Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2866 E. 2022/1818 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/205
KARAR NO : 2022/1815

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI : 2014/916 Esas 2019/559 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 15.09.2014
KARAR TARİHİ : 06.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.12.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.05.2019 tarih 2014/916 Esas 2019/559 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalılar … ve … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 20.10.2012 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk/ ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olan aracın müvekkil …’ün eşi, diğer müvekkilinin babası olan …’a çarpması nedeniyle …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını, manevi zarara uğradıklarını, davalı sigortacının ZMMS ve kasko sigortacısı olarak maddi tazminattan sorumlu olduğunu, HMK’nın 107. maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminat tutarı artırılması kaydıyla 50.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, davalı sigortacı yönünden(sigorta poliçelerindeki limitlerle sınırlı kalmak kaydıyla) temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, her iki davacı yönünden 150.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 29.04.2013 tarihli celsede talebini açıklayarak maddi tazminat talebinin her bir müvekkili için ayrı ayrı 25.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat talebinin müvekkili …. için 100,00 TL, diğer müvekkili için 50.000,00 TL olduğunu belirtmiş, 05.09.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı … için maddi tazminat talebini toplam 49.130,81 TL’ye yükseltmiş, ayrıca davalı sigortanın kasko poliçesinde ihtiyari mali mesuliyet teminatı içinde manevi tazminat klozu da bulunduğunun davalı sigortanın aşamalardaki beyanından ve aktüerya raporundan anlaşılmakla dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmının B bendinde yer alan manevi tazminatın 30.000,00 TL’ye kadarı yönünden sigorta şirketiyle birlikte diğer davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere hüküm kurulmasını istemiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, ZMMS poliçesi yönünden müvekkilinin sigortalısının kusuru ve gerçek zarardan sorumlu olduğunu, tazminatın ZZMS limitini aşması halinde İMS poliçesiyle sorumlu tutulabilceğini savunarak davanın reddini istemiş, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmuştur .
Davalı … ve … vekili, müvekkillerinin ancak kusurları oranında tazminattan sorumlu tutulabileceğini, fahiş manevi tazminat talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların murisi …’ın % 75, davalı sürücü …’un ise % 25 oranında kusuruyla kazanın gerçekleştiği, davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminatı alan 16.790,30 TL’nin davacıların murisinin % 75 oranındaki kusur oranı indirimi sonrasında bakiye 4.197,57 TL, davacı … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı olan 196.523,25 TL’den davacıların murisinin %75 oranındaki kusur oranı indirimi sonrası bu davacının bakiye tazminat alacağının 49.130,81 TL olmak üzere davacıların toplam 53.328,38 TL isteyebileceği, bu miktarın ZMMS limitinin altında kaldığı, bu miktardan tüm davalıların sorumlu tutulmas gerektiği, davacılar vekili sunmuş olduğu ıslah dilekçesiyle her ne kadar talep edilen manevi tazminatın 30.000,00 TL’ye kadar olan kısmından sigorta şirketinin de İhtiyari Mali Mesuliyet Sigorta şirketinden de talep etmiş ve poliçenin ihtiyari mali mesuliyet teminatında 30.000,00 TL’lik manevi tazminat klozu bulunmakta ise de 6102 Sayılı TTK’nın 1420. maddesi gereğince kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat taleplerinin 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu düzenlemenin Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.9 maddesinde aynen yer aldığı, ancak işbu davada davacı tarafça davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtse de dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinde bulunulmadığı, ilk defa 05.09.2018 tarihinden dosyaya sunulan ıslah dilekçesiyle davalı sigorta şirketinden İMMS