Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2893 E. 2022/1202 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2893
KARAR NO : 2022/1202

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27.09.2018
NUMARASI : 2017/1239 E. – 2018/1066 K.
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.09.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.09.2018 gün ve 2017/1239 E. – 2018/1066 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı taraf dava dilekçesi ile, davacı şirketin alacağına karşılık davalı …’dan aldığı ve hamili bulunduğu, keşidecisi … olan hamiline yazılı 389206 seri nolu 30.09.2013 keşide tarihli 10.000.-TL bedelli çekin çamaşır makinesinde yıkanması sonucunda yırtıldığını, çeke ilişkin olarak Ankara 17 Asliye Ticaret Mahkemesinde çek zayi davasının red olduğunu, çekin kullanılamaz hale geldiğinden tahsilatının mümkün olmadığınını belirterek ; Türkiye … Bankası A.Ş Seferihisar Şubesine ait 389206 nolu keşidecisinin … olduğu ve 10.000.00-TL bedelli çekin yıkanarak kullanılamaz hale geldiğinin tespiti ile alacağın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … cevap dilekçesi ile, çekin davacının elinde olup olmadığını bilmediğini, dava dilekçesinde belirtilen kişi yada kişileri tanımadığını, bozulmuş yada tahrif edilmiş kambiyo evrakının, bir alacağının kanıtlanması için yeterli olmadığı gibi tanıkla ispatının da mümkün olmadığını beliterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile, çekte müvekkilinin imzasının olmadığını, çekte ciro olmadığın aksi takdirde imza incelemesinin yapılmasını, taraflar arasında borca konu alışverişin olmadığını, tediye makbuzunu imzalamadığını, zayi kararı verilmeden alacağın tahsili kararının hukuken verilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, olayın oluşumunda davacının % 100 oranında kusurlu davalı sigorta şirketi tarafndan ZMMS kapsamında sigortalı araç sürücüsün kusursuz olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı taraf istinaf dilekçesi ile, Adli Tıp Kurumu raporu ve tediye makbuzu ile dosya kapsamında elde edilen deliller ile davanın ıspatlandığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … istinaf dilekçesi ile, görevsiz mahkemede kanun yolu başvurusu sırasında yapılan yargılama giderleri hakkında bir karar verilmediğini belirtterek; belirterek kararın kaldırılmasını, olmadığı takdirde düzeltilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının hamil olduğu çekin kullanılamaz hale geldiğinin tespiti ile alacağın davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya konu çekin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 780 ve 781. maddesine göre çekin, senet metninde çek kelimesini, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi, ödeyecek kişinin muhatabın ticaret unvanını, ödeme yerini düzenlenme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermesi gerekir. Çekte ödeme yeri açıkça gösterilmemmiş ise muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır. Muhatabın ticaret unvanı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde çek, ilk gösterilen yerde ödenir. Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa, çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödenir. Düzenlenme yeri gösterilmemiş olan çek ise düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. Aksi takdirde söz konusu belge çek sayılmaz.
Davacı tarafından sunulan çek parçaları ile adli tıp rapor içeriğinden davaya konu çekin zorunlu unsurlarından yalnızca lehtarı, bedeli, keşide tarihi, keşide yerinin tespit edilmiş olması karşısında tespit edilerek bir araya getirilen belgenin çek vasfını taşımadığı sabittir. Her ne kadar banka cevabi yazısına göre çekin keşidecisinin davalı … olduğu ve çekin ibraz edilmediği bildirilmiş ise de davacının dava dilekçesine talep ettiği alacağın dayanağının kambiyo ilişkisi olduğunu ileri sürümesi nedeni ile söz konusu alacağın davalılardan tahsilinin talep edilebilmesi için öncelikle davacının anılan yasal düzenleme çerçevesinde unsurlarını eksisiz şekilde içeren bir kambiyo senedine haiz olması gerekir. Keza, davacı taraf dava dilekçesinde temel ilişkinden ari olarak kambiyo ilişkisine dayanmaktadır. Ancak davacının dava dilekçesindeki anlatımı ile adli tıp raporu içerinden dayandığı çekin zarar gördüğü bu nedenle süresi içerisinde ibraz edilemediği anlaşılmaktadır.
TTK’nın 757 vd. maddelerinde yer alan kambiyo senedinin zayine ilişkin hükümler iradesi dışında kambiyo senedi elinden çıkan kişiye, hakkın senetsiz olarak ileri sürülmesi veya borçludan yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilme imkanı verir (TTK m. 651-652) TTK’nın 759. maddesi uyarınca, iptal isteminde bulunan kişi, çek elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak, çekin bir suretini ibraz etmek yahut da çekin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür. Esasen hasımsız olarak açılan ve kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu tür davalarda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu konusunda, mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunulmasını yeterlidir.
Her ne kadar davacı tarafından eldeki dava açılmadan önce çekin iptali için Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesine dava açıldığı bildirmiş ise de esas ve karar numarası belirtilmeyen söz konusu dava dosyasına ilişkin mahkemece HMK’nın 31. maddesi gereğince davacı tarafa gerekli açıklama yaptırılarak söz konusu dava dosyası celp edilip incelenmemiştir.
Zayi nedeniyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Davacı tarafından, dava konusu çeklerin çamaşır makinesinde yıkanmak suretiyle zarar gördüğü ileri sürülmüş ve anılan çeklerin içeriği hakkında bilgi sunulmuştur. Kesin hüküm niteliği de taşımayacak olan bu türden davalarda, davacının mahkemeye olumlu bir kanaat verecek kadar delil sunmasını yeterli saymak gereklidir. Aksinin kabulü ile davacının daha fazlasını ispata zorlanması, zayi nedeniyle kıymetli evrak iptali hükümlerinin uygulanmasını imkânsız hale getirecektir. Kaldı ki, yapılacak olan ilanlar sonucunda, hak sahipleri varsa ortaya çıkabilecek ve kendilerine karşı istirdat davası açılabilecek ya da hak sahipleri tarafından hasımlı olarak açılacak bir dava ile, çek iptali kararının iptali talep edilebilecektir. ( Yargıtay 11. HDB’nın 27.04.2015 tarih ve 2015/1043 Esas – 2015/5862 Karar )
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesine göre, Hâkim, Türk hukukunu res’en uygular. Bu itibarla, bir hukuki uyuşmazlıkta olayların anlatımı ve taleplerin açıklanması taraflara uyuşmazlığa uygulanacak hukuk kurallarının belirlenmesi ile hukuki niteleme ve değerlendirme hakime aittir.
Davacı dava dilekçesinde, çekin yıkanarak kullanılmaz hale geldiğinin tespiti ile alacağın davalılardan tahsilini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 110 ve 111. Maddesinde göre davacının aynı davalıya karşı birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürmesi davaların yığılması, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, ileri sürmesi ise terditli dava olarak tanımlanmıştır. Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.
Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü çekin kullanmaz hale geldiğinin tespiti talebi çekin zayi olması nedeni ile iptal talebine ilişkindir. Yukarıda da anıldığı üzere bu talebe ilişkin daha önce verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden ilk derece mahkemesi tarafından bu talep hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın davacının alacak talebine ilişkin inceleme yapıldığı anlaşılmaktır. Zira, ilk derece mahkemesince davalının bu talebi yerinde görülür ise TTK’nın 652. maddesi kapsamında davacı tarafa hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilme imkanı doğacaktır.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesi gerekmiştir.
Kabule göre de; davanın reddine karar verilmiş olması karşısında 6100 sayılı HMK’nın 326. Maddesi gereğince davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.09.2018 tarih 2017/1239 E. – 2018/1066 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuralar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.09.2022