Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2610 E. 2022/1244 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2610
KARAR NO : 2022/1244

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2019
NUMARASI : 2018/575 Esas 2019/765 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 16.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.09.2022

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.06.2019 tarih 2018/575 Esas 2019/765 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 25/08/2017 tarihinde dava dışı …. şirketine ait dava dışı …. ‘ın sevk ve idaresindeki …. plakalı otobüsün müvekkiline ait, dava dışı ….’ın sevk ve idaresindeki …. yabancı plakalı araca çarptığını, müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini, Almanya’daki yetkili servis tarafından düzenlenen 02.10.2017 tarihli bilirkişi raporu ile aracın tamir masrafının KDV dahil 2.853,70 Euro olarak tespit edildiğini, davalının temerrüde düştükten sonra 26.04.2018 tarihinde 1.970,09 TL tutarında ödeme yaptığını, ödeme tarihindeki kur esas alındığında ödeme tutarının 394,93 Euro’ya tekabül ettiğini, kısmi ödeme sonrasında müvekkilinin 2.458,77 Euro asıl alacağının kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.458,77 Euro maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüde düştüğü 26/04/2018 tarihinden itibaren Merkez Bankası Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, kaza nedeniyle müvekkili şirket tarafından yapılan hesaplama sonucu 26.04.2018 tarihinde davacıya 1.970,09 TL ödendiğini, davacının zararının müvekkili şirketçe karşılandığını, başkaca bir sorumluluğunun kalmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının maddi zararını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazada kusur ve hasar durumunun tespiti için alınan bilirkişi heyet raporunda davacının kusursuz olduğunun belirlendiği, davalının aracından kopan parçaların davacının aracına çarpması neticesinde hasarın meydana geldiği, bu nedenle bilirkişilerin kazanın oluş şekli ile kusur dağılımının uyumlu olduğu, davalı tarafın kusura itirazının yerinde olmadığı, davacının Almanya’da yaşamakta olduğu, aracın da Almanya trafik kaydına kayıtlı olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre gerçek zararın Almanya’daki şartları göre hesaplanması gerektiği, ekspertiz raporunda belirlenen değişmesi gereken parçaların kazaya bağlı değişmesi gereken parçalar olduğu ve parça bedelleri ile işçilik ücretlerinin piyasa rayicine uygun olduğu, bilirkişinin Almanya’da alınan ekspertiz raporunun kaza ile uyumlu olduğunu belirlemesi nedeniyle raporun hükme esas alındığı, gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.458,77 Euro hasar tazminatının 26.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının bu para cinsi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına ödediği en yüksek faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, davacı tarafından oldukça fahiş bir miktar talep edildiğini, bu şekilde davacının müvekkili şirket aleyhine zenginleşeceğini, sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunu, kaza neticesinde müvekkili şirket tarafından tespit edilen 1.970,09 TL hasar bedelinin davacıya 26.04.2018 tarihinde ödendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını, hasar bedeli hesaplaması yapılırken eklenen %19 KDV oranının yüksek olduğunu, hesaplamaya dahil edilen onarım işçilik ücretlerinin de fahiş olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda sadece davacı tarafından gerçekleştirilen bilirkişi incelemesinin baz alındığını, aracın piyasa rayiç değeri incelemesinin yapılmadığını, eski hasarının olup olmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılmadığını, zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebiyle sigortalıya ait şeylere verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamının değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırılıp ödenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin hasar tespiti için davacının yaptırdığı bilirkişi masrafından sorumlu olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, davacıya ait yabancı plakalı aracın hasar bedelinin karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan tarihli raporunda, davalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, dava konusu kaza nedeniyle Almanya’da bilirkişi tarafından belirlenen hususların kazanın oluşu ile uyumlu olduğu belirtilerek bilirkişi raporunda tek tek değiştirilecek parça ve işçilik ücreti Euro cinsinden belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda davacının Almanya’daki bilirkişilik bürosu tarafından yapılan hasar tespiti, araç fotoğrafları incelenip karşılaştırılarak sonuca varıldığı için bilirkişi raporunun yeterli, dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline ve kaza tespit tutanağına uygun bulunduğu, mahkemece sadece yabancı bilirkişilik bürosu tarafından düzenlenen rapora dayalı olarak karar verilmediği, konusunda uzman bilirkişilere hasar bedeli konusunda gerekli incelemenin yaptırıldığı, 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi hükmüne göre, davacının Almanya’da yaşaması ve aracı Alman plakalı olup Almanya’da tescilli olması olması ve seçimlik hakkı gereği aracını Almanya’da tamir ettirmesi nedeniyle araçta oluşan zararın Almanya’daki piyasa değerlerine göre belirlenmesinin usul ve yasa ile Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu, araç tamir edilmiş olsun veya olmasın KDV gerçek zarar kapsamında ödenmesi gerektiğinden ve Almanya’da %19 oranında KDV oranı uygulandığından mahkemece bilirkişi heyetinin hesaplamış olduğu hasar bedeline %19 oranında KDV hesaplanarak hasar bedeline ilave edilmesinin; ayrıca ekspertiz gideri yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerine eklenmesi gerektiğinden Almanya’da yaptırılan hasar tespiti masraflarının yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu (Yargıtay 17. HD 2015/3828 E. 2015/12514 K.) anlaşılmakla; davalı vekilinin hasar bedeline ve açıklanan bu hususlara yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 858,06 TL’den peşin alınan 214,52 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 643,54 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.09.2022