Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2742 E. 2022/1424 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2742
KARAR NO : 2022/1424

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.07.2019
NUMARASI : 2018/639 E. – 2019/455 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Alacağı)
KARAR TARİHİ : 12.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.10.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.07.2019 tarih 2018/639 E. – 2019/455 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalının kooperatif ortağı olduğunu, müvekkilinin, 08.06.2014 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan kararla 10.000,00 TL tutarında 1. ek ödeme alacağı, 21.12.2015 tarihli kooperatif genel kurul kararında alınan kararla 6.000,00 TL tutarında 2. ek ödeme alacağı bulunduğunu, davalının ödeme yapmaması üzerine hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, taşınmazı 2013 yılında tapuda devrettiğinden söz etmiş ise de ortaklığı devretmediği için kooperatifin yetkili organlarınca alınan kararlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2017/103560E sayılı dosyasına konu takibe itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif hissesini 31.03.2014 tarihinde sattığını, tapuda devrettiğini, satış işleminin kooperatif yetkililerine bildirildiğini, kooperatif yetkilisinin müvekkilinin borcu bulunmadığını şifahi olarak söylediğini, daha sonra müvekkiline borç bildiren yazı gelince kooperatife gittiğini, kooperatif yetkililerinin taşınmazın satıldığını bildiklerini, yanlışlıkla yazı gönderildiğini söylediklerini, müvekkilinin yine de 10.08.2017 tarihli noter ihtarnamesiyle kooperatif üyeliğinin sona erdiğini bildirdiğini, ihtarnamenin 14.08.2017 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tebliğinden sonra müvekkili hakkında takip başlatıldığını, borcun sebebi olarak bildirilen 2014 yılı genel kurul toplantısına müvekkilinin katılmadığını, genel kurul toplantısının müvekkiline bildirilmediğini, müvekkilini bağlamayacağını, davacı kooperatifin kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istimiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı kooperatifin Çiğli olan işlem merkezi adresi nazara alındığında HMK’nın 14/2. maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralına uyulduğu için icra dairesinin yetkisine itirazı haklı görülmediği, yapı kooperatiflerinde, ortağa intikal eden taşınmazın yanında, ayrıca ortaklık payının da devri yapılmadığı takdirde, eski ortağın kooperatif ortaklığının devam edeceği, kooperatife karşı borçlu olanın konutun devir edildiği kişi olmayıp eski ortak olacağı, davalının davacı kooperatife 04.11.2011 tarihinde 20.000,00 TL ödeme ile 13.03.2013 tarihinde 76.000.00 TL kredi ödemesi olarak toplam 96.000,00 TL ödeme yaptığı, 2013 yılından itibaren herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı, halen ortaklığı devam eden davalının, 08.06.2014 ve 22.11.2015 tarihli genel kurullarda alınan ek ödeme kararları gereği, davacı kooperatife 16.000,00 TL aidat ile icra takip tarihine kadar 3.895,40TL işlemiş faiz toplamı 19.895,40 TL borcunun bulunduğu, icra takibine haksız ve kötü niyetle itirazda bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10356 E.s. icra takibine itirazının iptaline, takibin toplam 19.895,40TL alacak bedeli üzerinden 16.000,00 TL asıl alacağa 14.11.2017 takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına, hükmolunan asıl alacak bedeli üzerinden taktiren %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu kooperatif hissesine karşılık gelen konutu 2014 yılında sattığını, durumu alıcı ile birlikte kooperatife bildirdiğini, davalı kooperatifin, üyeliğini evrak üzerinden bitirmediğini, tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, evi satın alan kişinin tapudan sorularak davanın ihbarı isteminin de yerine getirilmediğini, müvekkilinin bu kişinin TC numarasını ve adresini bilmediğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin devam edip etmediği, borçlarının hangi tarihte muaccel olduğu ve faiz hesabı konusunda ek rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, bilirkişi raporundaki faiz hesabının gün hesabına göre dahi hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif aidat alacağından kaynaklanan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı kooperatif vekili, davalının kooperatif üyesi olarak 08.06.2014 ve 21.12.2015 tarihli genel kurul toplantılarında alınan toplam 16.000,00 TLlik ek ödemeyi yapmadığı iddiasıyla başlatılan icra takibiyle ilgili olarak itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Davalı ise kooperatif tarafından tahsis edilen daireyi üçüncü kişiye sattığını, koopertatif üyeliğini de devrettiğini kooperatif yetkililerine bildirdiğini, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığını savunmuştur. Mahkemece kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan bilirkişi raporunda davalının 05.11.2011 tarih 64 sayılı karar ile kooperatif ortaklığına kabul edildiği, ortaklık süresince 13.03.2013 tarihine kadar toplam 96.000,00TL ödediği, ortaklığa kabul edildiği tarihten itibaren yapılan genel kurul toplantılarında hazirun cetvelinde ismi bulunduğu, kooperatif kayıtlarında halen kooperatif ortağı olarak göründüğü, taşınmazı satmasına rağmen ortaklık hissesini devrettiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı, genel kurul kararlarına göre davalının, 16.000,00 TL ana para, 3.895,40 TL gecikme faizi borcu tespit edildiği bildirilmiştir. Davalı, kooperatif üyeliği nedeniyle kendisine tahsis edilen daireyi üçüncü kişiye satmış ise de Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere taşınmaz satımı kooperatif hissesinin devri sonucunu doğurmadığı, kooperatif üyeliğinin de ayrıca devredilmesi gerektiği, bunun için kooperatif hisse devri sözleşmesinin kooperatatife sunulması kooperatifce de kabul edilerek kayıtlara geçirilmesi gerekmektedir. Davalı tarafça bu yönde hiçbir delil sunulmamış, kooperatif kayıtlarına göre de davalının kayden kooperatf üyesi olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, 2017 yılında noter kanalıyla kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini kooperatife bildirdiğini belirtmiş ise de buna ilişkin bir delil sunmadığı gibi dairesi teslim edilen ortağın istifa öncesi yapılan imalat giderlerinden sorumlu olduğu açıktır. Bu nedenlerle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları haklı görülmemiştir. Kooperatif üyeliğinin devrinin tanık beyanıyla ispatı mümkün olmayıp daireyi satın alan kişinin davaya ihbarı sonuca da etkili değildir. Bilirkişi raporunda genel kurul kararındaki muacceliyet tarihi dikkate alınarak yıllık % 9 faiz üzerinden faiz hesabı yapılmış olup küsürat(Kuruş) atılmadan doğrudan yapılan faiz hesabında bir yanlışlık görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.359,05 TL’den peşin alınan 339,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.019,28 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.