Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/42 E. 2021/1276 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/42
KARAR NO : 2021/1276

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.09.2018
NUMARASI : 2016/1053 E. 2018/918 K.

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.11.2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.09.2018 tarih 2016/1053 E. 2018/918 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının ZMMS sigortacısı olduğu araç sürücüsünün, 17.05.2016 tarihinde, müvekkiline ait araca çarpmasıyla meydana gelen kazada, müvekkili aracının hasarlandığını, araç hasarının dava dışı Kasko sigortacısı tarafından ödendiğini, araçta hasar nedeniyle değer kaybı oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, boya işlemsiz ve mini onarımla giderilebilen basit kaporta, plastik tampon, plastik çamurluk ve diğer plastik parça onarımları, jant, lastik ve mekanik tüm parçalar, elektrik, elektronik, tüm hava yastıkları ile radyo/Cd/Navigasyon cihazları, cam, kilit ve döşeme aksamlarındaki hasarlar için, değer kaybının teminat kapsamı dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; bilirkişi heyetince düzenlenen 23.08.2017 havale tarihli raporda, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün kusursuz , davacı sürücünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun, araçta 13.297,38-TL ile 13.718,04-TL arasında bir değer kaybı olabileceğinin belirtildiği, davacı vekilinin itirazları üzerine alınan ek raporda, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusursuz olduğunun, daha önce düzenlenen raporda değişikliği gerektirecek herhangi bir hususun bulunmadığının bildirildiği, davacı vekilinin rapora itirzları ve ATK7den rapor alınması talepleri bulunduğu, dosya kapsamı itibariyle alınan bilirkişi raporları yeterli görüldüğünden yeni bilirkişi raporu alınmasına gerek görülmediği ,sigortalı araç sürücüsü kusursuz bulunduğundan davalı … şirketinin 2918 sayılı yasanın 85 ve 91 maddelerine göre sorumluluğun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine kara verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, park yasağı olan yerde park halinde olan ve hareket haline geçmesiyle müvekkil araç ile çarpışan araç sürücüsünün kusursuz, müvekkilin ise yüzde yüz oranında tam kusurlu bulunduğunu, bu hatalı kusur dağılımının, kazada karşı aracın park halinde bulunup, hareketsiz olduğu kabul edilerek yapıldığını, ancak, kaza tespit tutanağında imzalı taraf beyanlarında karşı yanın “ ben sağ şeride dönmek üzere hareket haline geçtim ” ifadesinin bulunduğunu, kaza fotoğrafları ile de sabit olduğu üzere karşı araç, park halinden hareket haline geçmiş ve kavşak içine doğru dönüş yapar durumda olduğunu, karşı araç sürücüsünün asıl olarak bu eylemi ile kazaya sebebiyet verdiğini, bu önemli hususun raporda allandığını ,rapor böylesine bir hata içermesine rağmen yeniden bilirkişi aldırılması taleplerinin rededildiğini, trafik kazalarında hasar ve kusura ilişkin bilirkişi raporu hazırlanırken incelenmesi beklenen, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında mevcut kazanın ayrıntılı fotoğraflarında da karşı aracın hareket haline geçtiğinin görüldüğünü, kazanın tanımının yanlış yapıldığını, ayrıca meydana gelen kazaların kayıt altında tutulduğu Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi ( Tramer ) kayıtlarına göre de kazada karşı yanın asli derecede kusurlu olduğunu, aldırılan rapor ile resmi kayıt arasındaki çelişkinin giderilmesi için dahi yeniden rapor aldırılması gerekliyken yeniden bilirkişi raporu aldırılmasına ilişkin talebimizin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, raporda müvekkilin kavşak girişine yasak olmasına rağmen park etmiş bir araç mevcutken gerekli özeni göstermeyerek yüzde yüz oranında kazaya sebebiyet verdiği, karşı araç sürücüsünün ise yasak olan yere park etmesine rağmen kazayı öngörmesinin mümkün olmaması sebebiyle kusursuz olduğunun ifade edildiğini, bu değerlendirmenin açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, park yasağı olmayan yere park etmenin asli kusur olduğunu, kaza tutanaklarının aksi ispat edilinceye kadar kesin delil vazifesi gördüğünü, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında hasarlanan davacı aracında meydana gelen değer kaybının tazmini istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince