Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2860 E. 2022/1221 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2860
KARAR NO : 2022/1221

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.06.2019
NUMARASI : 2018/546 E. 2019/699 K.

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14.09.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.06.2019 gün ve 2018/546 E. 2019/699 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı …. ‘ndeki hissesine düşen ödemesi yapılmayan tüm geçmiş yıllara ait kar payı ödemesi zararları ve hisse değeri alacağı dahil olmak üzere her türlü alacağının karşılığı olarak, fazlaya dair her türlü hakkı saklı kalmak kaydı ile 19/02/2018 takip tarihi itibariyle 80.000,00 TL tahsilini teminen İzmir 19. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/1955 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğnuu, müvekkilinin … Cadde No : … … Menderes İzmir merkezli …. ticaret sicil numaralı davalı …. nin ortaklarından olduğunu, davacı tarafından açılan İzmir 3. ATM nin 2010/35 Esas 2012/92 Karar sayılı ilamı ile İzmir Ticaret Sicil Memurluğunun Merkez …. numaralı sicil numarasına kayıtlı davalı …. nin 26/09/2002 tarihli genel kurul kararının mutlak butlan ile batıl olduğunun ortakların pay durumlarının genel kurul kararından önceki şekilde olduğunun tespitine, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına karar verildiğini, bu kararla müvekkilinin hissesinin toplam sermaye payının % 35 oranına denk gelecek şekilde 26/02/2002 tarihi öncesi eski payı ve hisse şeklini aldığını, müvekkiline hiçbir zaman davalı şirketin toplantı tarih ve gündemlerinin bilançonun, kar zarar durumunun, envanter durumun belirtilmediğini, müvekkiline şimdiye kadar herhangi bir kar ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin 3 ATM nin kararı doğrultusunda davalıları temerrüde düşürecek şekilde Karşıyaka 3. Noterliğinin 07/11/2016 tarih 26413 yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamede müvekkiline geçmiş dönemlere ait müvekkilinin İzmir 3 ATM nin 2010/35 Esas 2012/92 Karar sayılı kararı ile eski halini alan hissesine düşen tüm kar payı ödemesinin yapılması, bildirimi yapılmayan tüm geçmiş yıllara ait dönemsel şirket genel – ortaklar kurulu toplantı kararları ve tutanaklarının gönderilmesi , davalı şirketin tüm geçmiş yılları kapsar şekilde bilanço kazanç kar durumu, şirket aktif pasifi, şirketin makine techizat, envanter durumu, hisse pay ve durumu hakkında yazılı bilgi verilmesi aynı zamanda davalı şirket yönetimince yapılacak en yakın genel kurul tarihinde genel kurul toplantısına var ise geçmiş yıllara ait karın ivedilikle davacı müvekkili dahil tüm ortaklara dağıtılması yönünde gündem maddesi konulmasını talep ettiğini, buna rağmen ihtar gereğinin yerine getirilmediğini, müvekkiline kar payı ödemesi yapılmadığı gibi talep ettiği hususlar hakkında hiçbir bilgi verilmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından geçmiş yıllara ait kar payı ödemesi ve hisse değeri alacağı dahil olmak üzere tüm alacağının karşılığı olarak icra takibi başlatıldığını belirtmiş, davalıların İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2018/1955 sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline takibin, devamına, % 20 İcra inkar tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 05.03.2018 tarihli açıklamalarını içerir ek beyan dilekçesi ile, ödenmeyen kar payı alacağına ilişkin olarak işbu itirazın iptali davasında açacakları başka bir davadaki talep hakları saklı kalmak kadıyla fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 57.740 TL ve davacının davalı şirketteki hisse payının nominal ve piyasa değerinin karşılığı olarak işbu itirazın iptali davasında açacakları başka bir davadaki talep hakları saklı kalmak kadıyla fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 22.260 TL’ yi işbu dava ile talep ettiklerini, 19.02 2019 tarihli celse ara kararı gereğince işbu davada davalılardan 2002 yılı için 740 TL 2003 yılı için 2.000 TL , 2004 yılı için 55.000 TL kar payı ödemesi talebinde bulunduklarını beyan etmişlerdir.
