Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2935 E. 2022/1388 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2935
KARAR NO : 2022/1388

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.05.2019
NUMARASI : 2018/1168 Esas 2019/594 Karar
DAVANIN KONUSU : Araç Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2022

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2018/1168 Esas 2019/594 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 25.05.2017 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını, hasar tazminatının tahsili için davalıya yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 50,00 TL hasar, 50,00 TL değer kaybı tazminatını dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, değer artırım dilekçesiyle toplam talebini 14.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, değer kaybı tazminatı yönünden KTK’nın 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmediğini, davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açıldığını, davacıya ait aracın poliçesi bulunmadığı için Tramer girişi yapılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusuruyla gerçekleştiği, aracın pert total işlemine tabi tutulması gerektiği, bu şekilde 14.500,00 TL hasar bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 14.500,00 TL hasar tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacının KTK’nın 97. maddesi uyarınca usulüne uygun başvuru yapmadığını, müvekkili tarafından yaptırılan ekspertiz raporunda toplam 2.774,14 TL hasar belirlendiğini, aracın 1998 model ve 510.105 km olması nedeniyle iskonto uygulandığını, davacının aldığı ekspertiz raporunda 24.058,83 TL hasar hesaplandığını, mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise 14.500,00 TL hasar bedeli tespit edildiğini, raporlar arasında çok fahiş farklar bulunduğunu, mahkemece ek rapor veya yeniden bilirkişi raporu alma kararı verilmediğini, kusurun tamamının sigortalı araç sürücüne verilmesinin doğru olmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, araç hasar ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacının KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava açmadan önce müvekkili şirkete başvurmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de davadan önce davacının başvurusu üzerine hasar dosyası açılıp, ekspertiz raporu dahi düzenlenmiş olmakla bu yöndeki istinaf itirazı haksız bulunmuştur.
Kaza tespit tutanağı sürücüler tarafından imzalanmış olup, kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü, bir araç sıkıştırınca direksiyon hakimiyetini kaybedip davacıya ait araca çarptığını, davacıya ait araç sürücüsü de seyir halindeyken sigortalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek aracına çarptığını beyan etmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda kaza tespit tutanağı, olay yeri fotoğrafları dikkate alınarak, sigortalı araç sürücüsünün şeride tecavüz kuralını ihlal ettiği için % 100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta tarafından alınan ekspertiz raporunda kaza sonrası hasar gören bazı parçaların yer almadığı, ayrıca aracın onarımı için gerekli olan kaporta, boya, mekanik, elektrik, ön düzen işçilikleri ile ilgili değerlendirme yapılmadığı için bu ekspertiz raporu değil davacının aldığı ekspertiz raporunun baz alındığı, davalı sigortanın aldığı ekspertiz raporunda yedek parça giderinin 10.771,97 TL belirlendiği, işçilik gideri hesaplanmadığı, 8.421,00 TL(% 78 oranında) iskonto uygulanarak toplam 2.774,14 TL(KDV dahil) hasar tazminatı hesaplandığı, davacı tarafından alınan ve kaza tespit tutanağı ile araç fotoğraflarına uygun bulunan ekspertiz raporunda ise yedek parça gideri 16.453,84 TL, işçilik gideri 3.935,00 TL olmak üzere 14.058,83 TL(KDV dahil) belirlendiği, davacı tarafından alınan ekspertiz raporundaki 24.058,83 TL hasar tutarının uygun ve kazaya uyumlu olduğu, aracın 2. el piyasa değerinin yaklaşık 20.500,00 TL civarında olması nedeniyle onarımının ekonomik olmadığı, aracın sovtaj değeri olan 6.000,00 TL’nin 2. el piyasa değeri olan 24.058,83 TL’den çıkarıldığında 14.500,00 TL hasar hesaplandığı rapor edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda imzaları inkar edilmeyen ve sigortalı araç sürücüsü tarafından imzalanan kaza tespit tutanağı ve kaza fotoğrafları dikkate alınmış olup kusur ve zararın belirlenmesi denetime elverişli ve dosya kapsamına uygundur. Davalı sigorta tarafından bir kısım hasar kalemlerinin dikkate alınmaması ve yedek parça ücretlerine % 78 oranında iskonto uygulanması nedeniyle davacının aldığı ekspertiz raporuyla arasında fark oluştuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının aldığı ekspertiz raporundaki gibi hasar miktarı belirlenmiş olup, bu ekspertiz raporundan farklı olarak pert total yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılmıştır. Böylelikle hükme esas alınan raporla davacının dayandığı ekspertiz raporu arasında çelişki bulunmadığı, davalının aldığı ekspertiz raporunun da gerçek zararla örtüşmediği anlaşılmakla, davalı vekilinin kusura ve hasar miktarına ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 990,49 TL’den peşin alınan 248,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 742,49 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05.10.2022