Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3254 E. 2022/1483 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3254
KARAR NO : 2022/1483

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2018/264 Esas 2019/944 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 19.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.10.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2019 tarih 2018/264 Esas 2019/944 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı araç ile davalı şirket sigortalısı … plaka sayılı aracın, 24.08.2017 tarihinde çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında belirtildiği üzere meydana gelen kazanın oluşumunda davalı şirket sigortalısı … plaka sayılı aracın sürücüsü … %100 kusurlu olduğunu, müvekkili firmaya ait … plaka sayılı aracın onarım masrafının 73.234,00-TL olduğunu, kazadan sonra … plaka sayılı aracın ZMMS Poliçesini tanzim eden davalı… Sigorta Şirketi’ne Bornova 4. Noterliği’nin 34106 yevmiye numaralı 04.10.2017 tarihli ihtarname keşide edildiğini, ancak davalı şirkete tebliğinden bu yana taraflarına ödeme yapılmadığını beyan ile fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili firmaya ait aracın hasarlanmasına kusuru ile sebebiyet veren … plaka sayılı aracın KTK ZMMS Poliçesini tanzim eden davalı… Sigorta Şirketi’nden 40.000,00-TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 30.05.2019 dilekçe tarihli ıslah dilekçesi ile hasar bedeline yönelik bedeli 18.790,00 TL arttırdıklarını bildirir dilekçe sunduğu, iş bu talebini harçlandırdığı görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle ; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, kaza tarihindeki teminat limitinin 33.000,00TL olduğunu, mütevekkili şirketin oluşan zararlardan ancak sigortaladığı araç işleteninin sorumluluğu nispetinde ve ödeme miktarı çıkarılınca bakiye kalan poliçe limiti ile sorumlu tutulabileceğini, dava konusu kazanın varlığının ispatlanamadığını, taraflarca hazırlanan anlaşmalı kaza tespit tutanağına göre kazanın oluş şekli ve kusur değerlendirilmesi yapılmasının hatalı ve eksik değerlendirmeye yol açacağını, araçtaki hasar ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 24/08/2017 tarihinde davalı sigorta şirketinin poliçesini düzenlediği … plakalı aracın sürücüsünün geçeceği aracın hızı ile geçme esnasındaki kendi hızını da göz önüne alarak iki yönlü trafiğin kullanıldığı taşıt yollarında, karşıdan gelen trafik dahil karayolunu kullananların tümü için tehlike veya engel olmadan geçme için kullanacağı şeridin yeteri kadar ilerisinin boş olmasına dikkat etmeden karşı yönde seyre ayrılmış şeride girmesi neticesinde, davacı tarafa ait … plakalı araca çarpması şeklinde meydana gelen olayda, Adli Tıp Kurumu raporunda sigortalı aracın sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı aracının sürücüsünün kusursuz olduğu, davacının aracında meydana gelen hasar miktarının 60.000,00-TL olduğu, poliçede artan mali sorumluluk bedelinin 250.000,00 TL olarak belirlendiği, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile 58.790,00-TL hasar bedeli üzerinden davanın kabulünü talep ettiği, dava konusu rizikoya ilişkin hasar ihbarının, davalı sigortacıya, 05.10.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketine gönderilen temerrüd ihtarının 05.10.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla bu tarihten 8 iş günü sonra yani 18/10/2017 tarihinden itibaren davalı sigortadan temerrüd faizi talep edilebileceği ve davalı nezdinde sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak yasal faize hükmedilebileceğinden her ne kadar ATK raporunda talebin üstünde alacak tespit edilmiş ise de taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 58.790,00-TL hasar bedelinin 18/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davaya konu poliçe limitinin 33.000,00 TL teminat sınırı olduğundan teminat limitinin fazlasından sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağını, davaya konu kazanın anlaşmalı olarak gerçekleştirilmiş olabileceğinin muhtemel olduğunu, kaza mahallindeki mobese ve güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, ıslah edilen bedelin zamanaşımına uğradığını, faiz başlangıç tarihinin tüm talep için temerrüd tarihinden işletilemeyeceğini ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla ıslah edilen tutar için ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini, hesaba esas olacak evrakların kendilerine iletilmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak 31.000,00 TL üzerinden hüküm kurulabileceğinden kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, 24.08.2017 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle kazaya karışan … plaka sayılı aracın ZMMS sigortacısı