CEVAP : Davalılar vekili, davada tarafları ve konusu aynı olan İzmir 3 ATM nin 2010/35 Esas 2012/92 Karar sayılı ilamı ile hüküm verilmiş ve kesinleşmiş olduğundan HMK 114/1-i bendi gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının taleplerini şirketin ortağı olan müvekkillerine yöneltmesinin haksız olup bu konuda husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının alacak talebini kabul anlamına gelmemek kaydıyla taleplerin zamanaşımına uğradığını, kar payı alacağının o yılın bilançosunun onaylandığı yıl içerisinde davacı tarafça istenebilecek olduğunu, davacının bu yönde bir talebinin bulunmaması sebebiyle bu konuda uyuşmazlık çıkarılmadığından davalı şirketin kar payını ödememekte direngen duruma düşmüş sayılamayacağını, davacı yanın şirket faaliyetleri ve diğer ilgili evrakların bildirilmediği veya inceletilmediği iddialarının gerçeği yansıtmadığı gibi müvekkili şirketin böyle bir zorunluluğunun da bulunmadığını, davacının kar payı talep etme hakkı bulunmadığını, aynı konuda İzmir 2. ATM nin 2006/162 Esas 2006/251 Karar sayılı dosyasında davacının kar payı alacağının reddine şeklinde hüküm kurulduğunu, davacının yönetimden genel kurula kar payı dağıtılması gibi bir madde koyma talebinin de söz konusu olmadığından dolayı dava yoluyla bu konudaki taleplerinin yasa hükmüne açıkça aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin mali yıllar sonundaki kar zarar grafiğine bakıldığında sürekli kar eden bir şirket konumunda olmadığı, dönemsel olarak ciddi zararlar ettiği, kar payı dağıtılacak kadar kar elde etmediği, tasfiye sürecinde ve atıl bir şirket olduğunun anlaşılacağını ayrıca davacının tüm taleplerini fazla ilişkin haklarını saklı tutarak açtığını, icra takibinde davacı alacaklı tarafından belirlenemeyen alacağa karşı müvekkilinin itirazından dolayı ayrıca icra inkar tazminatı talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğunu belirtmiş, davanın reddine %20 tazminatın hüküm altına alınmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça davacının kar payı alacağı ile hisse devir bedeli alacağının ödenmediğinden bahisle söz konusu alacakların tahsiline yönelik olarak davalılar hakkında İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2018/1955 sayılı dosaysında icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı tarafça itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı, davacı ile davalı gerçek kişilerin davalı …. nin ortaklarından olduğunu, davacının dava ve takip ile kar payı alacağını talep ettiği, ancak TTK nun 616/1-e maddesi uyarınca ” kazanç paylarının belirlenmesi ” hakkında karar verilmesinin genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğunu, kar payı dağıtılmasına dair bir genel kurul kararı olmadan kar payının mahkemeden dava yoluyla istenemeyeceğini, kar payı ile ilgili talebin bu gerekçe ile reddinin gerektiğini, davacının diğer alacak talebinin hisse payının nominal ve piyasa değerinin karşılığı olduğunu, davacının şirket ortaklığının devam ettiği, ortaklıktan ayrılmasının söz konusu olmadığını, hisse payı değerinin ancak davacının şirket ortaklığından çıkması veya çıkartılması durumunda söz konusu olabileceğini, ortaklık devam ettiği sürece davacının hisse pay değerini talep edemeyeceğini davacının hisse payı alacağı talebinin de bu gerekçe ile reddinin gerektiğini, davacı tarafından yapılan icra takibinin haksız olduğu ancak takibin kötü niyetli olduğunun davalı tarafça iddia ve ispat edilemediğinden bahisle ispat edilemeyen davanın ve yasal şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/162 – 251 E.K sayılı dosyası ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/35 E. 2012/92 K. sayılı dosyasının birleşerek 2010/35 E sayılı dosya üzerinden yürütülen yargılama sonunda verilen hükmün mahkemece değerlendirilmediğini, kendilerinin karşı tarafa Karşıyaka 