Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3250 E. 2022/989 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3250
KARAR NO : 2022/989

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.09.2019
NUMARASI : 2016/410 Esas 2019/977 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 29.03.2016
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2019 tarih 2016/410 Esas 2019/977 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 27.09.2015 tarihinde müvekkillerinin annesi …’ın yolcu olarak bulunduğu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile, davalı … Sigorta Şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpıştıklarını, kazada davacıların annelerinin vefat ettiğini, müteveffanın yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu, diğer araç sürücüsü davalı …’in ise tali kusurlu olduğunu, müteveffanın kaza tarihinde 45 yaşında olduğunu, davacı …’ın ise 19 yaşında olduğunu ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisi olduğunu, davacı …’in ise evli olup kaza tarihinde hamile olduğunu ve kaza nedeniyle büyük üzüntü yaşadığını iddia ederek; davacı … yönünden 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi gereğince fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 500,00 TL cenaze ve defin giderinin davalı sürücü … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketleri açısından başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştekeren ve müteselsilen tahsiline; davacı … için 30.000,00 TL ve davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte sadece davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminat talebini 45.578,29 TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP : Davalı … Sigorta Şirketi vekili, sigortalı …’in söz konusu kazanın oluşumunda kusursuz olduğunu, bu nedenle müvekkilinin de kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ticari faiz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davacıların kaza ile zarar arasında illiyet bağının tespitini ve gerçek zararlarını ispat etme yükümlülüklerinin olduğunu, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla olması durumunda KTK’nın 96. maddesi gereğince teminatın paylaştırılması gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … plakalı araç sürücüsü …’nın %75, … plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’in %25 oranında kusurlu oldukları, 29/03/2019 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre 45.578,29 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 440,00 TL cenaze ve def’in gideri olmak üzere toplam 46.018,29 TL maddi tazminat hesaplandığı, hesaplanan tazminatın ZMMS poliçesi teminat limitleri içinde kaldığı, davacıların manevi tazminat talep edebileceği, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu, davacıların kaza nedeniyle duyduğu elam ve ızdırabın derecesi, hak ve nesafet kurallarının dikkate alındığı belirtilerek; maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 45.578,29 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 440,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 46.018,29 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta Şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı …’den haksız fiil tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş’den poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 8.000,00 TL olmak üzere toplam 16.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz ve çok düşük olduğunu, davacıların annelerinin vefatı ile birlikte kötü günler geçirdiklerini, davacı …’ın okula gidemediğini, annelerinin desteğini yitirdikleri için evsiz kaldıklarını, annelerinin hastanede tedavi gördüğü süreçte ve vefatı-cenaze sürecinde davalı sürücünün başsağlığında bulunmadığını, manevi tazminat talepleri yönünden davacılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sigortalı araç sürücüsü %25 oranında kusurlu iken müvekkili şirketin tüm zarardan sorumlu tutulduğunu, müvekkili şirket tüm zarar için 17.02.2016 tarihinden itibaren avans faizinden sorumlu iken asıl sorumlu olan sigortalı için yasal faize hükmedildiğini, diğer aracın kusurunu sigortalayan … Sigorta A.Ş.’nin de dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusur oranıyla sınırlı olduğunu, diğer davalının sorumluluğunun müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, müteveffanın karşı araçta hatır için taşındığını, tazminattan hatır indirimi yapılması gerektiğini, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü kusursuz olmasına rağmen bilirkişi tarafından tali kusurlu kabul edildiğini, raporlar arasında çelişki giderilmeden hüküm kurulduğunu, müteveffa emniyet kemerini takmadığından müterafik kusurunun bulunduğunu, maddi-manevi tazminat ayrımına dikkat edilmeden tüm yargılama giderinden hüküm kurulduğunu, dava konusunun müstakbel bir zarar olduğunu, gelecekteki zarar için faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kusur raporunda kazanın meydana gelişinde müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, oysa sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacılar yararına hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarının fahiş olduğunu, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının değerlendirilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, cenaze giderlerinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, hüküm tesis edilirken kusur durumlarına göre alacak ayrımına gidilmediğini, maddi tazminat bakımından tüm tazminatın davalıların tamamından müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, oysa sigorta şirketlerinin kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde sorumluluklarının bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunu, müteveffa ve araçtaki diğer kişilerin aracın fiili durumuna aykırı hareket ederek olması gereken kişi sayısından fazla olacak şekilde araca bindiklerini, kaza neticesinin bu sebeple ağırlaştığını, ceza dosyasında dava dışı araç maliki …’nın ve katılan …’ın … plakalı aracın arka koltuğunda 4 kişinin oturduğunu beyan ettiklerini, müvekkili aleyhine hükmedilen manevi tazminat tutarının yüksek olduğunu, davalı … Sigorta tarafından aracın kasko sigortası ile sigortalanmış olduğunu, manevi tazminatın da teminat kapsamında olduğunu, mahkemece bu hususun gözden kaçırıldığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasında desteğin vefatından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin masrafları ile manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece alınan 13.04.2017 tarihli kusur raporunda, … plakalı otomobil sürücüsü dava dışı …’nın 2918 sayılı KTK’nın 84/h maddesindeki kavşaklarda geçiş önceliğine uymama kuralını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde asli ve %75 oranında; … plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’in ise aynı kanunun 52. maddesindeki hız kurallarına aykırı araç kullanma kuralını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelmesinde tali ve %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, tespit edilen kusur oranının Kemalpaşa C.Başsavcılığınca hazırlık soruşturmasında alınan kusur raporu ve İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/125 E. sayılı dosyasında alınan kusur raporundaki tespitlerle uyumlu olduğu anlaşılmakla, davalı … Sigorta Şirketi vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davacıların murisi …, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araçta yolcu olup, olayda kusuru bulunmamaktadır. Tek bir olaya bağlı aynı haksız eylemden değişik hukuki nedenlerle sorumlu olanlardan her biri, TBK’nun 61 ve 62. maddeleri uyarınca zarardan müteselsilen sorumludurlar. