Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3194 E. 2022/1552 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3194
KARAR NO : 2022/1552

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI : 2016/152 Esas 2019/556 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 31.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31.10.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.05.2019 gün ve 2016/152 Esas 2019/556 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından ZMMS poliçesi kapsamıda sigortalı … plakalı araç ile davacının kullandığı… plakalı aracın karıştığı kaza nedeni ile davacının aracının hasar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını, sigortalı olan araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, belirerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 100-TL maddi tazmitın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 15.03.2019 tarihli dilekçesi ile hasar bedeli yönünden dava değerini 5.964,55-TL’ye çıkartmıştır.
CEVAP: Davalı vekili, kazaya karışan … plakalı aracın trafik poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, hasar ile kazanın uyumlu olmadığını, kaza tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin poliçe limitiyle sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarar miktarı kadar sorumlu olduğunu, kusurun ve maddi tazminatın sebeplerinin ispat edilmesi gerektiğini, beliretek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … şirketinde sigortalı… plakalı aracın kazanın oluşunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu ve davacının kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, dava konusu araçta 5.964,55-TL hasar meydana geldiği, değer kaybı oluşmadığı, bu miktarın sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı … şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında ve poliçe limiti ile sorumlu olduğu, belirtilerek; davacının davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı ve davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili, kaza ve kaza sonucu oluşturulan kaza tespit tutanağının gerçeğe aykırı olduğunu, söz konusu hasarların o tarihte oluşmadığını, kaza ile hasarın uyumsuz olduğunu, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, yeniden rapor alınması gerektiğini, yeterince araştırılmadan karar verildiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili, yargılama giderinin eksik hesaplandığını, daha fazla yargılama gideri yapıldığını, kabul oranına göre lehine daha fazla yargılama giderine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları)
Rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını sigortalı ispatlamak zorunda iken, TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. ( Yargıtay HGK’nun 05/03/2020 tarihli ve 2018/17-1083 E.- 2020/259 K. Sayılı ilamı ) Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ZMSS Genel Şartlarının A.3. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı ZMSS Genel Şartlarına ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Davalı tarafından kaza ile hasarın uyumsuz olduğu savunulmuş olup İDM tarafından dosyaya kazandırılan makine mühendisi ve trafik bilirkişisinin düzenlendiği bilirkişi raporu ile taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağında belirtilen kaza mahallinin harita ile örtüşmediği, kaza ile hasarın uyumsuz olduğu, kusur tespiti yapılamayacağı, araçta oluşan hasarın 6.108,42-TL, değer kaybının ise 1.000,00-TL olduğu tespit edilmiş, itiraz üzerine düzenlenen ATK kök ve ek raporlarında kaza ile hasarın uyumsuz veya uyumlu olduğu yönünde her hangi bir tespite bulunulamayacağı, olayın oluşumunda sigortalı aracın % 100 oranında asli ve tam kusurlu davacının ise kusursuz, olduğu, hasar tutarının 5.964,00-TL olacağı ve değer kaybının ise oluşmayacağı belirtilmiştir. Davacı aracın önceki kazalarına ilişkin tramer kayıtları getirtilmiş ise de sigortalı aracın önceki hasar dosyaları araştırılmamıştır. Tararlar arasında ilgili yönetmelik kapsamında düzenlenmiş kaza tespit tutağı resmi belge hükmünde ise de aksinin her türlü delil ile ispat edilmesi mümkündür. Bu itibarla, kazaya karışan araçların konumu, oluşan hasar, çarpma noktası ve araçların kaza sonrasındaki yönelimlerine göre kazanın ihbar şeklinin fizik kurallarına uygun düşüp düşmediği, kazanın davacının ileri sürüdüğü şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği, kaza ile zararın uyumlu olup olmadığı hususunda yapılan araştırma yetersizdir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından kaza tespitine ilişkin tutanağın aksinin ve hasarın teminat dışında kaldığı hususunun davalı … şirketince somut delillerle ispatlanması gerektiği olgusu dikkate alınarak, sigortalı ve davacının aracın önceki tramer kayıtları ve hasar dosyaları eksiksiz olarak getirtilerek İTÜ ya da Karayolları Fen Heyetinde görevli alanında uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kuruludan, tarafların iddia savunmaları çerçevesinde olayın oluş şekli, araçların hasar durumu, önceki kazaları, göz önüne alınarak kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı, sürücülerin kusurları ve davacının aracında meydana gelen hasarın miktarı ve aracın piyasa rayiç değerine göre aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert olarak kabul edilip edilmeyeceği, pert kabul edilecek ise pert/sovtaj değerini gösterir, açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde bilirkişi kurul raporunun dosyaya kazandırılarak oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 297/1- c. maddesi gereğince hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetine yer verilmesi zorunludur. Ancak İDM tarafından gerekçeli kararda yer verilen dava ve cevap dilekçelerinin eldeki dava dosyası ile ilgi olmadığı, bu hali ile hükmün anılan kanun hükmüne de aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2019 tarih 2016/152 Esas 2019/556 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31.10.2022