Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/32 E. 2021/1316 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/32
KARAR NO : 2021/1316

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2018
NUMARASI : 2017/1473 Esas 2018/1059 Karar
DAVANIN KONUSU : Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasından Kaynaklanan Tazminat Hasar Tazminatı
KARAR TARİHİ : 09.11.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.11.2021

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.10.2018 tarih 2017/1473 Esas 2018/1059 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 09.08.2014 tarihinde davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın duraklamakta olan müvekkiline ait yabancı plakalı araca arkadan çarptığını, pert sayılması gerektiğini, Almanya’dan alınan bilirkişi raporuna göre müvekkiline ait aracın rayiç değerinin 8.400,00 Euro olarak tespit edildiğini ileri sürerek, 8.400,00 Euro maddi tazminatın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı TL olarak tahsiline, 99,00 Euro bilirkişi ücretinin yargılama gideri olarak fiili ödeme tarihindeki TCMB Efektif satış kuru karşılığı TL olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI ÖNCESİNDE VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/590E sayılı dosyası ile derdestliğin söz konusu olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Dairemizce davanın açılmamış sayılmasına dair önceki kararın tebliğe çıkarılması için davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dava şartının tamamlanması için kesin süre verilmeden davanın reddedilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle verilen kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama neticesinde iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, derdestliğin bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde tarafların % 50’şer oranda kusurlu olduğu, kusur oranına göre davacının 4.200,00 Euro zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 4.200,00 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığı TL ‘nin tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, ATK raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, kazanın sigortalı aracın frenlerinin tutmamasından kaynaklandığını, sigortalı kamyon fren tedbirine başvurması durumunda kazayı önleyebileceğini, kaza tespit tutanağında kamyonun kazadan önce 90 m fren izi bıraktığının tespit edildiğini, sundukları kaza yeri resimlerinde net bir şekilde ortaya çıktığı üzere araç tek fren izi bıraktığını, aracın sol tekerlek fren izi net bir şekilde seçilmesine rağmen sağ tekerlek fren izinin görülmediğini, müvekkilini aracının birden durduğu için aracını çalıştırma ve en sağa çekme imkanı bulunmadığını, kazanın gerçekleştiği yolun tek yönlü 8,40 m genişliğinde bulunduğunu, karşıdan araç çıkma ihtimalinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin arıza nedeniyle aracını olabildiğince sağa yanaştırdığını, dörtlü flöşörleri yaktığını, başka bir araç kaza yapmadan geçerken sigortalı aracın dikkatsizliği nedeniyle kazaya sebebiyet verdiğini, hız sınırı 90 km olmasına rağmen sigortalı araç 5.30 m de durabildiğine göre kaza anındaki hızının en az 115 km/saat olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün hız tahditlerine uymadığını, sürücünün aracını teknik özelliklere ve yolun durumuna göre ayarlayamayarak kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, mahkemece hüküm kurulurken müvekkilinin hasar tespiti için ödediği ekspertiz ücreti hakkında karar verilmediğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda davacı vekili davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın arkadan çarpması nedeniyle müvekkiline ait yabancı plakalı aracın hasarlandığını ileri sürerek hasar tazminatı talep etmiş, mahkemece benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda davacıya ait araç sürücüsü ve davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 50’şer oranda kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan ilk raporda davacıya ait aracın yolun ortasına yakın bir yerde durduğu, davalı nezdinde sigortalı aracın arkadan gelerek davacıya ait araca çarptığı, davacıya ait araç sürücüsünün duraklamada yasal mevzuata uymadığı, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün de etkili fren yapmadığı, sürücülerin % 50’şer oranda asli kusurlu oldukları belirtilmiştir. Rapora itiraz üzerine Ankara Trafik İhtisas Dairesinden alınan ikinci raporda ilk bilirkişi raporuna iştirak edilerek davacı sürücünün duraklama zorunda kaldığında aracını mümkün olduğunca taşıt yoluna taşmayacak şekilde konumlandırmaması, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün ise hızını yol şartlarına uydurmaması, etkin fren yapmaması nedeniyle her iki sürücünün % 50’şer oranda kusurlu oldukları rapor edilmiştir. Görüldüğü üzere bilirkişi raporları birbirini teyit etmiş olup dosya kapsamına ve kaza tespit tutanağına uyumlu olduğundan davacı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları haklı bulunmamıştır. Davacıya ait aracın bozulduğu için yolun ortasında durduğu daha fazla sağa çekilme imkanı bulunmadığı ileri sürülmüş ise de aracın bozulması bile başlı başına bakım eksikliği nedeniyle kusur oluşturmakta olup davacının aracının kaza öncesi bozularak çalışmaması davalı aleyhine kusur haline dönüşemeyeceği açıktır. Bu nedenle davacı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazları reddedilmiştir.
Ancak davacı vekili Almanya’da yaptırdığı ekspertiz ücretinin de yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasını talep etmiş olmasına rağmen mahkemece bu konuda bir karar verilmemesi doğru değildir. Bilirkişi heyet raporunda 99,00 Euro ekspertiz ücretinin makul olduğu belirtildiğine göre Almanya’da yapılan ekspertiz masrafının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir. (Yargıtay 17. H.D’nin 21.11.2017 tarih 2016/17807E- 2017/10786K, 05.03.2015 tarih 2014/2413E- 2015/3870K öe 22.12.2014 tarih 2014/21991E- 2014/19194K sayılı kararları). Bu nedenle davacı vekilinin sadece bu yöne ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmuştur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sadece ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine eklenmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.10.2018 tarih 2017/1473 E, 2018/1059 K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davanın kısmen kabulü ile 4.200 Euro nun 25.08.2014 temerrüt tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıllık Euro mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ait istemin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması lazım gelen 949,35 TL harçtan peşin alınan 474,68 TL’nin mahsubu ile bakiye 474,67 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 474,68 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ilk masraf 33,50 TL, 11 davetiye gideri 127,00 TL, bilirkişi ücreti 900,00 TL, posta gideri 61,50 TL, adli tıp masrafı 314,50 TL, Almanya’daki ekspertiz ücreti 657,60 TL( karar tarihinde 1 Euro 6,6425 TL olmakla 99 Euro karşılığı) olmak üzere toplam 2.094,10 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre 1.047,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
3- İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 183,80 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 42,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 225,80 TL istinaf yargılama giderinden istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen takdiren 11,29 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye istinaf yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.11.2021