poliçesi kapsamında manevi tazminat talep ettiği, dava konusu olayın 20.10.2012 tarihinde gerçekleştiği, davanın 27.11.2012 tarihinde açıldığı, ıslah dilekçesinin ise 05.09.2018 tarihinde dosyaya sunulduğu ve manevi tazminat isteminin bu dilekçeyle 2 yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra talep edildiği için reddi icap ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat talebi açısından, davacı … yönünden 49.130,81 TL, diğer davacı … yönünden 4.197,57 TL olmak üzere toplam 53.328,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20.10.2012 tarihinden(davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine, manevi tazminat istemi açısından; davacı … yönünden 20.000,00 TL, diğer davacı … yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat isteminin ise zamanaşımı nedeniyle yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisine % 75 kusur verilmesinin doğru olmadığını, davalı sürücünün kaza sonrasında olay yerinden kaçtığını, müteveffaya çarpmadığı izlenimi vermeye çalıştığını, müteveffanın ölüm olayında doğrudan etkili olduğunu, davalı sürücünün olay yerinden ayrılmasıyla hem yardım ve bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini kazada asli kusurlu hale geldiğini, raporlarda ve konuşa dair ceza mahkemesi kararında davalı sürücünün bilinçli taksirle hareket ettiği hususunun görmezden gelindiğini, bilirkişi heyeti raporunda olay yerinde fren izine rastlanmaması durumu sürücünün oldukça hızlı gitmekteyken çarpma anında hızını kesmediğini çarpmamak için hiçbir önleme almadığını gösterdiğini, Ankara heyet bilirkişi raporunda davalı sürücünün yolda dikkatsizce ve tedbirsizce hareket ettiği, yayayı çok geç farkettiği, kontrollü bir şekilde seyretmediği, fren tedbirine başvurmadığı hususunun açıklandığını, müteveffanın yola fırlama ya da yol kenarında araç trafiğini tehlikeye düşürmediğini, davlı sürücü tarafından da müteveffanın vücudunun büyük bir bölümünün toprak yol üzerinde olduğunun açıkça ifade edildiğini, kaza mahallinin taşıtların sıklıkla geçiş yaptığını, gerek bu taşıtların farlarıyla gerekse de yakındaki itfayenin ışıklandırma sistemi sayesinde yeterince aydınlatılmış halde bulunduğunu, maddi tazminatın az belirlendiğini, manevi tazminat talepleri yönünden de uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerektiğini, KTK’nın 90. maddesi ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 17. maddesi uyarınca manevi tazminat talepleri yönünden de ceza zamanaşımının uygulanacağını, mahkemenin gerekçesinin aksine davanın belirsiz alacak davası olduğunu, dava ilk açıldığnıda maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … ve … vekili, hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairsinden alınan raporda sürücü …, müteveffa % 100 oranında kusurlu bulunduğunu, daha sonra talimatla alınan 3ü bilirkişi raporunda sürücü …’ın % 25, muris …’ın % 75 oranında kusurlu olduğu, son alınan raporda müteveffa % 75 asli, sürücü …’ın % 25 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kusurunun düşük olduğu göz önüne bulundurulursa hükmedilen tazminat miktarının hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu, maddi tazminat miktarının da kusur indirimi yapılmasına rağmen 53.328,38 TL belirlendiğini, manevi tazminatın ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında yer aldığını, KTK’nın 90. maddesinde maddi ve manevi tazminat ile ilgili TBK hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığını, KTK’nın 109. maddesinde ceza zamanaşımının uygulanacağının belirtildiğini, Motorlu Karataşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 17. maddesinde aynı düzenlemeye yer verildiğini, TBK’nın 72. maddesinde maddi ve manevi tazminat yönünden bir ayrım yapmadığını davalı sigortanın manevi tazminattan sorumlu tutulması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk/ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin eşi ve babası olan yaya …’a çarparak vefatına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, destek tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece müteveffanın % 25, davalı sürücünün % 75 oranında kusurlu olduğuna dair kusur raporuna ve aktüerya raporuna göre hüküm kurulmuştur.

