Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3078 E. 2022/1522 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3078
KARAR NO : 2022/1522

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2016/1512 Esas 2019/616 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.10.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16.05.2019 gün ve 2016/1512 Esas 2019/616 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 30.08.2016 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin kullandığı motosiklete çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek, HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davasına esas olmak üzere 500,00 TL maluliyet-güç kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt(avans) faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesiyle toplam talebini 85.409,49 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kusur ve sakatlık oranının tespiti gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranıda kusurlu olduğu, davacının kask takmadığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı, kaldı ki davacının yaralandığı bölge gözetildiğinde, yaralanmasının kask takımı ile önlenemeyeceği, davalı … şirketinin bu konuda delil ibraz etmediği, davacının yaralanması nedeniyle 77.397,53 TL sürekli iş göremezlik tazminatı isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 77.397,53 TL sürekli işgöremezlik tazminatının davalı taraftan 13.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının maluliyet raporunun 30.03.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikte eelirlenen esaslara göre hazırlanması gerektiğini, ancak davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %12.3 maluliyet oranı belirlendiğini, cari yasal mevzuata göre hazırlanan maluliyet raporunda mağdurun kalıcı sakatlığının sıfır olacağını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kalıcı iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorrunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece, kaza tarihinin 30.08.2016 olduğu gözetilerek öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının raporu alındıktan ve raporun tebliğine müteakip rapora itirazlar giderildikten sonra davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanacak aktüerya raporu alınması gerekirken, kaza tarihinde geçerli olmayan Maluliyet Tespiti İlemeri Yönetmeliğine göre hazırlanan maluliyet raporuna itibar edilmesi ve bu maluliyet oranına ve % 1,8 teknik faize göre hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, kaza tarihi olan 30.08.2016 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre maluliyet raporu düzenlenmesi gerekirken Ege Üniversitesinden alınan raporda kaza tarihinde yürürlükte olmayan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre maluliyet raporu tanzim edilmiş olup yine aktüreya raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanması doğru ise de gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayalı progresif rant metodu yerine 1.8 teknik faiz uygulanması doğru değildir. Mahkemece öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun şekilde adli raporun alınması, maluliyet oranının davalı yararına daha az çıkması halinde usuli kazanılmış haklar gözetilerek TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre tazminatın hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2016/1512 Esas 2019/616 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24.10.2022