Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3052 E. 2022/1449 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3052
KARAR NO : 2022/1449

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17.09.2019
NUMARASI : 2018/359 E. – 2019/976 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 13.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.10.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2019 tarih 2018/359 E. – 2019/976 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirket ile davalı banka arasında mail-order yolu ile satış yapmak amacı ile sözleşme akdedildiğini, sözleşme gereği müşterilerin işyerine gelmeden alışveriş yapabildiklerini, bankanın da bu işleme aracılık ettiğini ve komisyon aldığını, 25.07.2016 tarihinde … isimli bir kişinin ile yedek parça satımı konusunda anlaştıklarını, … adına doldurulan mail order formalarının kendilerine gönderildiğini, davalı bankaya ait pos cihazından geçirilmek sureti ile ürünlerin bedelinin tahsil edildiğini, malların da şahsa gönderildiğini, bu şekilde … isimli şahsa 25.07.2016 tarihinde 14.023,00-TL, 26.07.2016 tarihinde 23.040,02-TL, 27.07.2016 tarihinde 20.162,02-TL, 28.07.2016 tarihinde 24.092,07-TL, tutarında mal gönderildiğini, 29.07.2016 tarihinde toplam 13.712,00-TL tutarında mal gönderilmesi esnasında … isimli bir şahsın davacı şirketi arayarak kredi kartından izinsiz şekilde para çekildiğini, böyle bir alışveriş yapmadığını beyan ettiğini, bunun üzerine bu parti malların araçtan indirildiğini, …’ın kartından çekilen paraların kendisine iade edildiğini, davalı bankaya da durumun bildirilerek mağduriyetin anlatıldığını, davalı bankanın ise davacının tahsil ettiği ödemeleri davacının hesabından davacıya haber vermeden çektiğini, davacının gönderdiği malların karşılığını alamadığından maddi zarara uğradığını, davalı bankanın kart hamili ile ödemeyi yapanın aynı kişi olup olmadığını denetlemekle yükümlü olduğunu, bu özenin yerine getirilmediğini, davalı bankanın davacının zararından sorumlu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00-TL nin dava konusu işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı taraf süresinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; mail order formundaki kart hamili ile gerçek kart hamilinin farklı kişiler olduğu, kartın fiziken ibraz edilmediği mesafeli satış işlemlerinde kart hamilinin işlemi yapmadığı şeklindeki itirazı halinde PIN veya 3D Secure gibi benzersiz bir şifre ile işlem doğrulanmadığı, bu sistemin davacı tarafından kurulmadığı, davacının davalı ile yaptığı sözleşme ile uluslararası kartla ödeme sistemi kuralları, Banka Kredi Kartları Kanunu kurallarına uyma konusunda taahhütte bulunduğu, sözleşmede kredi kartı hamillerinin bu işlemi yapmadıklarına dair itirazlarını bildirmeleri halinde işletilecek prosedür açıkça belirlenmiş olup bankanın üye işyerininin hesabından para çekerek kart hamiline iade etmesinin sözleşmenin gereği olduğu gibi sistemin güvenli şekilde çalışmasından üye iş yerinin sorumlu olduğu, sistemin güvenli çalışmaması halinde ise oluşacak kayıplardan ise üye iş yerinin sorumlu olduğunun açıkça belirtildiği, dolayısı ile davalı bankanın oluşan zarardan bir sorumluluğunun bulunmadığı, belitilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : davacı vekili, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora yönelik itirazların dikkate alınmadığı, bankanın üye iş yerinden ilgili tutarı çekmeden önce üye iş yerine başvuruda bulunmak zorunda oluğunu, davalı tarafından davacıya her hangi bir bildirimde bulunmadığını, davalı bankanın bu tür olayların olmasını engellemek ile yükümlü olduğunu, sözleşme hükümlerinin genel işlem koşlu niteliğinde olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, üyelik iş yeri sözleşmesinden kaynakalanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı ile davalı banka arasında üye iş yeri sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme ile davacının ticari satışlarında kredi kartı kullanıma imkan tanındığı, davacının kullandığı pos cihazı üzerinden mail order yoluyla 25.07.2018 ile 28.07.2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen davaya konu işlemlere kredi kartı hamillerince kart bilgilerinin izinsiz ve yetkisiz olarak kullanıldığı yönünde ters ibraz (chargeback) adı verilen harcama itirazı yapılması üzerinde davalı banka tarafından, davacının hesabından iade işlemi yapıldığı sabittir.
İDM tarafından dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile mail order formundaki kart hamili ile gerçek kart hamilinin farklı kişiler olduğu, kartın fiziken ibraz edilmediği, mesafeli satış işlemlerinde işlemin PIN veya 3D Secure gibi benzersiz bir şifre ile işlem doğrulanmadığı, taraflar arasındaki sözleşme ile davacının uluslararası kartla ödeme sistemi kuralları ve Banka Kredi Kartları Kanunu kurallarına uyma konusunda taahhütte bulunduğu, sistemin güvenli şekilde çalışmasından ve güvenli çalışmaması halinde ise oluşacak kayıplardan ise üye iş yerinin sorumlu olduğu, davalı bankanın ise sorumluluğunun bulunmadığı ifade edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından, hükme esas alının bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de; taraflar arasında düzenlenen üye iş yeri sözleşmesiyle mesafeli işlemlerde kötü niyetli kullanımlara karşı sorumluluğun davacı işyerine bırakıldığı, mal veya hizmetin gerçek kart sahibine tesliminden işyerinin mesul tutulduğu, mail order üzerindeki imzanın kontrolü ile kart üzerindeki bilgiler ve kimlik belgesindeki bilgilerin harcama belgesi üzerindeki bilgilerle kredi kartı üzerindeki bilgilerin karşılaştırılmasından davacının sorumlu olduğu, bankanın kart hamillerinin itirazı üzerine ters ibrazla (chargeback) ödediğini miktarı davacıdan tahsil hakkının bulunduğu, üye işyeri konumundaki davacının alışveriş sistemini kurarken müşterilerine en güvenli sistemi sağlamakla yükümlü olduğu, davacı üye işyerinin mail order yoluyla yapılan alışverişlerde riskleri minimize eden güvenlik altyapısı sistemini kurmadığı ve kullanmadığı, harcamalara ilişkin kart hamillerine bilgi verilmediği, dava konusu alışverişlere konu ürünlerin kart hamilleri dışında başkaca şahıslara teslim ediliği, kart hamili dışında üçüncü bir kişiye yapılan mal tesliminde davacı üye işyerinin özenli davranması gerektiği, davalı bankanın üyelik sözleşmesi ve uluslararası kartlı ödeme sistemleri kurallarına göre işlem yaptığından kusur ve sorumluluğu bulunmadığı, davacının tacir olması nedeniyle basiretli davranmakla yükümlü olduğu, üye iş yeri sözleşmesini imzaladığı esnada kanunun kendisine yüklediği basiretli tacir yükü altında dava konusu sözleşme ve eklerini imzaladığını bilmesi gerektiğinden genel işlem koşulu savunmasına sığınmasının mümkün olamayacağı, anlaşılmakla davacının istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi deliller ile bu delillerin takdirinde ve verilen kararda bir isabetsizlik de bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 13.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.