olan davalıdan hasar bedeline yönelik maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı araç ile davacının maliki olduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle dosya kazandırılan kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu, sürücü …’ın ise kusursuz olduğunun ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 17.05.2019 tarihli raporunda belirtildiği, … plakalı araca ait 30.08.2017 tarih A seri 33437 sıra numaralı onarım faturasında yer alan onarım kalemlerinin hasar fotoğraflarında görüntülenen hasar ile uyumlu olup, bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, meydana gelen zararın yedek parça, işçilik, KDV tutarı da dahil edilmek üzere değişen parçaların kıymet kazanma ve hurda iade bedelleri düşülmek suretiyle aracın onarım zararının 60.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk zarar görenin uğradığı gerçek zarar ile sınırlıdır. BK’nun 42. (6102 sayılı Kanun 50. Md.) 6762 sayılı TTK’nın 1283. ( 6102 sayılı TTK’nın 1427 vd ) maddeleri gereğince sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup motorlu aracın neden olduğu zarar nedeniyle meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. Gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik giderlerini kapsar. Davalı sigorta şirketi gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. Zira, zarar görenin çıkma ve eşdeğer parçalarla aracı tamir etmesi beklenemeyeceği gibi gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle karşılanır. Hasar bedeli tespit edilirken davalı sigorta şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma vb nedenlerle yedek parça ve işçilik bedellerinin değerinde indirim uygulanması da doğru değildir. ( Yargıtay 17 HDB’nın 15.12.2011 tarih 2011/4075 E. 2011/12321 K., 28.03.2016 tarih 2015/17481 E. 2016/3833 K., 04.04.2016 tarih 2015/14700 E. 2016/4229 K., 17.03.2014 tarih 2014/4531 E. 2014/3704 K. Sayılı ilamları )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olay ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmiş olmasına, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Davalı tarafın dava konusu kazanın anlaşmalı olarak gerçekleştirilmiş olabileceğinin muhtemel olduğu, kaza mahallindeki mobese ve güvenlik kamera kayıtlarının incelenmemesine yönelik istinaf nedenleri belirtilen hususlar yönünden ispatlayıcı delil sunulmamış olmakla yerinde görülmemiş, dava konusu araca ilişkin zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde sigorta kapsamının maddi hasar yönünden araç başına limitinin 33.000,00 TL olmakla birlikte poliçenin artan mali sorumluluk kombine tek limitinin 250.000,00 TL olduğu anlaşılmakla, davalı tarafın limit aşıldığına yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir.
2918 Sayılı Kanunun 109/1. maddesinde, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Davaya konu kazanın 24.08.2017 tarihinde gerçekleşmiş olmasına ve davacı yanca yapılan ıslah tarihine nazaran 2 yıllık zamanaşımı süresinin ıslah tarihi itibariyle dolmamış olduğu, bu itibarla zamanaşımına yönelik davalı tarafın istinaf nedenleri yerinde değildir.
6100 Sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. madde hükmüne göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava dilekçesinin istem kısmında, davanın açıkça belirsiz davası olarak açıldığının belirtilmemiş olması, açılan davanın kısmi dava olduğunun kabulü için yeterli olmayıp, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilerek, davanın niteliği belirlenmelidir. Davada, trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 40.000,00 TL dava değeri üzerinden hasara yönelik maddi tazminat davalı sigorta şirketinden tahsili talep edilmiş olup, dava dilekçesinde dava safahatında rapor alındığında davacının hasara yönelik tazminat tutarlarının belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, davanın belirsiz alacak davası olduğu kanaatine varılmıştır. Islah dilekçesinde asıl alacağın tamamı yönünden temerrüd tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep edildiği de dikkate alınarak, gerek dava dilekçesinde istenen kısım için, gerekse yargılama sırasında artırılan kısım için temerrüd tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesi yerinde olup, davacı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen temerrüd ihtarının 05.10.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla bu tarihten 8 iş günü sonra 18/10/2017 tarihinden itibaren , sigortalı aracın hususi araç olması nazara alınarak yasal faize hükmedilmesi yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 4.015,94 TL’den peşin alınan 1.003,99 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.011,95 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19.10.2022