Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3141 E. 2022/1485 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3141
KARAR NO : 2022/1485

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.09.2019
NUMARASI : 2018/33 E. – 2019/147 K.
DAVANIN KONUSU : Faydalı Modele Gaspın Tespiti,
Faydalı Modelin Devren Tescili
KARAR TARİHİ : 19.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19.10.2022

İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 17.09.2019 tarih 2018/33 E. – 2019/147 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı şirket adına kayıtlı faydalı modelin aslında kendilerine ait olduğunu, buluşçu …’in davacı şirkette çalıştığını ve bu dönemde buluşun gerçekleştiğini, sigortalı çalışanın bildirimde bulunmaksızın ve işverenden buluşu gizlediğini ve kurduğu … Şirketini başvuru sahibi göstererek buluşu kaçırdığını, gasp ettiğini, sonuç olarak davalı şirketin buluşu haksız yere tescillemiş olduğunu, gaspın tespiti ile hak sahipliğinin davacı firmaya verilmesini, kayda tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; …’in davacı şirkette işçi değil, genel müdür olarak görev yaptığını, 24/04/2014’de girerek, 26/11/2015 tarihine kadar çalıştığını, sözleşmesinin bu tarihte feshedildiğini, daha sonra …’nin 18/03/2016’da … Şirketini kurduğunu, davacı şirketin hiçbir zaman metal aletlerle ilgili faaliyet göstermediğini, plastik malzemelerle iştigal ettiğini, patent danışmanı şirketinden 13/02/2016 tarihinde hizmet alındığını ve bu tarihlerde …’ın davacı şirkette çalışmadığını, 27/06/2016 tarihinde tekrar davacı şirkette işe girdiğini, 05/06/2017 tarihinde iş akdinin yine feshedildiğini, oradaki görevinin buluşla ilgisinin bulunmadığını, davacı şirketin metal bir üretimi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu faydalı model konusu buluşun serbest buluş olduğundan davalı şirketin buluşçusu …’in serbest buluşu bildirmemesi sonucu etkisi bulunmadığından, PatKHK 31/son gibi 6769 sayılı SMK 119/3 bent hükmü de faaliyet alanı içinde değerlendirilebilir olmadığı net biçimde belli olan buluş için bildirim yükümlülüğü öngörmediğinden ileri sürülen gasp iddiası ve buna bağlı devir talepleri yerinde olmadığından bahisle davanın reddine, kayda konulan ihtiyati tedbir kararının kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinden kendiliğinden kalkacağına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava konusu buluşun serbest buluş olmayıp, hizmet buluşu olduğunu, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davacı firmanın faaliyet alanı içinde değerlendirilebilir olduğunun tespitinin yapıldığını, davacı firmanın dava konusu ürünü üretmeye yeterli teçhizatı olduğunu, davalı tanığı …’ın beyanlarının dikkate alınmaması gerektiğini, zira bu tanığın müvekkil firmanın ortağı olan …’in kötü niyetli olarak kurduğu başka bir firmada çalışmaya başladığını, … ile müvekkili arasında birçok davanın görülmekte olduğunu, bu nedenle davacı firma ile davalı tanığı arasında husumet bulunduğunu, davaya konu buluşun hizmet buluşu olduğunu, aksi halde serbest buluş olduğu değerlendirilse bile faaliyet alanının aynı olması nedeniyle davalının bildirim hükümlülüğünün yerine getirmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava,TR 2016/12242 Y sayılı faydalı modelinin tescil istemi hakkının gaspının tespiti ve faydalı modelin devren tescili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yerel mahkemece taraf tanıklarının dinlenildiği, mahallinde bilirkişi refakatinde keşif icra kılındığı, uzman bilirkişi tarafından keşif sırasında alınan fotoğraflamaların da rapora eklenmek suretiyle işletmenin niteliği, türü, kapasitesi, hangi alanda hangi ürünlerin üretildiği veya üzerinde çalışıldığı hususlarını içerir raporun tanzim edildiği görülmüştür. Müzekkere cevabından faydalı model sahibi …. Şti. …’e ait olup, 14/03/2016 tarihinde kurulduğu, şirketin faaliyet alanının tıbbi, cerrahi, ortopedik cihaz üretimi ve ticareti olduğu, dava konusu edilen faydalı model yönünden 30/08/2016 tarihinde başvurunun yapılarak 21/10/2016 tarihinde ilana çıktığı, buluşçu olarak gösterilen …’in davacı şirkette, genel koordinatör olarak çalıştığı, dolayısıyla şirketteki pozisyonunun temsil, yönetim ve halkla ilişkilerle ilgili olup, teknik nitelik arz etmediği, yapılan keşif ve bilirkişi raporuna göre işyerinde çeşitli plastik, tıbbi malzemeler üretildiği, dava konusu faydalı modelin uygulandığı teknik cihaz için hiçbir üretim yada Ar-Ge çalışmasının yer almadığı, PatKHK’nın çalışan buluşlarına ilişkin hükümlerine göre, davacının o vakit işçisi olan dava dışı …’in kendi şirketini kurmadan önce, davacıda çalıştığı dönemdeki görevinin söz konusu faydalı model fikrinin geliştirilmesiyle ilgili bulunmadığı ve aynı yasanın 31. maddesi uyarınca, bu buluşla ilgili bir bildirim yükümlülüğünün doğmadığı, davacının görevinin niteliği gereği böyle bir buluş üretme ve geliştirme hizmeti vermesinin söz konusu olmadığı, dolayısıyla faydalı model konusunun hizmet sözleşmesinin kapsamı dışında olduğu, serbest buluş olup olmayacağı yönünden iş akdinin devamı sırasında buluş yapıldığı takdirde bildirimin gerekeceği, davalının davacı şirketten iş akdi feshedilerek ayrıldığı ve 18/03/2016 tarihinde … isimli şirketi kurduğu, faydalı modelin başvurusunun 30/08/2016 tarihinde yapıldığının kabul edildiği görülmüştür.
