Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3113 E. 2022/1879 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3113
KARAR NO : 2022/1879

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.04.2019
NUMARASI : 2014/360 E. – 2019/555 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 15.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2022
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.04.2019 tarih 2014/360 E. – 2019/555 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların müvekkili kooperatifin üyeleri ve eski yöneticileri olduğunu, davalı …’un 13.06.2004 – 22.02.2009 tarihleri arasında, davalı …’ın 26.06.2005 – 22.02.2009 tarihleri arasında, davalı …’nin 25.06.2006 – 24.02.2008 tarihleri arasında, davalı …’nın 25.06.2006 – 22.02.2009 tarihleri arasında, davalı …’ın 24.02.2008 – 22.02.2009 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalılar …, … ve …’ın denetleme kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, 22.02.2009 tarihli genel kurul toplantısında yeni yönetimin seçildiğini, hesap tetkik komisyonu kurulması yönünde karar alındığını, aynı toplantıda hesap tetkik komisyonuna seçilen serbest muhasebeci … ve … tarafından tanzim edilen hesap tetkik komisyonu raporununa göre yönetimin taşeron firmalarla yapmış olduğu ihalelerin usule uygun olmadığı, kesilen faturalarla ödemeler arasında büyük farklar olduğu, ödemelerin fazla olduğu, kooperatifin hazır değerleri olduğu halde yüzbinlerce lira faiz ödeyip kooperatifi zarara uğrattıkları, kooperatife ait olmayan giderleri kooperatif gideri olarak işleyip çıkar sağladıkları, defterlerin işlenişinde yanlış hesaplar kullanılıp tek düzen hesap planına uyulmadan farklı hesaplar kullanılarak yanıltma politikası uygulandığı hususlarının tespit edildiğini, davalılar hakkında Torbalı C.Başsavcılığı’nın 2008/4119 sayılı dosyasında başlatılan soruşturmanın devam ettiğini, davalıların sorumluluğunun miktarının net olarak belirlenemediğinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’nin zararın doğduğu tarihten itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 12.05.2011 tarihli dilekçesi ile davalı … hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı …, davacı kooperatifte 2004-2009 yılları arasında başkanlık yaptığını, başkan seçildiğinde kooperatifin icra işlemleri ve borçları nedeniyle zor durumda olduğunu, borçları yapılandırdığını, icra takiplerini durdurduğunu, binaları bitirip tapuları sahiplerine verdiklerini, kooperatifi kara geçirdiğini, davacının dayandığı hesap tetkik raporunun yanlı olduğunu, bu rapordan 6 ay önce Bakanlık müfettişlerinin kooperatifi denetlediklerini, hesap tetkik raporundaki iddiaların müfettiş raporunda yer almadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, …, … ve … vekili davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların sorumlu oldukları miktarların belirlendiği bilirkişi kök ve ek raporlarının denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyette olduğu, davalı …’a karşı açılan davadan feragat edildiği; davalılar …, … ve …’a karşı açılan davada, adı geçen davalıların davacı kooperatifin denetim kurulu üyeleri oldukları, davaya konu eylemlerle ilgili İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/280 E. ve 2013/131 K. sayılı dosyasında, denetim görevini ihmal suçundan davalılar hakkında açılan davada beraat kararı verildiği, böylelikle yargısal bir kararla maddi bir olgunun tespit edildiği, bu davalılar hakkında açılan sorumluluk davasının reddine karar vermek gerektiği; diğer davalılara karşı açılan davada, davalılar …, …, …, … ve …’ın davacı kooperatifin eski yöneticisi oldukları, davaya konu eylemlerle ilgili İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/280 E. ve 2013/131 K. sayılı dosyasında, ek harcırah ödemeleri ve kooperatif tarafından karşılanan akaryakıt giderleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, zarar doğuran fiiller cezayı müstelzim oldukları dikkate alınarak fiillerin her birinin ayrı ayrı değerlendirildiği, benimsenen bilirkişi heyet kök ve ek raporunda 2004 yılındaki akaryakıt harcamaları ve 2005-2006 yıllarında kendisine fazladan yapılan huzur hakkı ödemeleri nedeniyle 3.795,97 + 4.392,00 olmak üzere toplam 8.187,97 TL tutarındaki zarardan davalılardan …’un tek başına, 2006 – 2007 yıllarındaki akaryakıt harcamalarına ilişkin 