Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2951 E. 2022/1594 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2951
KARAR NO : 2022/1594

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.04.2019
NUMARASI : 2015/142 E. – 2019/404 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 8.ATM’NİN 2015/305 E.SAYILI DOSYASINDA;
BİRLEŞEN İSTANBUL 8.ATM’NİN 2015/682 E.SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2022
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.04.2019 tarih 2015/142 E. – 2019/404 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, müşterilerinden aldığı 9 adet çeki kasasında muhafaza ederken, 03.03.3014 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle çaldırdığını, İstanbul Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2014/36088 sor. nolu dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, İzmir (Kapatılan 8 ATM 2014/107 E.) 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/738 E. sayılı dosyasında çek iptali davası açtıklarını, 13.03.2014 tarihinde ödeme yasağı kararı alındığını, çalınan çeklerden, keşidecisi … A.Ş. olan … bankası Zincirlikuyu Şubesi 31.05.2014 tarihli 7010143 seri nolu, 16.608,00 TL bedelli çeki elinde bulundurduğunu belirten davalının, davaya müdahale talebinde bulunduğunu, mahkemece davalı aleyhine istirdat davası açılması için müvekkiline süre verildiğini, müvekkilinin dava konusu çeki, ticari kargolarını taşıdığı ve cari hesap usulü çalıştığı müşterisi …A.Ş.’den cari hesap borcu karşılığında aldığını, çekin yasal hamilinin müvekkili olduğunu, müvekkilinin kendisinden sonraki cirantalarla hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının çeki haksız yere elinde bulundurduğunu iddia ederek, davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVAYA CEVAP : Davalı vekili, dava konusu keşidecisi …A.Ş. olan … Bankası Zincirlikuyu Şubesine ait 16.608,00 TL bedelli 31.05.2014 tarihli çekle ilgili olarak müvekkili şirketle dava dışı … Tic.-… arasında faktoring sözleşmesi yapıldığını, dava dışı …-…’ın çekin kendisinden önceki hamili …. Şti ile arasında hukuka uygun ticari ilişkiyi gösteren faturayı ibraz ederek dava konusu çeki ciro ederek çek teslim bordrosuyla müvekkili şirkete teslim ettiğini, …-…’a müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, müvekkili şirket ile faktoring sözleşmesi imzalayan dava dışı …-… ile çekin önceki hamili davacı arasındaki ticari ilişkinin gerçek bir ticari ilişki olduğunu ve tarafların arasındaki ticari ilişkiyle ilgili olarak dava konusu çek miktarı kadar fatura düzenlediklerini, müvekkili şirketin dava konusu çeki düzgün bir ciro silsilesiyle elinde bulundurduğunu, iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacının dava konusu çeki çaldırdığı iddiasının dayanaksız olduğunu, çek iptali davasının derdest olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/305 E. SAYILI DAVADA TALEP : Davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, çalınan çeklerden keşidecisi … Şti. olan … Cemalpaşa Şubesine ait 30.06.2014 tarihli 9088763 seri nolu 1.400,00 TL bedelli çek ile, keşidecisi … Şti. olan … Bankası Çankaya Şubesine ait 30.06.2014 tarihli 441885 seri nolu 1.683,00 TL bedelli çekleri davalının haksız yere elinde bulundurduğunu iddia ederek, bu çeklerin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, keşidecisi ….Şti. olan … Cemalpaşa Şubesine ait 30.06.2014 tarihli 9088763 seri nolu 1.400,00 TL bedelli çek ile ilgili olarak dava dışı … arasında; yine keşidecisi dava dışı …. Şti. 441885 seri nolu 1.683,00 TL bedelli çek ile ilgili olarak dava dışı … arasında faktoring sözleşmesi imzalandığını, dava dışı … ve …’nın çeklerin kendilerinden önceki hamilleri ile aralarındaki hukuka uygun ticari ilişkiyi gösteren fatuları ibraz ederek dava konusu çekleri ciro ederek çek teslim bordrosu ile müvekkili şirkete teslim ettiklerini, müvekkili şirket ile faktoring sözleşmeleri imzalayan dava dışı … ve … arasındaki ticari ilişkinin gerçek bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirketin çekleri düzgün bir ciro silsilesiyle elinde bulundurduğunu, iyiniyetli 3. Kişi konumunda olduğunu, davacının çekleri çaldırdığını kanıtlamak zorunda olduğunu, davacının açtığı çek