Davacılar vekili ve davalı … ve … vekili, kusur oranının yanlış belirlendiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmüşlerdir. Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda davalı sürücünün kusursuz, mütevefanın % 100 kusurlu olduğu, üçlü bilirkişi heyetinden alınan raporda davalı sürücünün % 25, müteveffanın % 75 oranında kusurlu, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden oluşan bilirkişi kurulundan alınan raporda da yine davalı sürücünün % 25, müteveffanın % 75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Son alınan raporlar birbirini teyit edip rapora itirazları karşıladığı, ceza dosyasında alınan raporlar olmak üzere dosyaya giren raporları irdelediği anlaşılmakla dosya kapsamına uygun bu bilirkişi raporlarına itibar edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Böylelikle kusura ilişkin tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Manevi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 17/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.”, 17/2. maddesinde “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre manevi tazminat için de ceza zamananşımının uygulanması gerektiği açık olmakla mahkemenin kasko sözleşmeleri için geçerli olan 2 yıllık dava zamanaşımına göre ıslah talebini reddetmesi doğru değil ise de maddi ve manevi tazminat davası birlikte açılsa da davaların yığılması hali söz konusu olup her bir dava bağımsızlığını korumaktadır. Dava dilekçesi incelendiğinde maddi tazminat davasının davalıları sürücü, işleten ve sigorta şirketi iken, manevi tazminat davasının davalıları sadece sürücü ve işletendir. Dava dilekçesinde hiç tereddüte yer verilmeyecek şekilde manevi tazminat davasıyla ilgili olarak sigorta şirketine husumet yöneltilmemiş olmakla sigorta şirketine yönelik açılmış bir davadan(manevi tazminat) söz edilemez. Dolayısıyla manevi tazminat davası yönünden dava dilekçesinde taraf olmayan sigorta şirketi ıslah yoluyla taraf haline getirilemez. Mahkemece ıslah talebinin bu nedenle reddi gerekirken zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış, karar gerekçesinin sadece bu yönüyle değiştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacılar vekili ve davalı … ve … vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davalı sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminata ilişkin ıslah talebinin zamanaşımından reddine ilişkin mahkeme gerekçesi, ıslah yoluyla taraf davaya taraf eklenemeyeceği için manevi tazminata ilişkin ıslah dilekçesinin reddine dair gerekçeyle değiştirilerek, ilk derece mahkemesi hükmünün diğer kısımları aynen tekrar edilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekili ve davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.05.2019 tarih 2014/916 Esas 2019/559 Karar kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Maddi tazminat talebi açısından ;
Davacı … yönünden 49.130,81 TL, diğer davacı … yönünden 4.197,57 TL olmak üzere toplam 53.328,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 20.10.2012 tarihinden ( davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) itibaren yasal faiz işletilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine,
Manevi tazminat istemi açısından;
Davacı … yönünden 20.000,00 TL, diğer davacı … yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.10.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Davalı sigorta şirketi yönünden ilk kez ıslah yoluyla manevi tazminat istenmiş ise de ıslahla davaya taraf eklenemeyeceği için ıslah dilekçesinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 3.642,86 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 676,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.966,44 TL (davacı … 237,31 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından başlangıçta ve ıslah aşamasında yatırılan toplam 704,17 TL harç ile, tebligat gideri 235,50 TL, müzekkere gideri 71,10 TL, talimat masrafı 420,00 TL ve bilirkişi ücreti 1.950,00 TL olmak üzere toplam 2.676,60 TL yargılama giderinin takdiren tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ile davacılara verilmesine,
Davacı tarafça talep edilen maddi tazminat isteminin tamamının kabulüne karar verilmiş olduğundan davalılarca yapılan yargılama giderlerinin takdiren davalılar üzerinde bırakılmasına,
Davacı … yönünden kabul edilen maddi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.754,39 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
Davacı … yönünden kabul edilen maddi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
Davacı … yönünden kabul edilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle bu davacıya verilmesine,
Davalı sigorta şirketi yönünden reddedilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
Davacı … açısından reddedilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
Davacı … açısından reddedilen manevi tazminat istemi üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2.maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL nispi vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansı bulunduğu takdirde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3- İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 82,10 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 203,40 TL istinaf yargılama giderinden istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen taktiren 73,22 TL’sinin davalı … A.Ş’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalılar … ve … tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 16,20 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 137,50 TL istinaf yargılama giderinden istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen taktiren 49,50 TL’sinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
6-Davalı sigorta vekilinin istinafa cevap dilekçesi kararın kaldırılması halinde yeni kurulacak hükme ilişkin garameten paylaştırma yapılması isteğine ilişkin olup katılma yoluyla istinaf kapsamında kalmadığı, davalı sigorta vekilinin sonradan verdiği dilekçede de bu hususa açıklık getirerek istinaf talepleri olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla ortada istinaf başvurusu bulunmadığından istinaf başvuru ve karar harcının talep halinde davalı sigortaya iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.12.2022