4.456,78 TL zarardan, davalılar …, …, … ve …’nın müteselsilen, 2008 yılındaki akaryakıt harcamalarından kaynaklanan 2.871,20 TL tutarındaki zarardan davalılar …, …, …, … ve …’ın müteselsilen, 2005 – 2006 yıllarında kendisine fazladan yapılan huzur hakkı ödemeleri Mayıs 2005 Haziran 2006 yıllarında fazladan yapılan harcırah ödemeleri ve 2006 – 2007 -2008 yılındaki akaryakıt harcamaları nedeniyle 4.392,00 TL tutarındaki huzur hakkına ilişkin ödemeyle ilgili zarardan davalı …’ın tek başına, Davalı …’ın davacı kooperatife yaptığı 4.418,25 TL tutarındaki ödemenin, banka dekontu üzerinde yer alan beyanına göre ceza mahkumiyetine konu olan 6.005,45 TL tutarındaki harcırah ödemelerine ilişkin sorumluluk kaleminden düşülmesi neticesinde 1.587,20 TL harcırah ödemelerine ilişkin zarardan, davalılar … ve …’nin müteselsilen olmak üzere toplam 21.495,15 TL tutarındaki zarardan sorumlu olduklarının belirlendiği gerekçesiyle davalılar …, … ve …’a karşı açılan davaların ayrı ayrı reddine, davalı …’a karşı açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın kısmen kabulü ile; 8.187,97 TL’nin 31.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan, 4.456,78 TL’nin 31.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen; 2.871,20 TL’nin 31.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen; 4.392,00 TL’nin 31.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …’dan alınarak davacıya ödenmesine, 1.587,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı …, 780 kişilik kooperatifin yönetimini aldığında yüksek miktarda borç sebebiyle elektriğin kapalı olduğunu, kooperatifi batık bir şekilde teslim aldıklarını, elektriği kendi evini ipotek yaptırarak açtırdığını, kooperatifin aracının var olmadığını, …’a, Belediyeye, Tapuya gidip gelmek için ticari taksi kullanılsaydı ayda 10.000,00 TL taksi ücreti tutacağını, ancak kendi aracını kullanarak bu gideri önemli miktarda azalttığını, masrafların büyük kısmını kooperatif işlerini düzene sokmak için kendi cebinden karşıladığını, 780 üyeli kooperatifte yönetim kurulu başkanının 10.000,00 – 15.000,00 TL civarında maaş alması gerekirken kendisinin 500,00 TL maaşla işi yürüttüğünü, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde Yargıtay içtihat kararı bulunmadığından kararın aleyhine çıktığını, milyonlarca lira harcama yapılan kooperatifte kendi aracı için aldığı ayda 300,00 TL benzin parası sebebiyle aleyhine karar oluşturulduğunu, kooperatifi 3 yılda bitirerek ayrıldığını, mahkeme kararının usule ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacı kooperatifin eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 62. Maddesinde “Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder. Yönetim Kurulu, kendi tutanakları ile Genel Kurul tutanaklarının, gerekli defterlerin ve ortak listelerinin muntazam hazırlanıp, tutulup, saklanmasından ve işletme hesabiyle, yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanıp tetkik olunmak üzere denetleme kuruluna verilmesinden sorumludur. Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Yine denetçilerin sorumluluğu bakımından yasada hüküm bulunmamakla birlikte, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca Kooperatifler Kanunu’nun 98. madde yollamasıyla TTK’nın 359. Maddesine göre denetçiler, kanun veya ana sözleşmenin kendilerine yükledikleri görevleri hiç veya gereği gibi yapmazlarsa, bu hareketleri ile sebebiyet verdikleri zararlar için, kusursuz olduklarını ispat etmedikçe sorumluluktan kurtulamazlar.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile dava tarihi itibariyle somut olayda uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK’nın 336. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Bu yönde açılan bir davanın görülebilmesi, 6762 Sayılı TTK’nın 341. maddesi gereğince, genel kurulun bu yönde karar almasına ve davanın denetçiler tarafından açılmasına bağlıdır. Ancak anılan eksiklikler dava şartı olmayıp, sonradan tamamlanabilen usuli eksiklik niteliğindedir. Davacı vekilince 12.05.2011 tarihli dilekçe ekinde davacı kooperatif denetleme kurulu asil üyelerine ait vekaletname sunulmuş olmakla bu yöndeki eksikliğin giderilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/280 E. 2013/131 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davalı Yönetim Kurulu üyeleri …, …, …, … ve … hakkında zimmet ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından beraat, ek harcırah ödemeleri ve kooperatif tarafından karşılanan akaryakıt giderleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, davalı Denetim Kurulu üyeleri …, … ve … hakkında ise denetim görevini ihmal suçundan beraat kararı verildiği, mahkumiyet kararları yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı kooperatifin muhasebe kayıtlarında 2004 yılında toplam 3.795,97 TL’lik akaryakıt harcaması yapıldığı, bu harcamanın hangi araca alındığının bilinemediği, akaryakıt giderlerinin gider olarak kaydedilebilmesi için kooperatifçe araç kira sözleşmesinin olması gerektiği, ancak dava dosyasında araç kira sözleşmesine rastlanamadığı, bu haliyle, kooperatife ait herhangi bir araç için yapıldığı tespit edilemeyen 3.795,97 TL tutarındaki akaryakıt harcamasının kooperatif zararı olarak kabul edilebileceği ve 2004 yılında yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan davalı …’un 3.795,97 TL tutarındaki bu zarardan sorumlu olduğu; kooperatif envanterinde kayıtlı taşıt aracı olmamasına rağmen 2006 yılında yapılan 1.807,63 TL tutarındaki akaryakıt harcamasının kooperatif zararı olarak kabul edilebileceği ve 2006 yılı içinde yönetim kurulu üvesi olarak görev yapan davalılar …, …, … ve …’nın 1.807,63 TL tutarındaki bu zarardan müteselsilen sorumlu oldukları, buna karşılık, görev süreleri 18.03.2006 tarihinde sona eren davaıl denetleme kurulu üyeleri …, … ve … hakkında ceza mahkemesince denetim görevini ihmal sucundan beraat kararı verildiği, dolayısıyla davalı denetleme kurulu üyelerinin bu zarardan sorumlu tutulamayacağı, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/280 E. 2013/131 K. sayılı kararı ve bu karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, 2005-2006 yıllarında davalılardan …’a 4.392,00 TL ve …’a 4.392,00 TL fazla ödeme yapıldığı tespit edilmiş olmakla, Ceza Mahkemesi kararına uygun olarak, davalı …’un 4.392,00 TL ve davalı …’ın da 4.392,00 TL tutarındaki kooperatif zararından sorumlu oldukları; yine aynı rapora göre 2005-2006 yıllarında toplam 6.005,45 TL tutarında fazla harcırah ödemesi tespit edildiği, yönetim kurulu üyesi davalılar … ve …’nin 6.005,45 TL tutarındaki kooperatif zararından müteselsilen sorumlu oldukları, buna karşılık, görev süreleri 18.03.2006 tarihinde sona eren ve ceza dosyasında beraat eden davalı denetleme kurulu üyeleri …, … ve …’ın bu zarardan sorumlu olmadıkları; 2007-2008 yıllarında yapılan akaryakıt harcamalarına ilişkin olarak 2007 yılında görev yapan davalı yönetim kurulu üyeleri …, …, … ve …’nın 2007 yılında yapılan toplam 2,649,15 TL zarardan müteselsilen sorumlu oldukları, diğer taraftan 2008 yılında görev yapan davalı yönetim kurulu üyeleri …, …, …, … ve …’ın 2008 yılında yapılan toplam 2.871,20 TL zarardan müteselsilen sorumlu oldukları; böylece davalı yönetim kurulu üyesi …’un 2004 yılındaki akaryakıt harcamaları ve 2005-2006 yıllarında kendisine fazladan yapılan huzur hakkı ödemeleri nedeniyle, 3.795,97 + 4.392,00 = 8.187,97 TL tutarındaki zarardan tek başına ve 2006-2007 yıllarındaki akaryakıt harcamalarına ilişkin 4.456,78 TL zarardan ve 2008 yılındaki akaryakıt harcamalarından kaynaklanan 2.871,20 TL tutarındaki zarardan davalılar …, …, … ve … ile birlikte müteselsilen olmak üzere toplam 15.515,95 TL zarardan sorumlu olduğu tespit edilmiş, ilk derece mahkemesince bu tutarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde 2004-2009 yılları arasında başkanlığını yaptığı davalı kooperatifin kendisi başkan seçildiğinde çoğu icraya intikal etmiş yüksek miktarda borcunun bulunduğunu, akaryakıt harcamalarının kooperatifin işleri için harcandığını, makul harcamalar olduğunu, genel kurulda tüm üyelerin bilanço ile bilgilendirildiğini, tüm dönemlere ilişkin yönetimin ibra edildiğini belirtmiştir. Mahkemece alınan ek raporda asıl rapordaki tespit, hesap ve görüşlerde değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, davalıların borç miktarlarının dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı …’un istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’un istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 1.059,89 TL’den peşin alınan 367,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 692,39 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 15.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.