iptali davasının derdest olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/682 E. SAYILI DAVADA TALEP :Davacı vekili, asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, çalınan çeklerden keşidecisi … olan … Bankası Fatih Şubesine ait 25.06.2014 tarihli 465515 seri nolu 10.000,00 TL bedelli çeki davalının haksız yere elinde bulundurduğunu iddia ederek, bu çekin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli meşru hamil olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Bakırköy C.Başsavcılığının 2014/36088 nolu soruşturmasının devam ettiği, dosyada mevcut çek suretlerinin incelenmesinde davacı ile davalı factoring şirket arasında ticari bağlantının görülmediği, çekin üçüncü kişilerden…. Şirketi sahibi …’tan factoring sözleşmesine ve mevzuatına uygun olarak temliken ve ciro yoluyla iktisap edilmiş olduğu, davalının çekleri iktisabında kötü niyetine ilişkin delillerin mevcut olmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2017/65 Esas – 2017/3223 Karar sayılı dosyasında da bu hususun belirtilmiş olduğu, davanın açılmasından beri aradan geçen uzun zamana rağmen davacının çekin çalındığı yönündeki iddiasının subut bulmadığı, çek üzerinde davacıdan sonra gelen cirantaların defter ve kayıtlarının incelenmesinin davalının iyi niyetini ortadan kaldırmayacağı ve sonuca etkili görülmediği, 6102 sayılı yasanın 792. md. gereğince dosya kapsamında da davalının iyi niyetini ortadan kaldıracak delillerin mevcut olmadığı, davalının iyi niyetli hamil olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili, tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu çekleri, ticari kargolarını taşıdığı ve cari hesap usulü çalıştığı müşterilerinden cari hesap borcuna mukabil aldığını, dava konusu çeklerin müvekkilinin kasasında muhafaza altında iken, 03.03.3014 tarihli hırsızlık olayı nedeniyle çalınarak zayi olduğunu, İstanbul Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2014/36088 sor. nolu dosyasının halen açık olduğunu, çeklerin müvekkilinin rızası hilafına elinden çıktığını, müvekkilinin çeklerin yasal hamili olduğunu, müvekkilinin kendisinden sonraki cirantalarla hiçbir ticari ilişkisinin ve bağının bulunmadığını, ciro silsilesinin gerçek olmadığını, müvekkilinin, hamilin ve diğer cirantaların ticari defterlerinin incelenmediğini, 4 yıl boyunca savcılıktan cevap beklendiğini, gelmeyince davanın reddedildiğini, savcılık tarafından dosyanın faili meçhuller masasında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, davalının çekleri haksız yere elinde bulundurduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen davalar çek istirdadı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu çeklerin incelenmesinde; asıl davaya konu 31.05.2014 tanzim tarihli, 16.608,00 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … A.Ş., lehtarının davacı şirket olduğu, ciro silsilesinde davacı tarafından dava dışı …. Şti.’ne, bu şirket tarafından da dava dışı …-…’a ciro edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. sayılı dosyasına konu 30.06.2014 tarihli, 1.400,00 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … Şti., lehtarının dava dışı …. Şti. olduğu, ciro silsilesinde lehtar tarafından davacıya, davacı tarafından dava dışı …. Şti.’ne, bu şirket tarafından da dava dışı …-…’a ciro edilmiş olduğu; aynı dosyada dava konusu olan 30.06.2014 tarihli, 1.683,00 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … Şti., lehtarının dava dışı … Şti. olduğu, ciro silsilesinde, lehtar tarafından dava dışı …. Şti’ne, bu şirket tarafından davacıya, davacı şirket tarafından dava dışı … Şti.’ne, bu şirket tarafından da dava dışı …-…’ya ciro edildiği anlaşılmıştır. Birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/682 E. sayılı dosyasına konu 25.06.2014 tarihli 10.0000,00 TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı …, lehtarının dava dışı …. Şti. olduğu, ciro silsilesinin incelenmesinde, lehtar tarafından davacı şirkete, davacı tarafından dava dışı … Şti.’ne, bu şirket tarafından da dava dışı …-…’ya ciro edildiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1. maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle 4.400,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda, birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. sayılı dosyasında 30.06.2014 tarihli 1.400,00 TL bedelli ve 30.06.2014 tarihli 1.683,00 TL bedelli çeklerin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep edilmiş olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava değerinin hüküm tarihi itibariyle yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığı anlaşıldığından istinafı kabil olmayıp, davacı vekilinin birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. Sayılı dosyasına yönelik istinaf dilekçesinin bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça, asıl ve birleşen davalara konu dört adet çek de dahil olmak üzere toplam 9 adet çekin davacının kasasında muhafaza altında iken 03.03.3014 tarihinde gerçekleşen hırsız olayında çalındığını, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/738 E. sayılı dosyasında çek iptali davası açtıklarını, davalının bu davaya müdahale talebinde bulunarak dava konusu çeklerin kendi elinde bulunduğunu beyan ettiğini, ancak davalının çekleri haksız yere elinde bulundurduğunu iddia etmiş, davalı (temlik eden … Faktoring A.Ş.) ise müvekkili şirketin çekleri düzgün bir ciro silsilesiyle elinde bulundurduğunu, iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu savunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da, hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesinde ise ”Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” hükmünü içermektedir. Yasa metninden de anlaşılacağı üzere, faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Nitekim, faktoring işlemlerinde alacağın temliki hükümlerinin uygulandığı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.11.2010 tarih, 2010/19-488 E, 2010/557 K sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Öte yandan aynı kararda faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafının bulunduğu da açıklanmıştır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. 6361 sayılı Yasa’nın 9/3. maddesi, faktoring işleminin yukarıda belirtilen tarafları dışında kalan kambiyo borçluları bakımından uygulanabilecek bir hükümdür. Başka bir anlatımla, faktoring işleminin dışında bir kambiyo borçlusu varsa (keşideci, lehdar veya ciranta) onlar hakkında 6361 sayılı Yasa’nın 9/3. maddesi hükmü uygulanacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/1264 E. 2022/2680 K.)
6361 sayılı Yasa’nın 9/3. Maddesinde “Bir kambiyo senedinin ciro yoluyla faktoring şirketine devri hâlinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri faktoring şirketine karşı ileri süremez; meğerki, faktoring şirketi kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, davacının faktoring sözleşmesinin tarafı olmadığı, faktoring şirketinin müşterisinin de doğrudan davacı ile iş ilişkisinin olmadığı, davalı faktoring şirketinin kambiyo senetlerini iktisap ederken bile bile davacı borçlunun zararına hareket ettiğinin kanıtlamamış olduğu, davalı faktoring şirketinin müşterisinden çeklerin iktisabına ilişkin olarak almış olduğu faturaları dosyaya sunduğu, faktoring işlemlerinin usulüne uygun olduğu anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. Sayılı dosyası yönünden davacı vekilinin istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine; asıl dava ve birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/682 E. Sayılı dava dosyası yönünden istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesin yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. Sayılı dava dosyası yönünden davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 352. maddesi uyarınca ön inceleme neticesinde REDDİNE,
2-Davacı vekilinin asıl dava ve birleşen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/682 E. Sayılı dava dosyaları yönünden istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Asıl dava yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
4-Birleşen İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/682 E. Sayılı dosyası yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
5-Birleşen İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/305 E. Sayılı dosyası yönünden yatırılan istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 03.11.2022 oy birliğiyle karar verildi.