3. Noterliğinin 07.11.2016 tarih 26413 yevmiye numaralı ihtar çekmek suretiyle karşı tarafın temerrüde düşürülerek gündem maddesi konulmasının istenilmesine rağmen davalı yanlarca gereğinin yerine getirilmediğinden iş bu davayı açtıklarını, açıklama dilekçelerinde davalı yanlardan ödenmeyen kar payı alacağına ilişkin olarak işbu itirazın iptali davasında açacakları başka bir davadaki talep hakları saklı kalmak kadıyla fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 57.740 TL ve davacının davalı şirketteki hisse payının nominal ve piyasa değerinin karşılığı olarak işbu itirazın iptali davasında açacakları başka bir davadaki talep hakları saklı kalmak kadıyla fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak şimdilik 22.260 TL’ yi işbu dava ile talep ettiklerini, 19.02 2019 tarihli celse ara kararı gereğince işbu davada davalılardan 2002 yılı için 740 TL 2003 yılı için 2.000 TL , 2004 yılı için 55.000 TL kar payı ödemesi talebinde bulunduklarını, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/35 E 2012/92 K sayılı kesinleşmiş ilamı dikkate alınarak mahkemece davalı şirketin defter ve kayıtları celp olunarak mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi gerekirken yaptırılmadığını, davacının davalı şirketten ayrılmadan davalı şirketteki hisse payının nominal ve piyasa artış değerinin ait olduğu her yıl için talep etme hakkı bulunduğundan ortaklıktan çıkması zorunluluğunun bulunmadığını, verilen hükümle İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ilamı ile çelişkiye düşüldüğünü istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının davalılar aleyhine İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2018/1955 E sayılı dosyasındaki davalı şirketteki ödenmeyen kar payı alacağını ile davalı şirketteki hisse payının nominal ve piyasa değeri karşılığı istemiyle başlattığı icra takibine borçlunun itirazının kaldırılması ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava dosyasının içerisine davalı şirkete ait sicil dosyası ile davaya dayanak teşkil eden İzmir 19.İcra Müdürlüğünün 2018/1955 sayılı dosyasının getirtildiği, incelemesinde alacaklı …. tarafından borçlular …. , …. ve …. aleyhine kar payı ödemesi, zararları, hisse değeri alacağı bulunduğundan bahisle 80.000,00 TL alacağa ilişkin ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrinin borçlulara 21/02/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 26/02/2018 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesini müteakip davacı vekili tarafından 03.05.2018 tarihinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İzmir 3. ATM nin 2010/35 Esas 2012/92 Karar sayılı dosyasının incelemesinde; davacının …. , davalıların …. ve …. , davanın dava dışı …. nin 26/09/2002 tarihli ortaklar kurulu kararının ve bu kararın tescili ve ilamı işleminin iptali ile 10.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davası olduğu, söz konusu dosya içerisinde İzmir 2 ATM nin 2006/1062 Esas 2006/251 Karar sayılı ve davalı şirketin 26/09/2002 tarihli ortaklar kurulu kararının batıl olduğunun tespiti ile bu kararla ilgili tescil ve ilan işleminin iptaline, davacının uğramış olduğu kar kaybı miktarının bilirkişi incelemesi ile tespitine ve şirket ortağı davacının mahrum kaldığı kar payı alacağı olmak üzere uğramış olduğu tüm maddi zararlardan sorumlu olan davalı şirketten fazla ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL tazminatın tahsiline yönelik açılan davanın ve İzmir 1 ATM nin 2008/188 Esas 2010/462 Karar sayılı ve 67.231,85 TL mahrum kalınan kar payının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline yönelik açılan davanın bulunduğu, mahkemece asıl dava dosyası yönünden davalıların davalı olma sıfatı bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine, birleşen 2 ATM 2006/162 Esas 2006/251 Karar sayılı dosyası yönünden