tutarı ile araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybı ile kazanç kaybını da kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, araç hasar bedeli ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından, kazanç kaybı tazminatının ise karşı aracın sürücüsü ve işleteninden tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu 28.09.2016 tarihli kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davacıya ait aracın sürücüsü dava dışı …’un Anadolu Caddesinden Menemen istikametine doğru sol şeritte seyrederken, sağ şeritte seyreden … plakalı kamyonetin önüne bir araç çıkması nedeniyle sola doğru kaçtığını, bu esnada kendisi de kamyona çarpmamak için frene basarak sol tarafta bulunan refüje çarptığını beyan ettiği, diğer sürücü davalı …’nın idaresinde bulunan kamyon ile Menemen istikametinde sağ şeritte seyrederken sağ taraftan bir aracın önüne çıktığını, kendisinin yavaşladığını ve diğer şeride geçmediğini beyan ettiği, beyanlarına göre kusur dağılımı yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü …’nın ilçe merkezinde seyretmesi nedeniyle tedbirli ve dikkatli davranması gerektiği, önüne her an bir aracın veya bir yayanın çıkabileceğini, şerit değiştirmeden durmak zorunda kalabileceğini öngörmesi gerektiği, ancak sağ şeritte seyri esnasında bir dolmuşun yolcu almasından sonra cepten çıkış yaparak kendi şeridine girmesi sonucu, bu araca çarpmamak için, arkadan gelen trafiği kontrol etmeden sol şeride geçiş yaptığı, sol şeritte hızlı bir şekilde gelen davacıya ait aracın da şeridinin daraldığını ve geçemeyecek şekilde önünün kapandığını gördüğünde sürücüsünün direksiyonu sola kırıp kamyon hizasına gelmeden orta refüje çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, davalı sürücü …’nın aracıyla sağ şeritten sol şeride geçerken, sol şeritte seyreden araçların gelip gelmediğini kontrol etmeden şerit değiştirdiğinden 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca %70 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü …’un aracının hızını yol ve trafik durumuna uydurmadığından, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52. maddesi uyarınca %30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, alınan raporun trafik kazası tespit tutanağı ile uyumlu, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin kusur oranına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davacının kaza tarihinden tamir edildiği tarihe kadar aracı kullanamaması nedeniyle uğradığı kazanç kaybına ilişkin tazminat istemi yönünden, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın tamiri için gerekli olan 20 günlük sürenin esas alınması yerinde olup, Menemen Vergi Dairesi Müdürlüğü’nce gönderilen davacıya ait 2015 takvim yılına ilişkin Basit Usul Gelir Vergisi Beyannamesine dayanılarak hesaplama yapılmasına, resmi nitelikteki bu belgenin aksinin ispatlanamamasına göre taraf vekillerinin kazanç kaybı tazminatına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdikleri itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınmasına,
3-Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.24.12.2021