Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/3005 E. 2022/1410 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/3005
KARAR NO : 2022/1410

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2019
NUMARASI : 2015/60 Esas 2019/868 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.10.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2019 tarih 2015/60 Esas 2019/868 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, plakası ve sürcüsü tespit edilmeyen tırın davacının içinde bulunduğu park halindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde davacının yaralandığını, söz konusu kaza sebebi ile davacıda maluliyet meydana geldiğini, kazanın oluşumunda plakası tespit edilemeyen tır sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı …na yapılan başvuru üzerine 92.438-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin zararı karşılamaya yeterli olmadığını belirterek; belirsiz alacak davası olarak, şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı …’nın sorumluluğunun teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza nedeni ile davacının % 40 oranında maluliyetinin varlığı kabul edilerek 92.438,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin teminat limitinden indirilmesi gerektiğini, ödemenin zararı karşıladığını, davalının davacı tarafından ibra edildiğini, geçici iş görmezlik ile tedavi giderlerinin kapsam dışında kaldığını, kusurun tespiti için adli tıp kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin ATK’dan alınacak rapor ile ispatlanması gerektiğini, davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin ispat edilmesi halinde maluliyetten dolayı zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davalının ödeme tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olabileceğini, belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Kemalpaşa 1. ASH’nin 14.11.2014 tarih ve 2014/274 E. 2014/585 K. Sayılı görevsizlik kararı üzerine dava dosyası İzmir 4. ATM’nin yukarıda anılan esas sırasına kaydı yapılarak, yargılamaya devam edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda plakası tespit edilemeyen tır sürücüsünün % 100 oranında asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, olay nedeni ile davacının % 36 oranında sürekli ve 9 ay süre ile de geçici iş gücü kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle davacının talep edebileceği tazminatın toplam 107.562,00-TL olduğu belirtilerek; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacıya davalı tarafından yapılan ödeme yapıldığını, bu ödemenin ödeme tarihindeki verilere göre güncellenerek teminat limitinden mahsup edilmesi gerektiğini, öncelikle davacının hak kazandığı tazminat miktarı net olarak belirlenerek yapılan ödemenin güncel halinin bu tutardan mahsup edilmesi gerektiğini, ödemenin güncellenerek mahsup edilmediğini, eksik inceleme yapıldığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, … yönetmeliği kapsamında trafik kazası sonucu oluşan iş gücü kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Olay tarihi olan 05.05.2011 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen tır ile davacının yolcu olarak bulunduğu park halindeki … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası neticesinde dosya kazandırılan maluliyet, kusur ve hesap bilirkişi raporlarına göre davacının % 36 oranında sürekli dokuz ( 9 ) ay süre ile geçici iş gücü kaybı oluşacak şekilde yaralandığı, olayın oluşumunda plakası tespit edilemeyen tır sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu ve davacının karşılanmayan toplam 107.562,00-TL iş göremezlik zararının bulunduğu tespit edilmiştir.
…’nın hangi hallerde sorumlu tutulduğu ve hesaba hangi şartların gerçekleşmesi halinde dava yöneltilebileceği 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtilmiştir. Hak sahipleri karşısında, trafik kazası sonucunda meydana gelen zararlardan, … ile diğer zarar sorumluları (işleten, teşebbüs sahibi, sürücü ve diğer yardımcı kimseler vs.) müştereken ve müteselsilen sorumludur (BK m.51). Yani …nın sorumluluğunun doğmasıyla diğer zarar sorumlularının sorumlulukları ortadan kalkmaz. Hesapla birlikte devam eder.( Yargıtay 17. HDB’nın 1909/2019 tarih ve 2016/17270 E. – 2019/8281 K. sayılı ilamı ) Bu itibarla, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın neden olduğu zarardan davalı … kusur oranında sorumludur. Esasen, davalının olayın oluş şekli ile kusurun tayinine yönelik bir istinaf talebi de bulunmamaktadır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4HDB’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. Sayılı) Maluliyete ilişkin dosya kazandırılan adli tıp raporu anılan yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş ise de tek hekim raporudur. Ancak, davalının savunmasında davacının % 40 maluliyetine karşılık ödeme yapıldığını beyan etmesi ve bu hususta açıkça kurul yerine tek adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen raporun hükme esas alınmasına yönelik bir istinaf talebi ve itirazı bulunmadığından istinafa başvuranın sıfatına göre bu husus esasa etkili görülmemiştir.
Tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. ( Yargıtay 4. HDB’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. HDB’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları ) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir. (Yargıtay 17. HDB’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. Sayılı ilamı ) TRH 2010 Yaşam Tablosundaki ömür sürelerinin PMF 1931 Yaşam Tablosundaki ömür sürelerine göre daha uzun olduğu bilinen bir gerçek olup, TRH 2010 Yaşam Tablosu zarar gören yararınadır. Bu nedenle, her ne kadar bilirkişi tarafından PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılmış ise de istinafa gelenlerin sıfatına göre bu husus da istinaf incelemesine konu edilmemiştir.
Davalı …’nın sorumluluğu kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olup, dava tarihinden önce yapılan ödemenin zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince ödeme günü ile tazminatın hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi ile birlikte hesaplanıp güncelleştirilerek gerçek zarardan indirilmesi suretiyle ödeme nedeni ile bakiye kalan teminat limiti dahilinde davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun, kusurun olay ile uyumlu olduğunun tespit edilmiş olmasına, maluliyetin kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümleri çerçevesinde belirlenmesine, dava tarihinden önce yapılan ödeme nedeni ile tazminattan günceleme yapılarak indirim yapılmış olmasına ve ödemeden arta kalan teminat limiti kapsamında tazminatın hüküm altına alınmış olmasına göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 7.347,56 TL’den peşin alınan 1.836,89 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.510,67 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.10.2022