Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3290 E. 2022/1480 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3290
KARAR NO : 2022/1480

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.09.2019
NUMARASI : 2018/323 Esas 2019/513 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 19.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.10.2022

İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.09.2019 tarih 2018/323 Esas 2019/513 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait ve müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçların 05/11/2018 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in “şerit ihlali” kusurunu ifa suretiyle asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından kazada kusurlu olan … plakalı aracın 8675517 nolu poliçe ile ZMSS sigortalandığını, müvekkiline ait aracın hasar bedelinin İzmir 8.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/190 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak yanıt alınamadığını ve bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 10.000-TL hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini, değişik iş dosyasında delil tespiti gideri olan toplam 1.147,60 TL’nin ve iş bu davada yapılacak yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin 05.07.2019 havale tarihli ıslah dilekçesi ile hasar bedeline yönelik bedeli 20.000,00 TL olarak arttırdıklarını bildirir dilekçe sunduğu, iş bu talebini harçlandırdığı görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından açılan davanın haksız olduğunu, HMK 115 md. gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği, başvuru şartının usulüne uygun olarak gerçekleştirilmemesini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 05/11/2018 tarihli trafik kazasının oluşumunda sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Karayolları Trafik Kanunu md 84’de “Asli Kusur Sayılan Haller” başlığı altında verilen ve “g” bendin de belirtilen “Şeride Tecavüz Etmek” ve aynı kanunun madde 46/1-c “Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmek” kural ihlaliyle asli kusurunu işlediğinden asli ve tam (%100 oranında) kusurlu bulunduğu, davacıya ait araçta toplam 20.000,00 TL hasar meydana geldiğinden davanın kabulü ile 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine tespit giderlerinin yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, yargılama aşamasında cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirttikleri savunmaların yok sayıldığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, kararın gerekçeli yazılmadığını, kazanın beyan edildiği şekilde oluşup oluşmadığı ve kaza ile oluşan hasar arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı konusunda değerlendirme yapılmadığını, dava konusu aracın o saatte orada bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, bu denli hasarın meydana geldiği kazada hiçbir görgü tanığının olmamasının ve resmi makamlar tarafından tutanak tutulmamasının son derece şüpheli olduğunu, olay gününe ait mobese kayıtları vb. kamera kayıtlarının getirtilmeksizin, kaza ile hasar arasında illiyet bağı araştırılmaksızın, hasarın sonradan arttırılıp arttırılmadığı tespit edilmeksizin karar verildiğini, tespit raporunun bilirkişi tarafından tekrarlandığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden faize hükmedilebileceğini, kendilerine usulünce yapılmış başvuru olmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 05.11.2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısı olan davalıdan maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı araç ile davacının maliki olduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle dosya kazandırılan kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, zararın kaza ile uyumlu olup meydana gelen zararın yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil 78.529,00 TL olduğu, bu nedenle zarar nedeni ile aracın pert olarak kabulü ile aracın piyasa değeri olan 40.000,00 TL’den sovtaj değeri olan 20.000,00 TL’nin düşümü ile toplam gerçek hasarın 20.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk zarar görenin uğradığı gerçek zarar ile sınırlıdır. BK’nun 42. (6102 sayılı Kanun 50. Md.) 6762 sayılı TTK’nın 1283. ( 6102 sayılı TTK’nın 1427 vd ) maddeleri gereğince sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup motorlu aracın neden olduğu zarar nedeniyle meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. Gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik giderlerini kapsar. Davalı sigorta şirketi gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. Zira, zarar görenin çıkma ve eşdeğer parçalarla aracı tamir etmesi beklenemeyeceği gibi gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle karşılanır. Hasar bedeli tespit edilirken davalı sigorta şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma vb nedenlerle yedek parça ve işçilik bedellerinin değerinde indirim uygulanması da doğru değildir. ( Yargıtay 17 HDB’nın 15.12.2011 tarih 2011/4075 E. 2011/12321 K., 28.03.2016 tarih 2015/17481 E. 2016/3833 K., 04.04.2016 tarih 2015/14700 E. 2016/4229 K., 17.03.2014 tarih 2014/4531 E. 2014/3704 K. Sayılı ilamları )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olay ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmiş olmasına, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
6100 Sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. madde hükmüne göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava dilekçesinin istem kısmında, davanın açıkça belirsiz davası olarak açıldığının belirtilmemiş olması, açılan davanın kısmi dava olduğunun kabulü için yeterli olmayıp, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilerek, davanın niteliği belirlenmelidir. Davada, trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL dava değeri üzerinden hasara yönelik maddi tazminat davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş olup, dava dilekçesinde dava safahatında rapor alındığında davacının hasara yönelik tazminat tutarlarının belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, davanın belirsiz alacak davası olduğu kanaatine varılmıştır. Islah dilekçesinde asıl alacağın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep edildiği de dikkate alınarak, gerek dava dilekçesinde istenen kısım için, gerekse yargılama sırasında artırılan kısım için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesi yerinde olup davalı vekilinin faizin başlangıç tarihine ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davalı tarafın dava konusu aracın o saatte orada bulunup bulunmadığı, kazada hiçbir görgü tanığının olmaması ve olay anına ilişkin kayıtların incelenmemesine yönelik istinaf nedenleri belirtilen hususlar yönünden ispatlayıcı delil sunulmamış olmakla yerinde görülmemiş, davacı tarafın davalı şirket hakkında iş bu davayı açıp aleyhine verilen hüküm nedeniyle hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.366,20 TL’den peşin alınan 341,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19.10.2022