Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3130 E. 2022/1972 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3130
KARAR NO : 2022/1972

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.05.2019
NUMARASI : 2016/462 Esas 2019/307 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi-Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.05.2019 gün ve 2016/462 Esas 2019/307 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 1997 yılında davalı kooperatife üye olduğunu, 28.06.1997 tarihinde yapılan olağan genel kurula katılarak üyelik haklarını kullandığını, ancak hiçbir dayanak olmamasına rağmen üye olmadığı gerekçesiyle 27.06.1998 tarihli genel kurula alınmadığını, Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/56E, 2013/190K sayılı dosyasından açılan üyeliğin tespiti davası ile müvekkili ve arkadaşlarının üyeliğinin devam ettiğine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin 01.06.1998 tarihinden itibaren kooperatif üyeliğinden doğan hakları kullanamadığını, ticari kamyonunu satmak zorunda kaldığını, davalı kooperatifin o tarihte ve halen … A.Ş’nin nakliye işlerini yaptığını, sıraya giren kooperatif ortağının haftada en az 1-2 defa iş alarak aylık en az 5.000,00 TL kazandığını, kooperatif ortaklarının defalarca araçlarını yenilediklerini, mal edindiklerini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasına esas olmak üzere şimdilik 180.000,00 TL maddi tazminat ve 20.000,00 TL manevi tazminatın tahakkuk ettiği tarihten itibaren en yüksek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, TBK’nın147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşamının dolduğunu, davacının aracının bulunup bulunmadığı, gelir elde edip etmediğinin araştırılması gerektiğini, fahiş tazminat talep edildiğini, manevi tazminat istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kooperatif üyeliğinin devam etmesi nedeniyle zamanaşımı işlemeyeceği, 2011, 2012, 2013, 2014 ve dava tarihine kadar geçen sürede davacının kooperatiften sağlayacağı gelirden daha fazla gelir elde edeceği, 2010 ve geriye doğru 01.06.1998 tarihine kadar olan süreç içerisinde ise kooperatifin sağlayacağı menfaatler nedeniyle davacının elde edeceği kazanç ile davacının fiilen elde ettiği kazanç karşılaştığında davacının, kooperatifin sağlayacağı menfaatlerden yararlanmaması nedeniyle hesaplanan kazanç kaybının 10.647,60 TL olarak tespit edildiği, TMK. 2/2. maddesi de gözetilerek fazlaya ilişkin istemin yerinde olmadığı, davacının manevi tazminat isteminin de dosya kapsamı uyarınca yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 10.647,60 TL’nin dava tarihi olan 25.02.2015 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerine istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin kendi mesaisine dayalı olarak kazandığı gelirin tazminattan tenzil edilemeyeceğini, müvekkili gibi aynı konumda olan 11 ortak için de dava açtıklarını, mahkemenin 2016/336 E sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda o davanın davacının 268.042, 00 TL tazminat isteyebileceğinin hesaplandığını, her iki rapor arasında çelişki bulunduğunu, kooperatifteki bir çok üyenin sağladıkları kazanç ile kamyonet ve tankerlerini yenilediklerini, kazançlarını katladıklarını, davalının kooperatif üyesi olan müvekkillerine keşide ettiği ihtarnamede kooperatifte araç eksikliği bulunduğu, en kısa sürede kooperatife araç kaydının yapılarak işbaşı yapmalarının istendiğini, böylelikle bilirkişinin her üyeye ayda 2 veya 3 defa sıra gelebileceği yönündeki yorumlarının doğru olmadığını, kooperatif üyeliğinin artı bir değer olup her halükarda hak sahibine ayrıca gelir ve menfaat sağlayacağını, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, hiç kimsenin üyeliğini kullanamadığı için ekmek kapısı olarak gördükleri aracını satmayacağını, davacının 28.06.1997 tarihinde ve sonrasında yapılan genel kurul toplantılarına katılmadığını, aidat vb türde ödeme yapmadığını, mahkemece davacının malvarlığı ve üzerine kayıtlı araçlar ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığını, davacının kooperatife ortak oyduğu tarihte adına kayıtlı 1990 model 25 tonluk … … marka kamyonu olduğunu beyan etmesi sebebiyle yalnızca beyanı üzerinden aynı tip araca sahip davalı kooperatifin ortaklarından seçme ile 20 ortağın kooperatif ortaklığı nedeniyle sağladığı menfaatlere göre elde ettikleri gayri safi hasılatları tablo halinde gösterdiğini, davalı ortaklarından seçme 20 ortağın kooperatif ortaklığı sebebiyle sağladığı kazançlar tablolar halinde gösterilerek hesaplama yapıldığını, bilirkişi raporunda