Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2918 E. 2022/1747 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2918
KARAR NO : 2022/1747

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.05.2019
NUMARASI : 2016/492 E. 2019/282 K.
BİRLEŞTİRİLEN 2017/409 E. – 464 K. SAYILI DOSYASINDA
BİRLEŞTİRİLEN 2016/493 E. – 433 K. SAYILI DOSYASINDA
ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN DOSYALARDA ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN
KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 28.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.11.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.05.2019 gün ve 2016/492 E. 2019/282 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. Vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı … vekili, 24.12.2015 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç sürücüsü dava dışı …, aşırı süratli ve alkollü olarak neden olduğu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti gerektiğini ileri sürerek,100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep artırım dilekçesiyle toplam talebini 263.821,46 TL’ye yükseltmiştir.
BİRLEŞEN DAVA(Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/409E): Davacı … vekili, 24.12.2015 tarihinde asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç sürücüsü dava dışı …, aşırı süratli ve alkollü olarak davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı olup yol kenarında park halindeki araca çarpması nedeniyle yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulmuş ise de davalı tarafından yasal süre içerisinde talebine cevap verilmediğini ileri sürerek, 100,00 TL geçici, 100,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep artırımı dilekçesiyle toplam talebini 72.744,88 TL’ye yükseltmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN DAVA(Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/493E) : Davacı … vekili, 24.12.2015 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araç, dava dışı …’nın kullanımındayken sürücünün aşırı süratli ve alkollü olmasının etkisiyle gerçekleşen kazada yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin geçici ve kalıcı maluliyet zararı oluştuğunu, davalı sigortaya yapılan başvurudan sonuç alınamadığını ileri sürerek, 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep artırım dilekçesiyle toplam talebini 169.735,01 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, kusur ve maluliyet oranlarının belirlenmesi gerektiğini, hatır indirimi yapılması gerektiğini, emniyet kemeri takılmamasının müterafik kusur oluşturacağını, alkollü sürücünün aracına binilmesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması icap ettiğini, kazada birden çok kişinin yaralanması ve vefat etmesinin proporsion hesabını gerektirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, dava açmadan önce eksik evrakların tamamlanması istenmiş ise de yerine getirilmediğini, KTK 97. maddesi uyarınca dava şartının bulunmadığını, sigortalının kusurunun ispatlanması, hatır indiriminin uygulanması gerektiğini, maluliyet raporunun ATK tarafından alınması icap ettiğini, gecici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalanan otomobil sürücüsü …’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52.maddesinde belirtilen hız kuralları ile diğer kurallara aykırı araç kullanması neticesinde meydana gelen olayda %85, davalı … Sigorta A.Ş.tarafından ZMMS ile sigortalanan çekiciye bağlı yarı römorkun sürücüsü …’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 59.maddesinde belirtilen park etme ve duraklama hallerinde gerekli tedbirleri alma zorunluluğuna ilişkin önlemleri almaması ile kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacı …’nun meslekte kazanma gücündeki azalmasının % 44, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay, davacı …’ın meslekte kazanma gücündeki azalmasının % 28, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay olarak tespit edildiği, davacı …’in isteyebileceği toplam 484.695,93 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatından davalı … Sigorta A.Ş’nın % 85 kusur durumuna göre sorumluluğunun 411.991,54 TL’ye denk geldiği, araç sürücüsünün alkollü olup davacının alkollü sürücünün aracına binmiş olması nedeniyle % 20, ayrıca hatır taşıması nedeniyle % 20 daha indirim yapılmasıyla davalı … Sigorta A.Ş’nin 263.674,59 TL’den sorumlu tutulması gerektiği, davalı … Sigortanın ise % 15 oranında kusura denk gelen 72.704,38 TL sorumluluğu bulunduğu, davacı …’ın ise isteyebileceği toplam 312.104,82 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, davalı … Sigorta A.Ş’nin sürücünün % 85 oranındaki kusuruna göre 265.289,00 TL’den sorumlu tutulabileceği, ancak davacının alkollü sürücünün aracına binilmesi nedeniyle % 20 müterafik kusur, hatır taşıması nedeniyle de % 20 indirim yapılmasıyla bakiye 169.785,01 TL isteyebileceği gerekçesiyle, davacı … için 263.674,59 TL kalıcı ve geçici işgöremezlik tazminatının 14.07.2016 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle davalı … Sigorta A.Ş’den, 72.704,38 TL kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatının 18.05.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsiline, birleşen 2016/493E sayılı dava yönünden ise 169.785,01 TL kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatının 14.