Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3279 E. 2022/1556 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/3279
KARAR NO : 2022/1556

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.10.2019
NUMARASI : 2019/1147 E. 2019/639 K.
DAVANIN KONUSU : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 29.08.2019
KARAR TARİHİ : 31.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.10.2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.10.2019 tarih 2019/1147 E. 2019/639 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : davacı vekili, davacının, davalı … Siciline kayıtlı özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, 07/08/2019 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığını, genel kurulun tescili için 20/08/2019 tarihinde davalıya başvuruda bulunulduğunu, başvurunun davalı tarafından tüzel kişi tarafından belirlenecek gerçek kişinin seçiminin belediye meclisi tarafından yapılması gerektiğinden bahisle reddet edildiğini, yetkinin belediye başkanında olduğunu, belirterek; 07/08/2019 tarihli olağanüstü genel kurulun tescil ve ilan talebinin reddine ilişkin kararının iptaline, genel kurulunun tesciline ve ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : … Müdürü, kararda hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı şirketin birden fazla ortaklı bir anonim şirket olduğunu, 07/08/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına … Belediyesi’ni temsilen …’in kaltıldığını, belediye tüzel kişiliğini temsilen görevlendirilen gerçek kişinin görevlendirilmesine dair herhangi bir meclis kararı bulunmadığını, Belediye tüzel kişiliğini temsilci görevlendirilme yetkisinin Belediyenin karar organı olan Belediye Meclisinde olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tüzel kişi adına gerçek kişiyi belirleme yetkisinin belediye başkanının yetkisinde olduğu, kanun hükümlerinin genelge veya düzenleyici işlemler ile kaldırılamayacağı, davalının öncelikle kanun hükümlerini uygulamakla yükümlü olduğu, bu nedenle red kararının ilgili Kanun ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğu belirtilerek; davanın kabulü ile davacı şirketin 07/08/2019 tarihli genel kurulunun tesciline ve ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşunu temsil etmek üzere belediye başkanı, belediye meclis üyesi, belediye çalışanı veya belediye dışında kişi/kişileri belirlemesi zorunlu olup belirlenecek gerçek kişinin seçiminin belediye meclisi tarafından yapılması gerektiğini, yetkinin belediye meclisine ait olduğunu, ret kararı üzerine … Belediye Meclisi’nin 16.10.2019 tarihli kararı ile ilgili kişinin belediyeyi temsilen yetkilendirildiği, eksikliğin bu şekilde giderilmesi üzerine kararın 23.10.2019 tarihinde tescil edilmesi nedeni ile davanın konusuz kaldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile; yetkinin belediye başkanında olduğunu, tedbir talebinin kabul edilmemesi üzerine müflis duruma düşmemek için ihtirazı kayıt ile 16.09.2019 tarihli meclis kararı alındığını, belirtilerek; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, …müdürlüğünün tescil işleminin reddine dair kararının iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Esasen uyuşmazlık; davacı şirketin 07/08/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında … Belediyesini temsilen, belediye tüzel kişiliği adına temsilcisi görevlendirme yetkisinin kime ait olduğunun tespiti noktasında toplanmaktadır. Zira, davacı yetkinin belediye başkanına ait olduğunu ileri sürmekte, davalı ise yetkinin belediye meclisinde olduğunu savunmaktadır.
5393 sayılı Kanun’un 17. maddesine göre belediye meclisinin belediyenin karar organı olduğu, yetkilerinin 18/i. maddesinde düzenlendiği, Kanunun 37. maddesine göre Belediye başkanının belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu, 38/p maddesinde ise belediye başkanının görev ve yetkisine ilişkin olarak kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi veya belediye encümeni kararı gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak şeklinde düzenlenme yapıldığı, belediye meclisinin veya encümenin belediye şirketlerinin genel kurulunda belediyeyi temsil edecek gerçek kişi temsilciyi belirleme konusunda kanunda açık bir düzenleme bulunmadığı, bu yetkinin 38/p maddesi kapsamında belediye başkanına ait olduğu, davacı şirketin pay sahibinin dava dışı … Belediyesi olduğu, belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olan belediye başkanının belirlemiş olduğu temsilcisinin genel kurulda belediyeyi temsil kabiliyeti bulunduğu, normlar hiyerarşisi çerçevesinde uyuşmazlığın çözümünde öncelikle 5393 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu itibarla davacının tescil talebinin yerinde olduğu anlaşılmakla, İDM varılan hukuki kabul isabetlidir. (Yargıtay 11. HDB’nın 12.10.2020 tarih ve 2020/449 E. – 2020/5811 K. sayılı ilamı )
Ancak, davacının talebi 07/08/2019 genel kurul kararın tescil ve ilanına ilişkin olup, tarafların kabulünde olduğu üzere davaya konu genel kurul kararı, davalı … tarafından İDM’nin karar tarihinden sonra 23.10.2019 tarihinde tescil ve ilan edilmiş olup, esasen istinaf kanun yolu aşamasında davacının davasının konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereğince davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir ve hükmedilir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacının davasının konusuz kalmış olması nedeni ile davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına davalı neden olduğundan davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerekir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi, gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.10.2019 tarih ve 2019/1147 E. – 2019/639 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının davasının konusuz kalmış olması nedeni ile DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması lazım gelen 80,70-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın açılmasına davalı neden olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 87,90-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 138,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davalının ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.