Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/337 E. 2021/1425 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2019/337
KARAR NO : 2021/1425

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2018
NUMARASI : 2017/106 Esas 2018/1035 Karar
DAVANIN KONUSU :Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.11.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.09.2018 gün ve 2017/106 Esas 2018/1035 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 19.12.2016 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın müvekkilinin kullandığı araca çarpması nedeniyle meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin davalıya başvurusunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, HMK’nın 107. maddesi uyarınca 900,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatını toplam 8.840,31 TL’ye, kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin toplam 130.986,01 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kusur ve maluliyetin kanıtlanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, 01.06.2015 tarihli yeni genel şartlara göre hesaplama yapılması icap ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kazaya karışan ve davalının sigortacısı olduğu araçta yolcu olduğu, kazada ve meydana gelen zararda kusurunun bulunmadığı, kazanın sigortalı aracın % 100 oranında kusuruyla gerçekleştiği, davacının % 34 oranında iş göremezlik zararının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 130.986,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 8.940,31 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, maluliyet raporu müvekkiline tebliğ edilmediğini, hesap raporuna karşı maluliyet tespitine ilişkin itirazları sunulmuş olsa da bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, Ege Üniversitesinden alınan rapora karşı müvekkilince tıbbi mütalaa alındığını,bu mütalaada Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre % 42,2 işgöremezlik oranı tespit edilebileceğinin belirtildiğini, Ege Üniversitesi raporunda % 42.3 oranıda iş göremezlik oranı bildirildiğini, yine bu mütalaada Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları Hakkında Yönetmeliğe göre zarar görende % 18 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı oluştuğu, davacının trafik kazasına bağlı gelişen sekeli bir başkasının sürekli bakımını gerektirmediği hususlarına yer verildiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının uygulanması icap ettiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri hem 6111 sayılı kanun gereği hem de trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat kapsamında kalmadığını, müvekkili nezdinde sigortalı araç sürücüsüne yüklenen kusuru kabul etmediklerini, ATK’dan rapor alınmadan karar verildiğini, ıslah edilen kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, 26.12.2018 tarihli dilekçesiyle davalı vekilinin isitnaf dilekçesinin süresinde olmadığını savunarak davalının istinaf başvurusunun reddini istemiştir. Mahkemenin gerekçeli kararı davalı vekiline 22.10.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekilinin UYAP ortamında sunduğu istinaf dilekçesi üzerine fiziki olarak 30.11.2018 tarihi atılı ise de anılan dilekçenin alt kısmında UYAP tarafından 26.10.2018 tarihine yer verildiği gibi UYAP evrak kütüğünün incelenmesinde de davalı vekilinin bu tarihte istinaf dilekçesini avukat portalından onayladığı, aynı tarihte mahkeme katibinin evrakı okuduğu anlaşılmakla davalı vekilinin UYAP ortamında sunduğu istinaf dilekçesi süresindedir.
Davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gecince; Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece, kaza tarihinin 19.12.2016 olduğu gözetilerek öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının raporu alındıktan ve raporun tebliğine müteakip rapora itirazlar giderildikten sonra davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanacak aktüerya raporu alınması gerekirken, kaza tarihinde geçerli olmayan yönetmeliğe göre hazırlanan maluliyet raporuna itibar edilmesi ve bu maluliyet oranına ve % 1,8 teknik faize göre hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle mahkemece usulünce alınmış maluliyet raporu ve aktüerya raporunun varlığından söz edilemez.
Yine davalı sigorta, karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olmasına rağmen mahkemece dosya kapsamıyla uygun düşmeyecek şekilde davacının, davalı nezdinde sigortalı araçta yolcu olduğunun belirtilmesi de hatalıdır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair isitinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.09.2018 tarih 2017/106 Esas 2018/1035 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.11.2021