Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2656 E. 2022/1026 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2656
KARAR NO : 2022/1026

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.06.2019
NUMARASI : 2018/836 Esas 2019/799 Karar
DAVANIN KONUSU : Hasar ve Değer Kaybı Tazminatı
KARAR TARİHİ : 30.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.06.2022

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2019 tarih 2018/836 Esas 2019/799 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 29.03.2018 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve kasko sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin sürücüsü olduğu araca çarpması nedeniyle müvekkilinin kullandığı aracının hasarlandığını, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/56 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, bilirkişi raporunda 122.293,83 TL hasar, 25.000,00 TL değer kaybı belirlendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 110.000,00 TL maddi tazminatın sigortaya müracaat tarihi olan 07.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle tahsiline, delil tespiti giderlerinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle toplam talebini 121.127,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının araç maliki değil sürücü olduğu için tazminat isteyemeyeceğini, hasar nedeniyle müvekkiline başvuru yapılmadığını, üç taraflı kaza olmasına rağmen polis tutanağı değil anlaşmalı tutuanak tutulduğunu, kazaya karışan diğer araçla ilgili olarak müvekkili aleyhine açılan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/805 E sayılı dosyasının birleştirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu kazanın oluşumunda davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, davayı araç sürücüsünün de açabileceği, davaya konu araçta yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere toplam 121.127,00 TL hasar meydana geldiği, değer kaybı hesaplama formülü ve aracın 165.000 km sınırını aşması nedeni ile değer kaybı oluşmayacağı sonucuna varıldığı, davacının dava değerini bilirkişi raporunda belirtilen miktara yükselttiği ve eksik harcını tamamladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 121.127,00 TL hasar bedelinin 18.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı tarafından KTK’nın 97. maddesi uyarınca dava yoluna gitmeden önce müvekkiline başvurulmadığını, aracın kaza esnasında … adına kayıtlı olduğunu, davacının araç maliki olmadığı için aktif husumet ehliyetinden davanın reddi gerektiğini, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/823E sayılı dosyasında müvekkili aleyhine bir dava açıldığı, bu davada da araç maliki tarafından değil sebebini anlamadıkları şekilde araç sürücüsünün dava açtığını, üç taraflı kaza olmasına rağmen kaza tespit tutanağı değil anlaşmalı tutanak tutulduğunu, olayın senaryo şeklinde kurgulandığı başka dosyalar arasında bir bağ bulunduğunu, tek taraflı hazırlanan delil tespiti raporunu kabul etmediklerini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ile ihtiyari mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin sürücüsü olduğu araca davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesi ve ihtiyari mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı aracın çarpması nedeniyle müvekkiline ait aracın hasarlandığını ileri sürerek hasar tazminatı isteminde bulunmuştur. Dava açmadan önce davacı vekili tarafından e posta yoluyla davalı sigorta şirketine başvurulmuş olup KTK’nın 97. maddesindeki sigortaya başvuruya ilişkin dava şartı yarine getirilmiştir.
Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet v.s.) elinde bulunduran kişi onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorunda olduğundan, ödemek zorunda bulunduğu onarım giderini isteyebilecektir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağına ve ruhsat kayıtlarına göre davacı aracın maliki değil sürücüsü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kararda bu yönde hiç bir gerekçeye yer verilmemiş ise de sürücü zilyedin dava açmakta hukuki yararının ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu için karar bu yönüyle sonucu itibariyle doğru olup davalı vekilin bu kapsamdaki istinaf itirazları haklı değildir. (Yargıtay 17. H.D’nin 2008/3001E -2009/38K, 2010/7671E – 2011/3314K, 2010/12391E -/2011/9645K, 2014/19691E – 2014/14136K, 2016/18080E – 2017/9634K ).
Davalı vekili, 3 aracın kazaya karıştığını, kazanın kurgulandığını, bağlantılı dosyalar bulunduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, davalı sürücü ve davacı tarafından imzalı aksi ispat edilmeyen kaza tespit tutanağında davalı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karşı şeride geçerek davacının aracına çarptığı hususlarına yer verilmesi, üçüncü bir araçtan bahsedilmemesi ve davalı vekilinin bağlantılı dosya olarak bildirdiği dosyaların başka araçlar ve başka kazalarla ilgili olup sadece davacı vekillerinin aynı olması ve sürücünün maddi tazminat talep etmesinin eldeki davadaki kazanın kurgu olduğunu ispatlamaya yetmemesi karşısında davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sürücüler tarafından imzalı kaza tespit tutanağına göre davalı nezdinde sigortalı araç sürcüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, araçta 121.127,00 TL hasar meydana geldiği rapor edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Bilirkişi raporlarında hasar kalemleri ve işçilik bedelleri tek tek denetime elverişli şekilde gösterilmiş olup delil tespiti dosyasında alının bilirkişi raporuyla da büyük oranda örtüşmekle mahkemece bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 8.274,18 TL’den peşin alınan 2.068,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.205,78 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.06.2022