Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3152 E. 2022/1591 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3152
KARAR NO : 2022/1591

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11.09.2019
NUMARASI : 2018/232 E. – 2019/143 K.
DAVANIN KONUSU : Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2022
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 11.09.2019 tarih 2018/232 E. – 2019/143 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacıcılar vekili, müvekkillerinin plastik tapa ve mobilya üretimi işi yaptığını, piyasada retro ayak olarak isimlendirilen mobilya ayağını üretip sattıklarını, davalının retro ayağın kendisi tarafından ilk kez tasarlanmış, kamuya arz edilmiş gibi Endüstriyel Tasarım Tescil belgesi talep ettiğini ve bu talebin nitelikli inceleme yapılmadan kabul edildiğini, davalının ahşap örnekten aldığı ölçülerle plastik malzeme ile üretimi yaptığını, dava konusu tasarımın zaten davalının başvuru tarihinden yıllar önce başka firmalar tarafından üretildiğini ve kataloglarda satış amacıyla yer aldığını, haksız yere tescil sahibi olan davalının müvekkillerini savcılığa şikayet ettiğini, İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/864 E. Sayılı dosyasında haksız rekabet nedeniyle ceza davası açıldığını belirterek, davalının 2016/08129 tescil numaralı endüstriyel tasarımının hükümsüzlüğüne, terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, plastik mobilya ayağı ve kulpu imal eden müvekkilinin önceki yıllarda imal ettiği tasarımlarının tescilini yaptırmadan ticaret hayatına devam ettiğini, ancak ürünlerinin aynı sektörde faaliyet gösteren kötü niyetli 3. kişilerce izinsiz kullanılması üzerine 2013 yılında tasarımları için TPE’den tescil belgesi aldığını, davacının sunduğu internet ve katalog örneklerinde yer alan mobilya ayaklarının, müvekkili tarafından tescil belgesi alınmış tasarım ile birebir aynı olmadığını, davacının iddiasını resmi kurum kayıtları ile ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin şikayeti sonucunda İzmir C.Başsavcılığının 2017/98390 soruşturma sayılı dosyadan yapılan işlemler esnasında davacının iş yerinde tespit edilen ürünlerin müvekkili tarafından üretilen ayaklara göre daha ucuza satılan taklit ürünler olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu tasarımın SMK’nın yürürlüğünden önce başvurulduğu için, Geçici 1. Maddeye göre, 554 Sayılı EndTasKHK’ya tabi olduğu, ancak yenilik ve ayırt edicilik şartlarının evrensel olduğu, yeni yasada da yer aldığı, davada, EndTasKHK’nın 5, 7, 43, 45. Maddelerinin uygulanması gerektiği, endüstriyel tasarımların “yenilik ve ayırt edicilik” unsurlarını taşıyan her türlü somut eşya ve ürünlerin dış görünümleri bakımından koruma sağladığı, dava konusu tasarımın 2016/08129 no ile davalı adına kayıtlı ve hukuken geçerli olduğu, tasarım sahibinin şikayeti üzerine davacılar hakkında haksız rekabet suçundan soruşturma açıldığı, soruşturmada düzenlenen 02.04.2018 tarihli endüstri mühendisi raporunda, tasarımla benzer ürünün izinsiz üretildiğinin tespit edildiği, davacı tarafın aynı sektörde ve rakip olarak hükümsüzlük davası açma konusunda husumet sahibi olduğu, davalı adına kayıtlı tasarımın 08.12.2016 başvuru tarihi itibariyle tescil şartlarının araştırıldığı, tasarımın sıradan bir konik mobilya ayağı olduğu ve retro tarzı olduğu, böyle olmakla zaten kamuya çok uzun yıllar önce sunulmuş olduğu, tasarım uzmanı bilirkişinin 25.06.2019 tarihli raporunda, tasarımın kıyas benzerlerini göstererek, başvuru tarihinden önce yayınlanan açıklamalarda yer aldığı, kamuya çok önceden sunulduğu, kataloglarda yer aldığı hususlarını tespit ettiği, şartları taşımayan tasarımın hükümsüzlüğü gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı 2016/08129 nolu tasarımın bütünüyle hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu mobilya ayağı için tasarım tescil belgesi almadan önce birkaç yıl tescil belgesi olmaksızın tasarım konusu mobilya ayaklarını ürettiğini, bilirkişinin de bu savunmalarını raporunda dile getirdiğini, ancak davacı tarafın iddialarına dayanak olarak ileri sürdüğü katalogları incelerken, tasarımın tescil edilmeden önceki yıllarda müvekkilinin bu ayakları üretmiş olduğu hususunun uyuşmazlığın çözümü noktasında ne gibi sonuçları olabileceğini hiç dikkate almadığını ve değerlendirmediğini, bilirkişi raporunun bu yönü ile eksik olduğunu, itirazları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, endüstriyel tasarım belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalı adına tescilli 2016/06487 sayılı tasarımın yenilik unsuru taşımadığını ileri sürerek tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya ait tasarımın başvuru ve tescil tarihinde yürürlükte bulunan Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. Maddesinde “Yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunur. Bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse ayrıca korumadan yararlanır.”; 6. maddesinde “Bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Üçüncü şahıslara yapılan ve açıkça veya zımnen gizlilik niteliği taşıdığı anlaşılan açıklamalar kamuya sunmanın kapsamı dışındadır.”; 7. maddesinde “Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır. Herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın, a) Başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş olması; veya b) Enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış olması gerekir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.” şeklinde düzenlemeler bulunmaktadır.
İlk derece talimat yoluyla Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi aracılığıyla tasarım uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, Saloni ve Kelebek markalarına ait kataloglar ile internet ortamında google arama motorunda yapılan arama sonuçları değerlendirilerek, davacıya ait 2016/08129-1 ve 2 sayılı tescile konu tasarımın yeni olma özelliğine haiz olmadığı görüşü bildirilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08.03.2002 tarih 2020/7358 E., 2022/1612 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, tasarımlar için mutlak yenilik kriteri benimsenmiş olup, hükümsüzlük davasında bu yönün mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde müvekkilinin dava konusu tasarımları tescilini yaptırmadan üretip sattığını, ancak aynı sektörde faaliyet gösteren üçüncü kişilerce izinsiz kullanılması üzerine tescil belgesi aldığını beyan etmesi karşısında, tasarımın mutlak yenilik kriterini taşımadığı sabittir. Böylelikle dosya kapsamına uygun, mutlak yenilik kriteri gözetilerek hazırlanan ek rapora göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.