Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3049 E. 2022/1621 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3049
KARAR NO : 2022/1621

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.05.2019
NUMARASI : 2014/1124 E. 2019/710 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.11.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.05.2019 tarih 2014/1124 E. 2019/710 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Şti. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.11.2012 tarihinde, davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı … Şti’ne ait, davalı …’ın sevk ve idaresindeki çekici ve arkasında bulunan yarı römork çimento dorsesinin, bölünmüş yoldaki yaya geçişine ayrılmış ara kısımdan yolun karşısına geçmekte olan müvekkiline çarptığını, kaza tespit tutanağına göre davalının aracı 30 km hız sınırı bulunan yolda hız sınırını %30’dan fazla aşmak, müvekkilinin ise yola birden bire çıkmak kusurunu işlediğinin ifade edildiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle kafa travması geçirdiğini, hayati tehlike nedeniyle 4 gün boyunca yoğun bakımda kaldığını, 15 gün hastanede kaldığını, kafa travması sebebiyle algılarında zayıflama ve konuşmasında zorluklar meydana geldiğini, geçici hafıza kaybı yaşadığını, kalıcı maluliyetinin oluştuğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan (davalı … şirketi sadece maddi tazminattan ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 04.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 77.304,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava öncesinde davacının müvekkili şirkete başvurusunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, yaptırılacak olan zarar hesabında asgari ücretin esas alınması gerektiğini, ve müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili, dava konusu olayda müvekkilinin herhangi bir bir kusurunun bulunmadığını, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacının birinci derece kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza ile davacının meslekte kazanma güç kaybı arasında illiyet bağı bulunmadığını, zira davacının kaza tarihinden önce bu durumu yaşayıp yaşamadığını, bulguların kaza ile oluşabilecek olup olmadığının araştırılmadığını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 22.10.2018 tarihli kusur raporunda, davacı yayanın %75 oranında asli, davalı sürücüsü …’ın ise %25 oranında tali kusurlu olduğunun tespit edildiği, Nazilli 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/250 E., 2013/628 K. sayılı kararında kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın tali, davacının asli kusurlu olduğu kabul edilerek davalının taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği, 28.05.2018 tarihli Ege ATK raporunda, davacının 11.10.2008 tarihli “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” uyarınca olay tarihindeki yaşına göre %49, bugünkü yaşına göre %51 oranında sürekli maluliyetinin bulunduğu, iyileşme süresinin 6 (altı) ay olduğu, yönünde görüş bildirildiği, 11.01.2019 tarihli aktüerya raporunda 20.11.2012 tarihinde yaralanan davacının 6 ay süreyle geçici iş göremezlik tazminat alacağının 4.162,58 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 305.055,70 TL olmak üzere toplam maddi tazminat alacağının 309.218,28 TL olduğunun, davacının olaydaki kusurunun (%75) düşülmesi sonrası bakiye alacağının 77.304,57 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 1.040,64-TL geçici iş göremezlik, 76.263,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … ve davalı … Ltd Şti.’nden kaza tarihinden, davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve davalı … Ltd Şti.’nden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Ltd Şti. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : … Ltd Şti. vekili, müvekkilinin dava konusu olayda kusurunun bulunmadığını, davacının birinci derecede kusurlu olduğunu, 2918 sayılı KTK’nın 86. maddesinde, kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verildiğini, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceğini; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hâkimin, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceğini, TBK’ nın 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkimin zarar ve ziyan miktarını indirebileceğinin veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebileceğinin düzenlendiği, Nazilli 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/250 E. 2013/628 K. sayılı hükmünden de anlaşıldığı üzere trafik bilirkişi raporuna göre davacının birinci derecede kusurlu olduğu, manevi tazminatı gerektirecek düzeyde ağır kusurdan bahsedilemeyeceğini, kaza ile davacının meslekte kazanma güç kaybı arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının kaza tarihinden önce bu durumu yaşayıp yaşamadığının, bulguların kaza ile oluşabilecek olup olmadığının araştırılmadığını, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Kurulu Raporunda 08.02.2017 tarihli psikiyatri-1 polikliniği epikriz/anamnez fotokopisinde öfke azalması olduğu, uykusunun iyi olduğu, kısmen bir düzelme olduğunun beyan edildiği ve 08.05.2017 tarihli fotokopide kişinin engel oranının %10 olduğu yazılı olmasına rağmen sonuç kısmında olay tarihi itibari ile %49, bugünkü yaşı itibari ile %51 olduğunun ifade edildiğini, sürekli maluliyet zararı hesaplanırken bilinen yıllık kazançtan itibaren yılların yıllık %10 artırılıp %10 iskontoya tabi tutularak sonuca gidildiğini, ancak %10’luk oranın oldukça yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tahsili; ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin istemin kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden alınan 28.05.2018 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının kaza nedeniyle %51 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğu tespit edilmiş olup, raporda S.B.Ü. İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 19.07.2016 poliklinik tarihli 16079669 protokol no’lu Psikiyatri-2 Polikliniği Epikriz/Anamnez fotokopisinin de incelenip değerlendirilmiş olmasına göre, davalı … Ltd Şti. vekilinin maluliyet oranının tespitine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Tarafların kusur oranlarının tespiti için mahkemece trafik uzmanı bilirkişiden alınan 22.10.2018 tarihli raporda, davacının yoldan geçen araçların kendisi için tehlike arz edecek ehemmiyetini önemseyip, her iki yönden gelebilecek araç trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmesi, sol tarafından yaklaşan ve ilk geçiş hakkına sahip olan çekicinin mesafesini ve hızını dikkate alıp can güvenliği açısından beklemesi ve yolun karşısına geçeceği güvenli ortam oluştuktan sonra kaplamaya inerek yolu ivedilikle geçmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, gelen aracın kendisine çarpmasına maruz kalarak yaralandığı kazada 2918 sayılı KTK’nın 68/b maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %75 oranında asli derecede kusurlu olduğu; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki çekici ile gündüz vakti görüşünün açık olduğu güzergahta seyir halinde iken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, 30 km hız limitinin bulunduğu gidişi ve gelişi olan yolda aracının hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması ve bu hızı ile seyrederken, orta refüje gelip yolun karşısına geçmek isteyen görüş alanındaki yayayı gördüğünde yola inebileceğini öngörüp mevcudiyetini belirtecek tarzda korna çalması ve derhal etkin fren ile durarak kazayı önlemeye çalışması gerekirken, bu hususlara riayet etmediği, 2918 sayılı KTK’nın 51/2-b ve 52/l-b maddelerini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %25 oranında tali derecede kusurlu bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Kusur raporunun polis memurları tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, kusur durumunun bu rapordan farklı olduğuna ilişkin somut bir delilin davalı tarafça sunulamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince ceza dosyasında alınan kusur raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmış, davalı … Ltd Şti. vekilinin bu yöndeki istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davacının bakiye ömür süresinin işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması yerinde olup davalı … Ltd Şti. vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı … Ltd. Şti’nin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Ltd. Şti vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Ltd. Şti yönünden istinaf karar harcı olan 5.963,77 TL’den peşin alınan 1.490,93 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4.472,84 TL’nin davalı … Ltd. Şti’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Ltd. Şti’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.11.2022