Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2836 E. 2022/1362 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2836
KARAR NO : 2022/1362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.03.2019
NUMARASI : 2017/856 Esas 2019/408 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.09.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.03.2019 gün ve 2017/856 Esas 2019/408 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı tarafından ZMMS poliçesi kapsamıda sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın karıştığı kaza nedeni ile davacının aracının hasar gördüğünü, sigortalı olan araç zürücüsünün kazada % 100 oranında kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını, belirerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL maddi tazmitın davalıdan tahsiline karar verilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kazaya karışan … plakalı aracın trafik poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, yapılan inceleme sonucunda hasar ile kazanın uyumlu olmaığını, davalı şirketin poliçe limitiyle sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarar miktarı kadar sorumlu olduğunu, kusurun ve maddi tazminatın sebeplerinin ispat edilmesi gerektiğini, beliretek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, kaza ile hasarın uyumsuz olduğu, kazanın sigorta şirketine ihbar edilen şekilde olmadığı ve rizikonun teminat dışında kaldığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : davacı vekili, ayni kaza ile ilgili olarak kazaya karışan diğer araca ilişkin İzmir 6 Tüketici Mahkemesi’nin 2017/251 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporu ile meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olduğu tespit edilerek davanın kabulüne karar verldiği, kararın istinaf aşamasına olduğunu, davalının rizikonun ihbar edilen yerden farklı şekilde oluştuğunu aracın sigorta teminat dışında ve başka yerde hasarlanıp olay yerine getirildiğini soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlaması gerektiğini, sigortalı araç ve diğer araç sürücünün tarafından düzenlenen trafik kaza tespit tutanağının aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olduğunu, yargılama sırasında alınan uzman bilirkişi raporlarıyla ileri sürülmesi halinde dahi ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği ve hasarın teminat dışında kaldığının ispat külfetinin somut delillerle sigortacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tazmini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Rizikonun gerçekleştiğini ve gerçekleşen bu rizikonun teminat kapsamı içinde kaldığını sigortalı ispatlamak zorunda iken, TTK’nın 1409. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddia ise sigortacı tarafından kanıtlanmalıdır. ( Yargıtay HGK’nun 05/03/2020 tarihli ve 2018/17-1083 E.- 2020/259 K. Sayılı ilamı ) Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin ZMSS Genel Şartlarının A.3. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı ZMSS Genel Şartlarına ve 6102 sayılı TTK’nın 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmediği veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu teminat içinde kalmış gibi ihbar ettiği somut delillerle kanıtlanırsa ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
İDM tarafından dosyaya kazandırılan gerek 26.09.2018 gerek ise itiraz üzerine düzenlenen 28.02.2019 tarihli ATK kusur raporları ile kaza ile hasarın uyumsuz olduğu tespit edilmiştir. Ancak, aynı maddi olaya konu, fakat davacıları ile dava konusu ve hukuki dayanakları farklı olan ve istinaf incelemesi neticesinde kesinleşen İzmir 6. Tüketici Mahkemesi’nin 29.05.2017 tarih ve 2017/251 E. 2018/345 K. Sayılı ilamı ile hasar ile kazanın uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Anılan kesinleşmiş dava dosyası eldeki dava yönün tarafları, konusu ve hukuki dayanağının farklı olması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa da kuvvetli delil teşkil edeceği muhakkakıtr.İçtihatlar da bu yönde istikrar kazanmıştır.(Yargıtay HGK’nun 21.04.2022 tarih ve 2020/(22)9-230 E. – 2022/593 K. sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından kaza tespitine ilişkin tutanağın aksinin ve hasarın teminat dışında kaldığı hususunun davalı sigorta şirketince somut delillerle ispatlanması gerektiği olgusu dikkate alınarak, kuvvetli delil teşkil eden dava dosyasına konu bilirkişi raporu ile eldeki dava dosyasına konu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için İTÜ ya da Karayolları Fen Heyetinde görevli alanında uzman bilirkişilerden oluşacak bilirkişi kuruludan, tarafların iddia savunmaları çerçevesinde olayın oluş şekli, araçların hasar durumu, göz önüne alınarak kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı, sürücülerin kusurları ve davacının aracında meydana gelen hasarın miktarı ve aracın piyasa rayiç değerine göre aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, pert olarak kabul edilip edilmeyeceği, pert kabul edilecek ise pert/sovtaj değerini gösterir, raporlar arasındaki çelişkiyi giderir, açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli şekilde bilirkişi kurul raporunun dosyaya kazandırılarak oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.03.2019 tarih 2017/856 Esas 2019/408 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.09.2022