Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2669 E. 2022/1286 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2669
KARAR NO : 2022/1286

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.03.2019
NUMARASI : 2018/678 E. 2019/371 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.09.2022

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.03.2019 tarih 2018/678 E. 2019/371 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesiyle sigortalanan ve mülkiyeti davacıya ait olan …. model …. marka aracın çalındığını, durumun davalı sigortacıya ihbar edilerek poliçe kapsamında zararın ödenmesi istendiği halde, ödeme yapılmadığını ileri sürerek, şimdilik 16.150,00 TL araç bedelinin davalı şirkete yapılan ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının kiralık araç olarak kullanılan aracını fazla prim ödememek için hususi olarak sigortaladığını, poliçede aracın emniyeti suistimal suretiyle çalınmasının teminat altına alınmadığını, kötü niyetle az prim ödemek için durumu gizleyen davacının, bu durumdan yararlanamayacağını, %50 muafiyet uygulanması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; hususi olarak sigortalanan araç için tahakkuk ettirilen prim ile aracın kiralanarak kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim miktarı, davalı dışındaki sigorta şirketlerinden davacıya ait aracın özellikleri bildirilerek sorulması suretiyle belirlendiği ve orana göre hasardan proporsiyon indiriminin hesaplanması için bilirkişiye ek rapor tanzim ettirildiği, C.Başsavcılığının daimi arama kararında, aracı davacıdan kiralayan kişinin sahte kimlik kullanmak sureti ile bu eylemi işlediği, incelenen savcılık evrakında sahte kimlikle aracın kiralandığı, dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik olarak nitelendirmenin yapıldığı, bu kapsamda birleşik kasko sigorta poliçesi klozunda araç anahtarının dolandırıcılık yoluyla ele geçirilmesi sureti ile aracın çalınması sonucu meydana gelen ziya ve hasarlar teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 29.365,70 TL’nin 26.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 25.05.2018 tarih 2017/783 E. 2018/673 K. sayılı ilamı ile; Kaza tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 1435. ve Kasko Sigortası Genel Şartları”nın C.2.2. maddesi uyarınca, sigorta ettiren kimsenin sigortacının sözleşme yapılırken gerçek durumu bildiği takdirde sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır koşullarda yapmasını gerektirecek bütün hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğü yerine getirmemiş olmasının her ne kadar sigortacıya gerçeği öğrendiği tarihten itibaren bir ay içerisinde sigortalının kastı varsa akitten cayma hakkı verirse de, sigortalının kastı yoksa, yani ihlâl kusura dayanıyorsa bu hakkın rizikonun gerçekleşmesinden sonra kullanılamayacağı, sigortacının orantılı tazminat ödemesi gerektiği, somut olayda taraflar arasında düzenlenen kasko poliçesiyle davacıya ait aracın sigortalandığı, araç hususi olarak sigortalandığı halde, davacının aracı rent a car olarak kullandırdığı ve sahte kimlik kullanan şahısça davaya konu sigortalı aracın kiralanarak çalındığı, şikayet üzerine başlatılan savcılık soruşturmasında, dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik olarak nitelendirmesi yapılmakla olayda emniyeti suistimal suçunun işlenmediği, kasko sigorta poliçesi klozunda araç anahtarının dolandırıcılık yoluyla ele geçirilmesi sureti ile aracın çalınması sonucu meydana gelen ziya ve hasarların teminat kapsamında olacağının düzenlediği ve poliçede aracın rent a car olarak kullanılması halinde teminat dışı olacağına dair özel bir şartın olmadığı, o halde mahkemece, hususi olarak sigortalanan araç için tahakkuk ettirilen prim ile aracın kiralanarak kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim miktarının, davalı dışındaki sigorta şirketlerinden davacıya ait aracın özellikleri bildirilerek sorulması suretiyle belirlenerek arasındaki orana göre hasardan proporsiyon indiriminin hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece …. ‘den getirtilen emsal sigorta poliçeleri prim tutarlarının ortalaması hesaplanarak aracın kiralık olarak sigortalanması halinde ödenmesi gereken prim tutarının hasar miktarından düşülmesi suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemekle, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KALDIRMA KARARI SONRASI VERDİĞİ KARARIN ÖZETİ: Mahkemece, Dairemizin kaldırma kararı uyarınca hususi olarak sigortalanan araç için tahakkuk ettirilen prim ile aracın kiralanarak kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim miktarının, davalı dışındaki sigorta şirketlerinden, davacıya ait aracın özellikleri de bildirilerek sorulduğu ve buna göre aradaki orana göre hasardan proporsiyon indiriminin hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verildiği, dava dışı sigorta şirketlerinden sadece …. ve öncesinde de …. tarafından proporsiyon hesabı yapmaya yarayabilecek rakam verildiği, buna göre araç için sigortacının ödemesi gereken zararın, kendi sigorta poliçesi ile verilen teminat limitinden fazla