Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2853 E. 2022/1439 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2853
KARAR NO : 2022/1439

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.04.2019
NUMARASI : 2015/1106 Esas 2019/430 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 13.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13.10.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.04.2019 tarih 2015/1106 Esas 2019/430 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 11.08.2015 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın çarptığını, karşı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin aracında oluşan hasarın tespiti amacıyla İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/131 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda müvekkiline ait araçta 21.879,00 TL hasar ve 2.217,00 TL değer kaybının meydana geldiğinin tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL, değer kaybı alacağına mahsuben 50,00 TL olmak üzere toplam 10.050,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 10.05.2017 tarihli değer artırım dilekçesi ile dava değerini 21.879,00 TL hasar bedeli ve 2.217,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 24.046,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacıya ait aracın yaşı ve kilometresi dikkate alındığında değer kaybı iddiasının yerinde olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sigortalının kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olacağını, sigortalı araç sürücüsünün kusur durumunu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından sigortalanan … plakalı aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, dosya kapsamındaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için talimat yoluyla İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi olan bilirkişilerden alınan bilirkişi raporunda davacıya ait araçta yedek parça, işçilik ve KDV dahil 21.761,49 TL hasar meydana geldiği, aracın kaza tarihindeki hasarsız piyasa rayiç değerinin 47.500,00 TL olduğu, onarımının ekonomik olduğu, poliçe düzenleme tarihinin 01.06.2015 tarihinden önce olması nedeniyle Yargıtay 17. H.D’nin 27.01.2016 tarih, 2015/11245 Esas, 2016/1045 Karar sayılı ilamı gereğince aracın değer kaybının 2.500,00 TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL hasar bedeli tazminatı ile 50,00 TL değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 11.760,49 TL hasar bedeli tazminatı ile 2.167,00 TL değer kaybı tazminatının ıslah tarihi olan 10.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece alınan 03.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu araçta 12.597,76 TL hasar bedeli 2.200,00 TL değer kaybı, ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nin 29.11.2017 tarihli raporunda ise 11.207,42 TL hasar 2.612,28 TL değer kaybı, 25.08.2018 tarihli üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda ise 2.500,00 TL değer kaybı, 21.761,49 TL hasar bedeli tespit edildiğini, ilk iki rapor birbirini teyit eder mahiyette olmasına rağmen üçüncü rapor dikkate alınarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, son raporda aracın daha önce kaza yapmadığı durumunun dikkate alındığının bildirildiğini, kazanın iddia edildiği şekilde gerçekleştiğinin ispatlanamadığını, hasarın kaza ile illiyetli olup olmadığının incelenmediğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar bedeli ve değer kaybı tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkiline ait araca çarpması nedeniyle müvekkilinin aracının hasarlandığını ileri sürerek hasar ve değer kaybı tazminatı isteminde bulunmuştur.
Davacıya ait aracın sürücüsü olan dava dışı … ile sigortalı araç sürücüsü tarafından düzenlenip imzalanan kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsü dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyir halinde iken karşı yönden gelen davacının aracının şeridine girerek kapısına çarptığı, davacıya ait aracın savrularak duvara çarptığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/131 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davacıya ait araçta meydana gelen hasar giderim bedelinin KDV dahil 21.879,49 TL olduğu, araçta oluşan değer kaybının 2.217,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince makina mühendisi ve hesap bilirkişisinden alınan 03.10.2016 tarihli raporda, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda yazılan klima radyatörü, motor soğulma radyatörü, sol ön salıncak, sağ ön salıncak, ön denge mili, sol ön aks, sağ ön aks, sol rot kolu, sol rot kolu toz körüğü gibi yedek parçaların meydana gelen kaza sonucu hasarlanmasının mümkün olmadığı, davacıya ait araçta 12.597,76 TL hasar bedeli ve 2.200,00 TL değer kaybı meydana geldiği tespit edilmiş; Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 29.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda yine sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, hasar yönünden önceki bilirkişi raporundaki belirlemeler esas alınarak davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedelinin 11.207,42 TL, değer kaybı tutarının ise 1.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan heyetten alınan 25.08.2018 tarihli raporda, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, tespit dosyasında belirlenen parçaların ve işçiliğin mevcut kaza durumuna göre uygun olduğu, değerlerinin rayice uygun olduğu, davacıya ait aracın rayiç bedelinin 47.500,00 TL olduğu, araçta KDV dahil 21.761,49 TL hasar bedeli ve 2.500,00 TL değer kaybı meydan geldiği tespit edilmiştir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 25.08.2018 tarihli heyet bilirkişi raporundaki tespitlerin İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/131 D.İş sayılı dosyasında alınan rapor ile uyumlu olmasına, bu raporda hasar gördüğü tespit edilen parçaların kaza ile uyumlu olduğunun tespit edilmiş olmasına, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda da tespit dosyasında alınan raporun sıcak görgüye müstenid olduğunun belirtilmiş olmasına, hükme esas alınan 25.08.2018 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli, bilimsel ve dosya kapsamına uygun olmasına göre, sigortalı araç sürücüsü tarafından imzalanan kaza tespit tutanağına uygun bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.637,90 TL’den peşin alınan 410,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.227,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13.10.2022