Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2946 E. 2022/1400 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2946
KARAR NO : 2022/1400

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.05.2019
NUMARASI : 2018/688 E. – 2019/628 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.05.2019 tarih 2018/688 E. – 2019/628 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 03.05.2018 tarihinde müvekkiline ait ve dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı tarafça zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olan …plakalı aracın çarpıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedelinin tespiti için İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/79 D.İş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırdıklarını, araçta 12.394,00 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, 21.05.2018 tarihinde davalı şirketin elektronik posta adresine başvuru yaptıklarını, olumlu veya olumsuz herhangi bir yanıt verilmediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca tespit yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 26.02.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini 12.036,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuni, davalının müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun şekilde başvuruda bulunmadığını, kısmi dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, gerçek zararın tespiti yönünden teknik bilgiye sahip bilirkişiden rapor alınmasını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/79 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacıya ait araçta 9.703,63 TL yedek parça ve 800,00 TL işçilik olmak üzere KDV dahil toplam 12.394,28 TL hasar meydana geldiğinin belirtildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda dava konusu araçta tespit edilen hasarın kazanın tutanakta belirtilen şekilde gerçekleşmesi ile uyumlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket tarafından sigortalanan araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı tarafa ait … plakalı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam KDV dahil 12.036,00 TL hasarın meydana geldiği yönünde kanaat bildirildiği, bilirkişi raporunun dosyadaki verilere uygun, hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, davalı sigorta şirketinin KTK, TTK hükümleri ve sigorta genel koşullarına göre meydana gelen hasardan sorumlu olduğu ve kaza tarihi itibari ile hesaplanan hasar bedelinin, sigorta poliçesinde gösterilen teminat limiti içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne 12.036,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkili şirketin davanın açılmasında kusurunun bulunmadığını, davacının aracı göstermeyerek araç üzerinde inceleme yapılmasını engellediğini, TTK’nın 1447. maddesinde bilgi verme ve araştırma yapılmasına izin verme yükümlülüğünün düzenlendiğini, davacının aracı üzerinde riziko ve kapsamı hususunda inceleme yapılmasına izin vermediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mümkün olmaması halinde tazminattan indirim yapılması gerektiğini, araç gösterilmeden yapılan hasar tespitinin eksik veya fazla olmasında müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin sigorta poliçesi kapsamında uğranılan gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, hasar dosyası kapsamında alınan ekspertiz raporunda davacının aracı göstermediği, herhangi bir fotoğraf, fatura gibi rizikonun kapsamını ve çerçevesini belirleyecek ilgili tüm belgeleri iletmediğinin belirtildiğini, davacı tarafın talep ettiği tazmin tutarı fahiş olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar giderim bedeline ilişkin maddi tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin aracına çarparak hasarlanmasına neden olduğunu ileri sürerek, hasar giderim bedeli tazminatı talebinde bulunmuştur. Davacı vekili, dava açmadan önce davalı sigorta şirketine e-posta yoluyla başvurduğunu belirterek e-posta yazısını dosyaya eklemiştir. Davalı vekili KTK’nın 97. maddesi uyarınca davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, davacı dava açmadan önce davalı sigortanın kamuya bildirilen e-mail adresine başvuru yapmış olup, yargılamanın geldiği aşama ve halen davalı tarafça bir ödeme yapılmayıp davanın reddi savunulduğu da dikkate alındığında, davacının başvurusunun geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda kazanın sigortalı araç sürücüsünün tam kusuruyla gerçekleştiği, davacıya ait araçta oluşan hasar ile kazanın uyumlu olduğu, davacıya ait araçta toplam 12.036,00 TL hasar oluştuğu belirtilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Yapılan tespitin dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli görülmüştür.
Davacının, ilk önce mahkemeden delil tespiti yoluyla hasar miktarını tespit ettirmesi tek başına kötü niyetli olduğunu kabule yeterli değildir. Davacının, kazada hasarlanan aracı için, tespit başvurusu üzerine tespit dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak, davalı şirkete başvuruda bulunmasında ve ekspertiz raporu alınmadan aracın tamir edilmek istenmesinde, yasal ve genel şartlardaki düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun düzenlenen bilirkişi raporunun benimsenmesinde ve tespit edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 822,17 TL’den peşin alınan 206,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 616,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.