Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2581 E. 2022/1238 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2581
KARAR NO : 2022/1238

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.02.2019
NUMARASI : 2018/653 Esas – 2019/217 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.09.2022

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.02.2019 tarih 2018/653 Esas – 2019/217 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 01.02.2013 tarihinde kredi kullandığını, davalı bankanın kredi kullanımı sırasında müvekkilinden 4.285,71 TL dosya masrafı adı altında ücret aldığını, müvekkilinin yapılan bu ödemenin tahsili için davalı banka hakkında takip başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2016/7033 E sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesi ve taksitli ticari kredi ödeme planı imzaladığını, müvekkilinin tacir sıfatına haiz olduğu için ücret isteme hakkı bulunduğunu, genel kredi sözleşmesi çerçevesinde iadesi talep edilen komisyon ve masrafları aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
TÜKETİCİ MAHKEMESİNCE VERİLEN GÖREVSİZLİK KARARI SONRASINDA VERİLEN İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı banka arasında 01.02.2013 tarihli 750.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede herhangi bir komisyon oranı belirlenmediği, davacının ayrıca Genel Kredi Sözleşmesindeki Genel İşlem Şartlarına ve Vadeli İşlemlerdeki Risklere İlişkin Bilgilendirme Formu” başlıklı 14.01.2013 tarihli form imzaladığı, bilirkişi incelemesinde davacıdan alınan dava konusu komisyon tutarının, emsal banka uygulamalarının altında olduğu, kamu düzeni, ahlaka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi sebeplerin söz konusu olmadığı, genel işlem şartlarına aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, sözleşmenin bir nüshası müvekkiline verilmediğini, imza edilen sözleşmenin matbu bir sözleşme olup müvekkilinin söz hakkı olmadığını, tek taraflı tasarrufun geçerli olmadığını, 6502 sayılı Tüketici Kanunun 5. maddesi uyarınca haksız şart kapsamında kaldığını, tüketici sözleşmeleri en az on iki punto olması gerektiğini, TBK’nın 20. maddesi uyarınca genel işlem şartlarının değerlendirilmediğini, şayet sözleşme o sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı bir genel işlem koşulu taşıyorsa bu hükümdeki hükümlerin, müşterinin önceden ve açıkça bilgilendirilmiş olup olmadığı bu hükmün müzakere edip edilmediği önem taşımaksızın TBK’nın 21/2 maddesi uyarınca sözleşmeye yazılmamış sayılacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden davalıdan tahsil edilen komisyonunun tahsiline yönelik itirazın iptali istemine istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davacı ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya 450.000,00 TL kredi kullandırılmış, 4.500,00 TL(BSMV dahil) komisyon tahsil edilmiştir. Genel kredi sözleşmesinde banka alacakları arasında komisyonlar da sayılmış ise de tahsil edilecek komisyon oranı sözleşmede açıkça belirtilmemiştir. Ancak davacı tarafından imzalı taksitli ticari kredi ödeme planında komisyon miktarı 4.500,00 TL olarak açıkça belirtilmi, davacı tarafça 01.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanmadan önce 14.01.2013 tarihinde genel işlem şartlarına ilişkin bilgilendirme formu imzalanmıştır. Genel kredi sözleşmesinde komisyonun banka alacakları arasında sayılması genel işlem koşulu olarak görülmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 20. maddesinde, tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir uygun bir ücret isteyebilir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda aynı tür kredi için emsal banka uygulamalarının ortalamasının % 2 olduğunu, ancak davalı bankaca % 0,95 oranında komisyon tahsil edildiği tespit edilmiştir. Davalı bankanın aynı tür kredi için diğer banka uygulamalarından daha az komisyon tahsil ettiği için davacının fazla tahsilat talebinin reddi doğrudur. Dava konusu sözleşme tüketici sözleşmesi olmadığı için 6502 sayılı Tüketici Kanunu uygulanması mümkün değildir. Bu nedenlerle davacı vekilinin tüm istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 16.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.