İzmir Ticaret Sicil Memurluğunun Merkez- …. sicil numarasına kayıtlı davalı …. nin 26/09/2006 tarihli genel kurul kararının mutlak butlan ile batıl olduğunun tespiti ile ortaklarının pay durumlarının genel kurul kararından önceki şekilde olduğunun tespitine, kararın ticaret siciline tescil ve ilanına, davacının kar payı talebi ile ilgili davasının talep alacağını isteme şartları oluşmadığından ileride dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile reddine, birleşen 1 ATM nin 2008/188 Esas 2010/462 Karar sayılı dosyası yönünden davacının kar payı talep alacağını isteme şartları oluşmadığından ileride dava açma hakkı saklı kalmak kaydı ile reddine karar verildiği, iş bu kararın 02/12/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davalı şirketin limited şirket olmakla TTK’nın 608. maddesi gereğince şirketin sağlayacağı kazançtan ortakların yararlanacağı, ortağın kar payı alacağının ortaklar kurulunun TTK 616. maddesi gereğince kar dağıtım kararı ile muacceliyet kazanacağı, ancak şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm yoksa ortaklar kurulunun TTK’nın bu konudaki düzenlemeleri ile bağlı olup, tahakkuk eden kazanç üzerinde dilediği gibi tasarruf yetkisine sahip olduğundan bahsedilemeyeceği, ortaklar kurulunun bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde sarfı nazar edemeyeceği, limited şirketçe kar dağıtmama konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinde kazancın kanun hükümleri gereğince tespit ve dağıtılmasını talep ve dava edebileceği öte yandan TTK 610.maddesi yollamasıyla 523.maddesinde kanuni ve ihtiyati yedek akçelerle kanun ve esas sözleşme hükümlerince ayrılması gerekli diğer paraların safi kardan ayrılmadıkça kar payı dağıtılamayacağının belirtilmiştir.
Yargıtay 11. H.D 10.11.2009 tarih 2008/7217 E. 2009/11649 K. sayılı ilamında “dosya içinde bulunan davalı şirketin karar defterinde kar dağıtılması veya dağıtılmaması konusunda ortaklar kurulu tarafından alınmış bir kararın olmadığı anlaşılmakta ise de, davacının yönetimden genel kurula bu konuda bir gündem maddesi koymasını talep edip etmediği dosya içeriğinden anlaşılamamıştır. Bu itibarla mahkemece, yukarıda anlatılalar doğrultusunda davalı şirketin ticaret sicil dosyası ve defterleri üzerinde inceleme yapılmak suretiyle, kar dağıtımına ilişkin alınmış bir kararın olmaması nedeniyle kuruluşundan beri kar dağıtımının nasıl yapıldığı ve kar dağıtılmama nedeniyle davalı şirketin direngen hale gelip gelmediği, dolayısıyla kar payı isteminin dava edilebilir olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir hüküm verilmesi gerekirken bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile kar payının tahsiline karar verilmesi isabetli olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiş olup, davalı şirket yararına bozulmuş olmakla, davacının Karşıyaka 3. Noterliğinin 07.11.2016 tarih 26413 yevmiye numaralı ihtarı ile davacı …. tarafından davalılar …. , …. ve …. aleyhine dava konusu talepleri de içerir şekilde ihtar çekmek suretiyle davalı şirketin dava tarihi itibariyle ve halen bu ödemeleri yapmadığı, yukarıda belirttiğimiz Yargıtay içtihatı dikkat alındığında bu hali ile davalı şirketin direngen hale geldiğinin kabulünün gerekeceği, bu durumda davalı şirket yönünden talep edilen kar payı alacağı hakkında mahkemece davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan davalı yanca davalılar …. ve …. hakkında şirket ortaklarına husumet yöneltilemeyeceğinden ve dava konusu edilen talepleri zamanaşımına uğradığından bahisle itirazda bulunulmuş ise de, yerel mahkemece husumet ve zamanaşımına yönelik bu itirazların verilen hükümde hiç değerlendirilmemesi yerinde görülmemiştir.
Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.06.2019 gün ve 2018/546 E. 2019/699 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14.09.2022