anlaşılamayan şekilde her iki kazanç arasında 10.647,60 TL kazanç kaybı hesaplandığını, 94.282,02 TL ile 90.593,91 TL arasında fark 3,688,11 TL olacağını, emsal olarak alınan üye hasılatlarının ortalaması üzerinden bir hesaplama yapıldığını, üyelerden …, …, …, …, …, … ve …’nin kazançlarının bilirkişilerce belirlenen ortalama hasılat miktarından düşük olduğunu, bu üyelerin sadece 20 kişinin içerisindeki 7 kişiden ibaret olup diğer kooperatif üyelerinden de düşük kazançlı kişilerin olması ihtimali söz konusu olduğunu, hasılat hesabının ortalama kazanç üzerinden yapıldığını, raporda da belirtildiği üzere söz konusu üyelerin en fazla nakliye hizmeti verdiğini, bu üyeler en fazla hizmet vermelerine rağmen belirtildiği şekilde yüksek kazanç elde edemediklerini, kazanç miktarları Kurumlar Vergisi Beyannamesinde de yer aldığı üzere somut şekilde elde edilmiş veriler kapsamında kaldığını, ancak raporda bu üyelerin kazançları baz alınarak farazi hesaplama ile yalnızca davalı kooperatif mağdur edildiğini, …e büyük ve küçük çaplı 23 adet kamyon ile iş yapıldığını, küçük kamyonlara daha az iş çıktığını, davacının büyük bir tır sahibi olmadığı dikkate alındığında kazancının talep edilen miktarda olamayacağını, kooperatif üyelerinin kooperatifin sağladığı işler hariç üçüncü kişilerden de iş alabilmesinde Kooperatifin Ana Sözleşmesi ve Genel Kurul kararlarında da yer aldığı üzere bir engel bulunmamakta olup, kooperatif ortakları 3. kişilerden diledikleri zaman iş alabildiklerini, davacının en azından asgari düzeyde kazanç elde edelebileceğini, başka işlerde SGK’lı çalıştığını, davacının 28.06.1997 tarihinden itibaren hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığını, aidat vb türde ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir kayıt ya da belgeye rastlanmadığını, hiç bir katkısı olmadan kooperatifte beklentide bulunamayacağını, ayrıca dava konusu tarihlerde kooperatifte ara eksikliği olduğu için ihtarnameler gönderilerek üyelerin iş başı yapmaları çağrısında bulunulduğunu, davete icabet etmediklerini, çağrıya rağmen kooperatif üyeliklerinden kaynaklı hiçbir hakkı yerine getirmeyen davacıların 29.01.2016 tarihinde yapılmış olan yönetim kurumu toplantısında üyeliklerine son verildiğini, 20 üyenin kazancı az alınarak yapılan farazi hesaplamada 20 üyenin farazi masraflarının eklendiğini bilirkişilerce yapılan hesaplamanın hata içerdiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif üyelik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, müvekkilinin ortaklığı süresince kooperatif üyelik haklarından yararlandırılmadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının adına kayıtlı 1990 model 25 tonluk … … marka kamyonunun bulunduğuna dair beyanına istinaden bu araç ile benzer nitelikteki aracı bulunan seçme 20 ortağın kazanç durumu dikkate alınarak davacı ortağın kazanç kaybı hesaplanmıştır. Davalı vekili, cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında davacı adına kayıtlı kamyon olup olmadığının araştırılmasını talep etmiştir. Mahkemece celse arasında İzmir Emniyet Müdürlüğüne yazılan 22.02.2018 tarihli yazı ile 1997 yılından 15.04.2015 tarihine kadarki süreçte davacı … adına kayıtlı araçların tespit edilerek bildirilmesi istenmiştir. İzmir Emniyet Müdürlüğünün 02.04.2018 tarihli cevabi yazısında davacı adına sadece iki adet motosiklet kaydının bulunduğu bildirilmiştir. Müvekkere cevabı duruşmada okunmamış, tarafların bu yöndeki beyanları alınmamıştır. Bu durum, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edip bilirkişi raporunda tazminat hesabı davacının beyanına göre yapıldığı için bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece öncelikle bu müzekkere cevabına karşı taraf vekillerinin beyanları sorulup davacının üyelik başında aracı olup olmadığı, var ise ne şekilde ve ne sebeple elden çıktığı, davacının başka bir işte sigortalı çalışıp çalışmadığı araştırılarak bilirkişiden, benzer sebeplerle kooperatif aleyhine toplam 11 kişinin dava açtığı gözetilerek yargıya güven ve birliğin sağlanması için bu dosyalardaki bilirkişi raporlarını da inceler şekilde somut olayın özelliğine ve varsa davacının aracıyla benzer araçları olan seçme 20 ortak değil davacının aracıyla benzer nitelikteki araçları olan tüm ortakların kazançlarını dikkate alır şekilde rapor alınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulmuştur.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair sitinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.05.2019 tarih 2016/462 Esas 2019/307 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.12.2022