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, TBK’nun 162. maddesine göre borcun tamamından sorumludurlar. Nitekim, 2918 sayılı KTK’nun 88/1. maddesinde trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. Davacılar, müteselsil sorumluluk ilkesi gereği zararın tamamını isterse sorumluların tamamından, isterse bir kısmından isteyebilir. Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türü olup kazaya neden olan her iki araç sürücü/işleten/trafik sigortacıları meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Davacılar vekili açıkça davalıların kusur oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre, davalıların müteselsil sorumluluğu bulunduğundan davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekir. (Yargıtay HGK 28.12.1983 tarih 9-721/1421 E/K; Yargıtay 17. HD 2015/15236 E.2018/11491 K.; 2016/10126 E. 2019/4053 K.; 2018/3768 E. 2020/1237 K. sayılı ilamları) Mahkemece alınan 13.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nın %75, davalı sürücü …’in ise %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olduğundan, mahkemece müteselsil sorumluluk esasları çerçevesinde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı … Şirketi vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, ancak bu konuda somut bir iddia ya da kanıt ileri sürmemiştir. Davalı … vekili ise müteveffanın yolcu olarak bulunduğu araçta arka koltukta 4 kişinin oturduğunu, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş olmakla, iddialar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her ne kadar davacı … Komutanlığı görevlilerine verdiği ifadesinde arka koltukta 4 kişi oturduklarını beyan etmiş ise de, polis memurları tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, Jandarma tarafından düzenlenen 04.10.2015 tarihli tahkikat evrakında ve ceza dosyasında düzenlenen 22.10.2015 tarihli kusur raporunda arka koltukta 3 kişinin oturduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup; kaza anında arka koltukta 4 kişi bulunduğu kabul edilse dahi, kaza istiap hakkının aşılması yani fazla yolcu taşınmasından kaynaklanmadığından, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılmaması isabetli olup, davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekili, davalı … Sigorta Şirketi’nin poliçesinde manevi tazminat teminatının da bulunduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, davacıların davalı sürücüden manevi tazminat talep etmesine engel bir durumun bulunmaması nedeniyle bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği davacıların murisinin yolcu olarak bulunduğu aracın ZMMS sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş., meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumludur. (Yargıtay 17. HD 2019/2045 E. 2020/7455 K.)
Bu nedenle davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cenaze ve defin giderlerinin teminat kapsamında olmadığı yönündeki istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili, yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüştür. Dosyadaki belgelere göre davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç, ticari araç niteliğinde olmakla avans faizine hükmedilmesi doğru olup verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hatır taşıması indirimi defi niteliğinde olup, süresinde verilecek cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde hatır taşıması defi ileri sürülmemiş olduğundan, dosya kapsamına göre savunmanın genişletilmesine davacı tarafın açık muvafakatinin de bulunmamasına göre, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin hatır taşıması indirimine yönelik istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
Hatır taşıması def’inden ancak hatır taşıması yapan araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısı yararlanabilir. Eldeki davada davacıların murisinin davalı … Sigorta Şirketi’nin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araçta yolcu olmaması nedeniyle, davalı … Sigorta Şirketi ve davalı sürücü … yararına hatır taşıması nedeniyle maddi tazminattan indirim yapılması mümkün değildir. Davalı … Sigorta Şirketi ve davalı sürücü … vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır.
Somut olayda davalı sürücünün %25 oranında kusuruyla gerçekleşen kazada davacıların murisi …’ın vefat ettiği anlaşılmaktadır. Kaza tarihi, tarafların kusur durumu, zararın ağırlığı, tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı az bulunmuştur. Mahkemenin kabulüne göre de, ihtiyari dava arkadaşı olan davacılar yararına manevi tazminat yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesi de hatalı olduğundan; davacılar vekilinin manevi tazminat miktarına ve manevi tazminat yönünden hükmedilen vekalet ücretine yönelik istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Sigorta Şirketi vekili ile davalı … vekilinin dilekçelerinde yer verdikleri itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan şekilde kaldırılarak, duruşma açılmasına ve yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmeyerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta Şirketi vekili, davalı … Sigorta A.Ş.vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27.09.2019 tarih 2016/410 Esas 2019/977 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 45.578,29 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 440,00 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 46.018,29 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’den (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı …’den haksız fiil tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş.’den (poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) dava tarihi olan 29/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi tazminat yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.143,50 TL karar ve ilam harcından 210,06 TL peşin harç ve 151,00 TL ıslah harcı toplamı 361,06 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.782,44 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden 5.412,01-TL vekalet ücretinin tüm davalılardan alınarak davacı …’a verilmesine,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 60,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
Davacılar tarafından yatırılan harç toplamı 361,06 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 1.337,30 TL yargılama giderinin maddi tazminat davasının kabul ve red oranı dikkate alınarak hesaplanan 1.335,55 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, bakiye masrafın davacı … üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 2,049,30 TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından manevi tazminat davasına ilişkin olarak yapılan 45,00 TL müzekkere giderinin davanın kabul red oranı dikkate alınarak 22,50 TL’sinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, bakiye masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacıların ödediği istinaf karar harcının istek halinde davacılara iadesine,
5-Davalı … Sigorta Şirketi yönünden istinaf karar harcı olan 3.143,50 TL’den peşin alınan 1.059,12 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.084,38 TL’nin davalı … Sigorta Şirketi’nden alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 3.143,50 TL’den peşin alınan 1.059,11 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.084,39 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30 TL istinaf başvuru harcından oluşan yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş., davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21.06.2022