Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3191 E. 2022/1532 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3191
KARAR NO : 2022/1532

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.05.2019
NUMARASI : 2016/1075 E. – 2019/483 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.10.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.05.2019 gün ve 2016/1075 E. – 2019/483 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 24/12/2014 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracını park ettikten sonra aracından indiği sırada … plakalı aracın çarpması sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, müvekkilinde sürekli iş göremezlik durumunun oluştuğunu, kazanın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketine başvurulduğunu, davalı … tarafından müvekkiline 21.698,78 TL kısmi ödeme yapıldığını, yapılanan ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100.00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, 09/02/2016 tarihinde müvekkil şirkete davacının başvurusu üzerine davacıya 21.698,78 TL tazminatın 08/04/2016 tarihinde ödendiğini, yapılan ödeme nedeniyle poliçeden doğan sorumluluğun son bulduğunu, kusura ilişkin ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 24/12/2014 tarihinde davacının aracını park ettikten sonra aracından indiği sırada… plakalı aracın davacıya çapması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği, kusur durumunun tespiti amacıyla aldırılan ve itibar edilen 26/01/2017 tarihli raporuna göre kazanın oluşumunda … plakalı davacı araç sürücüsü …’nun %60 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı davalı araç sürücü …’ın %40 oranında tali kusurlu olduğu, maluliyet durumunun tespiti amacıyla aldırılan ve itibar edilen 10/03/2017 tarihli Ege Üniversitesi Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacının meslekteki kazanma gücündeki azalmanın %5.2 olarak tespit edildiği, iyileşme süresinin 4 ay olarak belirlendiği, davacının maluliyet oranı ve dosyadaki kusur oranları gözetilerek aktüer bilirkişisi tarafından hesaplama yapıldığı, itibar edilen rapora göre davalı … tarafından davacının 09/02/2016 tarihinde müracaatı sebebiyle 08/04/2016 tarihinde 21.698,78 TL ödeme yapıldığı, alınan tüm raporlara göre davacının kusur durumu gözetilerek sürekli iş göremezlik zararının davalı … tarafından yapılan ödeme ile karşılanmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, aktüer bilirkişi raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan ve işlemiş dönem sonu hesap tarihi 04.03.2019 a kadar ilan edilmiş yasal asgari ücretler hesaplamaya esas olmak üzere asgari geçim indirimi dikkate alınarak gelir vergisi ve damga resmi tenzil edilerek net ücretler esas alınması, 04.03.2019 tarihinden itibaren İşleyecek bakiye aktif pasif devre sonuna kadar geçecek süre içinde “Progresif Rant” formülü kullanılmalı, pasif dönem için ise brüt günlük asgari ücretlerden sigorta pirimi, 2008 yılı başından itibaren yürürlüğü girmiş asgari geçim indirimi dikkate alınmadan gelir vergisi ve damga resmi tenzil edilerek net ücretler esas alınması gerektiğini, bilirkişi raporunun güncel verilere göre hazırlanmamış olması nedeniyle raporun eksik hazırlandığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 24.12.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle kazaya karışan karşı araç ZMMS sigortacısı olan davalıdan sürekli işgöremezlik tazminatını içerir maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş, tazminatın belirlenmesi amacı ile bilirkişiden rapor alınmış, alınan raporda davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmesinde 1931 tarihli PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış, bu rapor hükme esas alınmıştır. Ancak gerçek zarar miktarı hak sahibinin bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarına göre hüküm tarihine en yakın tarih ve gerçek zarar kriterine göre hüküm kurulması, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenerek ve progresif rant tekniği kullanılmak suretiyle hesaplanması gerektiğinden davacının istinaf istemleri yerindedir. Mahkemece dosyanın aktüerya konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile hükme esas almaya elverişli ve yeterli nitelikte rapor aldırılması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2019 tarih 2016/1075 E. – 2019/483 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.