Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2710 E. 2022/1313 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2710
KARAR NO : 2022/1313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.03.2019
NUMARASI : 2018/344 E. 2019/312 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.09.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.03.2019 tarih 2018/344 E. 2019/312 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, davacının maliki olduğu … plakalı araç ile davalı tarafından sigortalı … plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davacının aracının zarar gördüğünü, kazanın oluşumunda davalı tarafından sigortalı aracın asli kusurlu olduğunu, ihbar üzere eksper raporu ile 13.000-TL ödeme yapıldığını, İzmir 5. Sulh hukuk Mahkemesi 2018/8 Diş sayılı dosyası kapsamında yapılan delil tespiti ile oluşan zararın 30.082-TL olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafından hasar bedelinin eksik eşdeğer parça ıskontolu ve KDV’ siz olarak değerlendirildiğini, belirterek; bakiye hasar bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalının sigortalının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğu, sigortalı araç sürücünün kusurun tespit edilmesi gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı bulunmadığını, davalı tarafından davacıya 13.000-TL ödeme yapıldığını, hasar bedelinin tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ZMM sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu olduğu, davacının kusurunun olmadığı, kaza sonucu … plakalı araçta oluşan hasarın kaza ile uyumlu olduğu anlaşılmakla, 17.049,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, şartları oluşmadığından avans faizine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, genel şartlara göre eksper doğrultusunda ödeme yapıldığını, borcun sona erdiğini, fazlaca miktar talep edilemeyeceğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ZMMS poliçesi kapsamında araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, avans faizine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı araç ile davacının maliki olduğu … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle dosya kazandırılan kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, zararın kaza ile uyumlu olup zarar nedeni ile aracın pert olarak kabul edilemeyeceği ve kaza nedeniyle araçta işçilik ve KDV dahil 30.049,7-TL hasar oluştuğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 Esas – 2012/92 Karar, 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 Esas – 2012/411 Karar ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 Esas – 2013/7276 Karar sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk zarar görenin uğradığı gerçek zarar ile sınırlıdır. BK’nun 42. (6102 sayılı Kanun 50. Md.) 6762 sayılı TTK’nın 1283. ( 6102 sayılı TTK’nın 1427 vd ) maddeleri gereğince sigortacı, sigorta ettiren veya sigortadan yararlananın uğradığı gerçek zararı tazminle yükümlü olup motorlu aracın neden olduğu zarar nedeniyle meydana gelen gerçek zarar giderilmelidir. Gerçek zarar, zarar gören şeyin eski hale getirilebilmesi için gereken onarım ve işçilik giderlerini kapsar. Davalı sigorta şirketi gerçek zarardan sorumlu olup araç hiç tamir edilmemiş olsaydı dahi zarar gören kişinin gerçek zararına göre tazminat miktarı hesaplanması gerekmektedir. Zira, zarar görenin çıkma ve eşdeğer parçalarla aracı tamir etmesi beklenemeyeceği gibi gerçek zarar ancak aracın onarımında tamamen orijinal parçalar kullanılmak suretiyle karşılanır. Hasar bedeli tespit edilirken davalı sigorta şirketiyle servis arasında yapılan anlaşma vb nedenlerle yedek parça ve işçilik bedellerinin değerinde indirim uygulanması da doğru değildir. ( Yargıtay 17 HDB’nın 15.12.2011 tarih 2011/4075 E. 2011/12321 K., 28.03.2016 tarih 2015/17481 E. 2016/3833 K., 04.04.2016 tarih 2015/14700 E. 2016/4229 K., 17.03.2014 tarih 2014/4531 E. 2014/3704 K. Sayılı ilamları )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olay ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmiş olmasına, davalı tarafından yapılan ödemenin belirlenen tazminat miktarından mahsup edilmesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.164,61 TL harçtan peşin alınan 627,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 537,05 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23.09.2022