trafik uzmanı, makine mühendisi ve sigorta uzmanından oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan ve benimsenen bilirkişi kök raporunda; davacının sevk ve idaresindeki aracı ile Caher Dudayev Bulvari üzerinde seyir halinde iken, Cahar Dudayev Bulvarına bağlantısı olan 6418 Sokağa dönüş yaptığı sırada, yolun sağında park halinde bulunan sigortalı ı ticari taksinin sol ön köşe kısımlarına, aracının sağ yan kısımlarını sürterek çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğinin tespit edildiği, resimlerdeki araçların duruş yerleri, hasarlarının değerlendirildiği, davacı sürücünün 6418 sokağa dönüşü sırasında, istikametine göre yolun sağında park halinde bulunan ticari aracı geçerken, hızını azaltıp, sağ dış aynadan ticari aracı geçesiye kadar gerekli kontrollerini yaparak dönüşünü tamamlaması ve ayrıca, seyir halindeki davacı sürücünün park yapmış olan araçtan dolayı manevra yapmakta zorlanıyorsa, seyrine devam etmeyip park halindeki araç sürücüsünü uyanıp aracını kaldırılmasını sağlaması gerektiği, kazanın oluşumu ve araçların hasarlı kısımları dikkate alındığında, gerekli kontrollerin yapılması sonucu rahatlıkla geçişin yapılabileceğinin görüldüğü, araç sürücüleri hem kurallara uyma, hem de olası kazaları önleme konusunda yüksek özen göstermekle yükümlü oldukları, davaya konu kazadaki özenin ölçümünün ise, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84, maddesinde yer alan sürücülere ait asli kusurlardan “ Doğrultu Değiştirme Manevralarını Yanlış Yapma” kusuru olduğundan, davacının kazanın oluşumunda % 100 kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün idaresindeki aracın kaza sırasında kavşak içerisinde park halinde olduğu, park yasağı bulunan yere park etmenin cezai müeyyide gerektirdiği, sigortalı aracın herhangi bir hareketinin söz konusu olmadığı, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespiti açısından üzerinde durulması gereken hususun, park halindeki aracının ön kısımlarına çarpılacağının bu sürücü tarafından tahmin edilmesi ve bilinmesinin mümkün bir husus olup olmadığı ve eğer önceden tahmin edilebilecek ve bilinebilecek bir husus ise, sürücü tarafından zararlı sonucu önleyecek, beklenilen dikkat ile özenin gösterilip
Gösterilmediği olup, kazanın oluşumuna bakıldığında sigortalı aracın park halinde ve … plakalı ( davacının aracı ) ön kısımlarına çarpmasına göre, bu durumu tahmin etmesin ve bilmesinin mümkün olmadığı, önlenebilir olmayan bir sonuçtan kusurlu kabul etme olanağının bu nedenle bulunmadığı, kazayı görmesi ve önlemesi mümkün olmayan park halindeki sigortalı arç sürücüsünün kusursuz olduğu, davacı tarafın itirazı üzerine alınan ek raporda , kaza tespit tutanağında her ne kadar sigortalı araç sürücüsü tarafından park halinde bulunduğu yerden hareket etmesiyle, aracına çarpıldığı belirtilmişi ise de, aracın park halinde olup olmadığının sürücü beyanlarına göre tespit edilemeyeceği, araçların kaza sonrası duruş şekli ve özellikle sigortalı aracın sağ tarafındaki sürtünme şeklinde meydana gelen hasar dikkate alındığında, kazanın oluşumunun sürtünme şeklinde meydana geldiğinin anlaşıldığı, sigortalı ticari taksi hareket etmiş olsa idi, ticari takside çökme şeklinde hasarın oluşacağı, ancak, bu şekilde hasarın oluşmadığının kaza sonrası çekilen fotoğraflardan anlaşıldığı, açıklanarak, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğuna ilişkin kök rapordaki görüşleri değiştirilmeyerek , sigortalı araç sürücüsünün kusursu olduğu belirtilmiş, ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin rapora karşı itirazları ile ATK ‘ den rapor alınması talepleri red edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Kaza tespit tutanakları aksi ispat edilinceye kadar geçerlidir. İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporunun, kaza tespit tutanağının içeriği, kaza sonrası araçlarda meydana gelen hasar durumu ile araçların kaza sonrasında duruş yerleri ve kaza yerini gösteren fotoğraflar irdelenerek ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde düzenlenmiş olmasına, raporda sürücülerin beyanları ile araçta meydana gelen hasarların uyumsuzluğu tespit edilmek suretiyle, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesine göre, verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL’den peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04.11.2021