olmayacağından davacı yanın zararı en fazla 32.300,00 TL olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne 29.365,70 TL’nin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 26/09/2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, savcılığın açık olan soruşturma dosyasında iddianame dahi düzenlenmediğini, yalnızca müştekinin ifadesinin alındığını, şüphelinin ifadesi dahi alınmadığını ve aranmakta olduğunu, mahkemece iddianame düzenlenmeden, kamu davası açılmadan ve ortada kesinleşen bir ceza olmadan yalnızca soruşturma dayanak gösterilerek suç vasfı ile bağlı olunduğundan bahsedilmesi ve buna dayanarak kanaat bildirilmesinin hatalı olduğunu, aracın zilyetliğinin bizzat davacı tarafından 3. şahsa devredildiğini, zilyetliğin devrini sağlamak için başvurulmuş ve dolandırıcılık suçunun unsurunu oluşturan hileli bir hareketin bulunmadığını, aracın devrinin 3. şahsa güven ilkesi çerçevesinde gercekleştiğini, bu nedenle meydana gelen hasarın sigorta poliçesi kapsamında olmadığını, dava konusu aracın davacı tarafından 3. kişilere kiralanan bir araç olarak kullanılmasına rağmen, sigorta şirketine daha fazla prim ödememek için hususi araç olarak sigortalandığını, davacının kötü niyetli olarak doğru beyanda bulunma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, sigorta paliçesinde kiralık araç klozu lafzında aracın kiralık olarak kullanıldığının tespit edilmesi halinde hasar tutarının %50’sinin sigortalı üzerine bırakılacağının düzenlendiğini, davacı sigortalının süresinde bu kloza itiraz etmemiş olmakla bu klozun uygulanmasını kabul etmiş sayıldığını, kabul anlamına gelmemekle beraber, müvekkili şirketin dava konusu hasardan sorumlu tutulacaksa, öncelikle proporsiyon değil, özel şartın uygulanması ve dava konusu hasar bedelinin %50’sinin davacı üzerinde kalması gerektiğini, proporsiyon hesabına göre ise, bilirkişi raporlarında yapılan proporsiyon hesabına göre davacının rayiç bedelinin 32.300,00 TL kabul edildiğini, … ve … dan gelen cevaplara göre proporsiyon oranının 1.021 bulunduğunu, alınan primin daha düşük olması gerektiğinin belirtildiğini, bu tespitlerin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketçe bildirilen prim uygulandığında proporsiyon oranının 0,2 olduğunu, arada fahiş ve hakkaniyete aykırı fark bulunduğunu, sigorta şirketlerinin serbestçe ticari ilkeler çerçevesinde prim belirleme hakkına sahip olduğunu, ıslahla artırılan kısmın zamanaşımına uğradığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davada, davalı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesiyle sigortalanan davacıya ait aracın çalındığı, davalı şirket tarafından ödeme yapılmadığı ileri sürerek araç bedelinin davalı şirketten tahsili talep edilmiş, davalı tarafça davacının aracının hususi olarak sigortaladığı halde kiralık araç olarak kullanıldığı, aracın emniyeti suistimal suretiyle çalınmasının teminat altına alınmadığı, %50 muafiyet uygulanması gerektiği savunulmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair kararı davalı tarafça istinaf edilmiş, Dairemizin 2017/783 E. 2018/673 K. sayılı ilamı ile, davacının sigortalı aracının kiralanarak çalındığına dair şikayeti üzerine başlatılan savcılık soruşturmasında olayın dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik olarak nitelendirmesi yapıldığından olayda emniyeti suistimal suçunun işlenmediği, kasko sigorta poliçesi klozunda araç anahtarının dolandırıcılık yoluyla ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması sonucu meydana gelen ziya ve hasarların teminat kapsamında olduğu, ayrıca poliçede aracın rent a car olarak kullanılması halinde teminat dışı olacağına dair özel bir şartın bulunmadığı belirtilerek, hususi olarak sigortalanan araç için tahakkuk ettirilen prim ile kiralanarak kullanılacağının bilinmesi durumunda ödenmesi gereken prim miktarının davalı dışındaki sigorta şirketlerinden belirlenerek, arasındaki orana göre hasardan proporsiyon indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı uyarınca davalı dışındaki sigorta şirketlerinden gerekli araştırmaların yapıldığı, hesap bilirkişisinden alınan ek raporda, hesaplamaya elverişli cevaplar değerlendirilerek proporsiyon oranının 1,021 olarak tespit edildiği, buna göre hesaplanan prim tutarının 32.978,00 TL olduğu, teminat limitine göre davalının sorumluluğunun en fazla 32.300,00 TL olduğu tespit edilmiş, ilk derece mahkemesince ıslah edilen tutar gözetilerek davanın 29.365,70 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun, açık ve denetlenebilir olduğu kanatine varılarak davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekili, ıslah edilen kısma ilişkin zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmiş olmakla, dava tarihi itibariyle bakiye kısım yönünden de zamanaşımın kesildiği, bu nedenle davalı vekilinin davanın değer artırım dilekçesiyle talep edilen bakiye kısmın zamanaşımına uğradığına yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.005,97 TL’den peşin alınan 501,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.504,47 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22.09.2022