Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2665 E. 2022/1292 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2665
KARAR NO : 2022/1292

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2019
NUMARASI : 2014/232 Esas 2019/146 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.09.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.02.2019 tarih 2014/232 Esas 2019/146 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 12.02.2013 tarihinde davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, davalı …’a ait, davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … kargo kuryesi olan … plakalı motosiklet ile dağıtım yapan müvekkili …’na çarptığını, müvekkilinin kaza nedeniyle bacağının kırıldığını, davalı … tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin kazadan önce dağıtım elemanı olarak net 900,00 TL maaşla çalışmakta olduğunu, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını, gerek müvekkili …’ın, gerekse birlikte yaşadığı annesi davacı …’nun kaza nedeniyle büyük acı çektiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, iş ve güçteki azalma ve müstakbel gelir kaybı nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca … için 15.000,00 TL, annesi … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın poliçede manevi tazminat var ise tüm davalılardan, yok ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … A.Ş. vekili, davadan önce davacı tarafça müvekkili şirkete başvurulmadığını, bu nedenle hasar dosyası açılmadığını, davacının maluliyetinin ve kusur tespitinden sonra tazminat hesabı için hesap bilirkişisinden rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ATK’dan alınan rapor uyarınca davalı sürücü …’ın %75, davacı sürücü …’nun %25 oranında kusurlu oldukları, trafik kazası nedeniyle davacının 4,1 oranında malul kaldığı, manevi tazminatın amacının, çekilen acıların bir nebze dindirilmiş olması gerektiği, elem ve üzüntünün giderilmesi hususunun da dikkate alınması gerektiği belirtilerek, aktüerya raporu doğrultusunda davacı …’nun maddi tazminat talebinin kabulü ile 24.400,51 TL’nin davalı … ve diğer davalı … yönünden kaza tarihinden, diğer davalı … şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabuli ile, davacı … için 11.250,00 TL, diğer davacı … için 3.750,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, kazanın meydana geldiği gün müvekkilinin sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyir halinde iken, iki sokağın kesiştiği noktada bulunan kavşaktaki seyrini tamamlamak üzere iken dava konusu kazanın meydana geldiğini, davacının yolunda seyretmekte olan müvekkilinin önüne aniden çıktığını ve sonucunda kazanın meydana geldiğini, çarpışmanın kavşağa girildiği sırada değil, kavşaktaki seyrin tamamlanmasından sonra olduğunu, olayda geçiş önceliğinin söz konusu olmadığını, davacının asli kusurlu olduğunu, her ne kadar müvekkilinin asli kusurlu olarak belirtilmişse de, kaza esnasında %25 gibi azımsanamayacak oranda bir kusuru bulunan davacı yararına 11.250,00 TL gibi fahiş manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, diğer davacı lehine de hiçbir gerekçe gösterilmeden 3.750,00 TL gibi yüksek miktarda tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesince, Yargıtay’ın manevi tazminata ilişkin ölçütleri dikkate alınmadan ve olayla bağlantılı gerekçelerini de açıklamadan fahiş miktarda manevi tazminata hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle karşı aracın maliki, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 26.03.2018 tarihli raporda davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki kamyonetle seyri sırasında kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp müteyakkız olması, kavşağa girmeden önce aracını durdurup ilk geçiş hakkını sağ tarafından gelmekte olan davacı idaresindeki motorsiklete vermesi gerektiği halde, bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, kavşaklarda ilk geçiş hakkı kural ihlali ile neden olduğu olayda %75 oranında asli kusurlu olduğu; davacı sürücü …’nun sevk ve idaresindeki motosikletle seyri sırasında kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp müteyakkız olması, ikazda bulunup sert fren tatbiki ve uygun direksiyon manevrası ile kazayı önlemeye çalışması gerektiği halde, bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, kazanın meydana gelmesinde %25 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza tespit tutanağında ve İzmir 21. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/800 E. sayılı dosyasında alınan kusur tespit raporunda da aynı şekilde davalı sürücünün asli, davacının tali kusurlu olduğu tespit edilmiş olmakla, belirlenen kusur durumunun hatalı olduğuna dair dosya kapsamında başkaca bir kanıt bulunmadığından davalı … vekilinin kusur oranının tespitine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davalı sürücü …’ın %75 oranında kusuruyla gerçekleşen kazada davacının %4,1 oranında sakatlığa uğradığı, iyileşmesinin 9 aya kadar uzadığı anlaşılmış olmakla, kazanın oluş şekli, kusur durumu, tarafların ekonomik sosyal koşulları, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi karşısında mahkemece takdir edilen manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davalı sürücü … vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 2.691,44 TL’den peşin alınan 481,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.210,44 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’ın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.22.09.2022