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davacının dava açmadan evvel gerekli ve yeterli tüm belgeleri ile yazılı başvuru yapmadan doğrudan dava açtığı için davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, kazada sürücü …’nın kullandığı araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, sürücü … ve araçta yolcu olarak bulunan …, … ve …’nun yaralandığını, mahkemenin tek kişilik bilirkişi raporuna istinaden hüküm kurduğunu, kabul anlamına gelmemek koşuluyla yarı römork sürücüsü …’ün % 50, sigortalı otomobil sürücüsü …’ün % 50 kusurlu olabileceğini, sigortalı araç sürücüsüne fahiş kusur isnat edildiğini, ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasını istediklerini, davacı …’nun maluliyet tespitine yönelik bilirkişi raporunun fahiş olduğunu, şahsın nevrotik bozuluğunun daha öncesinde kendisinde mevcut olan psikiyatrik bozukluğunu ağırlaştırıcı etki yaptığının tıbbi kanıtının mevcut olmadığını, bu nedenle bu arızanın kaza ile illiyet bağının bulunmadığını, davacının sağ köprücük kemiğinde kırık saptandığını omuz askısı ile ameliyatsız olarak teravi edildiğini, bu kırığın hafif bir şekil bozukluğu sekeli ile iyileşmesininin öngörülebileceğini, psikiyatrik rahatsızlığının kaza ile illiyet bağı bulunmadığı takdirde sağ köprücük kemiği kırığının hafif şekil bozukluğu sekeli ile iyileştiği değerlendirildiğinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre % 2.1 maluliyetinin söz konusu olabileceğini, davacıların takılması zorunlu emniyet kemerini takmamasının müterafik kusur teşkil ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davacıya Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık kurulu raporu hakkındaki yönetmelik çercevesinde düzenlenen sağlık kurulu raporu eksik olduğu davacıya bildirildiğini, davacı bu eksiklikleri gidermeden dava yolunu tercih ettiği için KTK’nın 97. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının maluliyet raporunun hatalı olduğunu, post travmatik sters bozukluğunun tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceğinin daimi iş göremezliğe etkisinin değerlendirilmediğini, ATK 3. İhtisas Dairesinden rapor alınmasını istediklerini, müvekkilinin medikal firmadan aldıkları rapora göre kazadan önce 2014 yılında kuzeninin lösemi tanısı olasından sonra psikiyatri başvrusu olduğunu, anksiyete bozukluğu nedeniyle sertralin kullandığını, psikolojik rahatsızlığın tedavi edilmekle çalışmaya imkan verin bir rahatsızlık olduğu düşünüldüğünde iyileşme indirimi yapılması icap ettiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı kaldığını, davacının emniyet kemeri takmadan yolculuk yaptığı için müterafik kusuru bulunduğunu, davacı, karşı yan yolcusu olarak bulunduğu araçta sürücünün alkollü olduğunu bilmesine rağmen yolculuk etmesi nedeniyle müterafik kusuru olduğunu, müterafik kusur indirimi yapılmamasının doğru olmadığını, mahkemenin ıslahtan önceki talepler için dava tarihinden, ıslahtan sonraki talepleri için ıslah tarihinden faize hükmetmesi yerine dava tarihinden faize hükmettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasın istemiştir.
GEREKÇE : Aslı ve birleşen davalar, maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, müvekkillerinin yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı araç arasında gerçekleşen kazada müvekkillerini yaralandığını ileri sürerek, geçici iş göremezlik ve kalıcı iş göremezlik tazminatı isteminde bulunmuştur. 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabilileceği belirtilmiştir. Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Somut olayda, asıl ve birleşen dava tarihleri itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olmasına rağmen mahkemece sigorta şirketine başvuruya ilişkin dava şartı yönünden bir inceleme yapılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Davacılar, yolcu oldukları için kendilerine kazaya etken kusur izafe edilemeyecek olup sürücülerin kusurlu olmamaları hali istisna olmak üzere az ya da çok kusurlu olmalarının zarar gören karşısında müteselsil sorumluluk açısından bir önemi yoktur. Ancak dava dilekçelerinde kazaya karışan araçların sigortacılarının müteselsil sorumluluk ilkesine göre değil kusur oranlarına göre sorumlu tutulmaları talep edildiği için kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Birden çok kişinin vefatı veya yaralanması halinde yargıya güvenin ve birliğin sağlanması için diğer dava dosyalarında alınan kusur raporları da incelenmelidir. Mahkemece tek bir trafikçi bilirkişiden alınan kusur raporuna göre hüküm kurulmuştur. Mahkemece dava konusu kazada birden çok kişinin vefat ettiği ve yaralandığı gözetilerek diğer tüm hukuk dosyalarında alınan kusur raporları ile ceza dosyası getirtilerek, yeni bir bilirkişiden/veya bilirkişi heyetinden öncelikle kesinleşmiş ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlı olunduğunu gözeten, diğer kusur raporlarını irdeleyen, kusur durumuna ilişkin itirazları karşılayan rapor alınması gerekmektedir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. (Yargıtay 4. H.D’nin 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Yukarıda yapılan açıklamalara göre mahkemece, kaza tarihinin 24.12.2015 olduğu gözetilerek öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacı …’nun(sadece bu davacının raporu yönünden açık istinaf bildirilmiş olmakla) raporu alındıktan ve raporun tebliğine müteakip rapora itirazlar giderildikten sonra davacıların bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yöntemi kullanılmasıyla hazırlanacak aktüerya ek raporu alınması gerekirken, kaza tarihinde geçerli olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre hazırlanan maluliyet raporuna itibar edilmesi ve bu maluliyet oranına ve PMF Yaşam Tablosuna göre hazırlanan aktüerya raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle mahkemece usulünce alınmış maluliyet raporu ve aktüerya raporunun varlığından söz edilemez.
Yargıtay içtihatlarına göre hatır indirimi zarar görenin yolcu olarak bulunduğu araç yönünde uygulanması gerekli ise de allkollü sürücünün aracına binilmesiyle ilgili müterafik kusurun her iki araç yönünden uygulanması gerektiği halde, mahkemece karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan … Sigorta A.Ş. yönünden müterafik kusur indirimi yapılmaması doğru değildir.
Böylelikle mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller toplanıp, bilirkişi raporu alınarak ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince dava şartının araştırılmaması ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN AYRI AYRI KABULÜNE,
2-.Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.05.2019 gün ve 2016/492 E. 2019/282 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.11.2022