İDM’ce mahallinde yapılan keşiften sonra alınan bilirkişi raporunda davayı esas teşkil eden fotoğraflandırmalar yapılmış, uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda belirtildiği üzere davacı işyerinde faydalı model konusu olan ürünle ilgili bir faaliyetin bulunmadığı, davacı işyerinin hâlihazırda üretim yaptığı ürünler ya da ihraç ettiği belirtilen ürünler arasında faydalı model konusu olan ürünün, ürüne muadil başka bir ürünün ya da benzerinin yer almadığı, üretimi gerçekleştirilen ürünlerin çoğunlukla plastik malzemeden mamul olduğu, içinde bulunan metal unsurların da (alaşım ve tel formunda olmaları sebebiyle) faydalı model konusu titanyumdan mamul ürünle benzerlik göstermediği, söz konusu faydalı modele konu ürünün anılan işyerinde geliştirildiğine ilişkin herhangi bir kanıta rastlanmadığı, anılan buluşun başvurusu iş ilişkisi sırasında yapılmış olmakla birlikte; çalışanın, yükümlü olduğu faaliyeti gereği gerçekleşmediği, davacı şirket ile davalı şirketin faaliyet alanlarının medikal sektör olduğu, buluşun büyük ölçüde işletmenin deneyim ve çalışmalarına dayanma kıstasının sağlanmadığı, fakat buluşun işverenin faaliyet alanı içinde değerlendirilebilir olduğu, ayrıca demirbaş listesinde belirtilenlerin …’in davacı şirkette görev yaptığı süre içerisinde faydalı modele konu ürünün işlenebileceği (CNC tezgah, CNC programları, torna tezgahı, metal frezesi, matkap, taşlama makinesi bulunması dolayısıyla kesme, delme, bükme gibi tüm işlemlerin yapılabileceği) teçhizata ve aletlere sahip olması dolayısıyla işyerinin metal ürün işleme kapasitesinin bulunduğu kanaatine varılmış, dava konusu buluşun serbest buluş olarak nitelendirilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
6769 Sayılı SMK’nın 119.maddesinde “(1) çalışan, iş sözleşmesi ilişkisi içindeyken serbest bir buluş yaptığı takdirde, durumu geciktirmeden işverene bildirmekle yükümlüdür. Bildirimde, buluş ve gerekiyorsa buluşun gerçekleştirilme şekli hakkında bilgi vermek suretiyle, buluşun gerçek bir serbest buluş sayılıp sayılmayacağı konusunda işverenin bir kanaate varabilmesi sağlanır.(2) İşveren, buluşun serbest bir buluş olmadığına ilişkin itirazını, kendisine yapılan bildirim tarihinden itibaren üç ay içinde yazılı bir bildirimle ileri sürebilir. (3) Serbest buluşun işverenin faaliyet alanı içinde değerlendirilebilir olmadığı açıksa, çalışanın bildirim yükümlülüğü yoktur. (4) Serbest buluş, işletmenin faaliyet alanına girmekteyse veya işletme söz konusu buluşun ilgili olduğu alanda faaliyette bulunmak için ciddi hazırlıklar içindeyse; çalışan, serbest buluşunu iş ilişkisini sürdürmekte olduğu sırada başka bir şekilde değerlendirmeye başlamadan önce, tam hak tanımaksızın uygun şartlar altında buluşundan yararlanma imkânı vermek için işverene teklifte bulunmakla yükümlüdür. İşveren, teklifin kendisine ulaştığı tarihten itibaren üç ay içinde cevap vermezse, bu konudaki öncelik hakkını kaybeder. İşveren, kendisine yapılan teklifi kabul eder, ancak öngörülmüş şartları uygun bulmazsa, şartlar tarafların talebi üzerine mahkeme tarafından tespit edilir.” şekline düzenlenmiştir.
Somut olayda davacı tarafça iş bu davanın faydalı modele gaspın tespiti, faydalı modelin devren tescili istemi ile açıldığı, her ne kadar tespitle birlikte tescil isteminde de bulunulmuş ise de, tescil talebinin tespit istemini de içerisine alması noktasında davacının istemi iptal ve tescil olarak değerlendirilmekle yukarıda belirtilen 6769 Sayılı Kanunun 119.maddesine göre bildirimin yapılmamasının yaptırımının tescil sonucunu doğurmayacağı anlaşılmakla sonuca etkili olamayacağından yerel mahkemece red kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.