Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2574 E. 2022/1028 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2574
KARAR NO : 2022/1028

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.06.2019
NUMARASI : 2014/706 Esas 2019/148 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN 2017/328 E. – 546 K. SAYILI DOSYADA
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.06.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.06.2019 tarih 2014/706 Esas 2019/148 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA : Davacı vekili, 01.12.2012 tarihinde davalının maliki olduğu araçla gerçekleşen kazada …’un % 79 maluliyete uğrayacak şekilde yaralandığını, davalıya ait araç sürücünün olay yerini terk ettiğini, kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi olmaması nedeniyle müvekkilince 6/8 oranında kusura denk gelen 225.000,00 TL’nin 17.01.2014 tarihinde zarar görene ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödemenin rücuen tahsili için Menemen 1. İcra Müdürlüğünün 2014/1571E sayılı dosyasıyla takip başlattığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA : Davacı vekili, asıl davadaki kaza nedeniyle Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/84E, 2015/589K sayılı kararıyla hüküm altına alınan … için 316.751,00 TL bakıcı gideri ve 14.593,14 TL karar harcının müvekkili hakkında başlatılan takip nedeniyle ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, Karşıyaka 3. İcra Müdürlüğünün 2016/3317E ve 2016/4332E sayılı takiplere ilişkin olarak itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kaza yapan motosikletin müvekkilinin damadının kullandığı park halindeki araca motosikletin çarptığını, müvekkiline ait aracı kullanan sürücünün kusuru bulunmadığını, maluliyet oranını kabul etmediklerini, motosikletlerin zorunlu sigorta kapsamında bulunmadıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya ait ZMMS poliçesi incelendiğinde sigorta başlangıç tarihinin 01.12.2011, bitiş tarihinin ise 01.12.2012 olduğu, davaya konu olan kazanın ise 01.12.2012 tarihi 22.10 sularında gerçekleştiği, sigorta poliçesinin aynı gün saat 12.00 itibariyle sonlanmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kazanın davalıya ait araç sürücüsünün % 75 kusurlu kullanımı ile gerçekleştiği, kazada …’ın %73 oranında maluliyete uğradığı, 24 aya kadar geçici maluliyetinin gerçekleştiği, davacının yaptığı ödemelerden davalının sorumlu tutulması icap ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihlerinden itibaren % 9 oranını aşmamak koşuluyla yasal faiz yürütülerek takibin devamına karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, mahkemece 26.04.2019 tarihli ek karar ile davalının sadece maktu harç yatırdığı nispi harç eksikliğini tamamlaması için çıkartılan muhtıranın gereğini yerine getirmediği için istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, rücu alacağında faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olması gerekirken kararda faiz başlangıcının takip tarihi olarak belirtilmesinin doğru olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, yargılama sırasındaki ileri sürdükleri savunmaları, iddiaları ve bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, kaza tarihi itibariyle aracın önceki maliki … tarafından yaptırılmış olan ve sigorta şirketinden gelen cevapta görülen … AŞ’ye ait ZMMS bulunduğu için davacı …nın ödeme yapmaması gerektiğini, ilgili yönetmelik uyarınca motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararların ….ından karşılanamayacağını, kaza mahallinin krokiden farklı olduğunu, bakım giderine ilişkin açılan birleşen davadaki itirazları ve zamanaşımı def”ilerinin dikkate alınmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, … Yönetmeliğinin 16. maddesi uyarınca zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçla gerçekleşen kazada yaralanan üçüncü kişiye yapılan ödemenin araç sürücüsünden rücuen tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 11.10.2019 tarihli ek kararıyla davalı vekilinin ilk istinaf dilekçesinde adli yardım talebinde bulunduğu, davalının, nispi harcı kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu gerekçesiyle adli yardım talebi kabul edilmiştir. Davalı vekilinin adil yardım talebi kabul edildiğinden mahkemenin harç eksikliği nedeniyle istinaf yapılmamış sayılmasına dair 24.06.2019 tarihli ek kararının kaldırılması gerekmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılması gerekmektedir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden(resen) gözetilir.
Somut olayda, davacı …, zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören üçüncü kişiye ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallere istinaden zarardan sorumlu olan aracın sürücüsünden rücuen tahsili amacıyla başlattığı takiple ilgili olarak itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Uyuşmazlık, sigorta hukukundan kaynaklanmadığı için ortada mutlak ticari davadan bahsedilemez. TTK nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava da söz konusu değildir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu nedenlerle davaya bakmakla asliye hukuk mahkemesi görevli olmasına rağmen asliye ticaret mahkemesince davaya bakılarak karar verilmesi doğru değildir. Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatları da bu yönde olduğu gibi nitekim Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki görüş ve uyumazlıkların giderilmesi amacıyla yapılan başvuru üzerine Yargıtay 4. H.D 16.09.2021 tarih 2021/17896E, 2021/4942K sayılı kararında yukarıda açıklandığı gibi görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu açıkça belirtmiştir.
Kabule göre de, birleşen davadaki bakıcı giderine ilişkin rücuen tazminat istemiyle ilgil olarak zarar görenin bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyacı olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi(tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli 3. İhtisas Dairesinden rapor alındıktan sonra bakıcı ücretinin kaza tarihindeki asgari ücretin brüt tutarının (tamamının) esas alınarak hesaplanması hususunda rapor alınarak ödeme tarihi itibariyle ödenmesi gereken bakıcı gideri belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan rücuen bakıcı giderine hükmedilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay 17. H.D’nin 18.06.2020 tarih 2019/5136E – 2020/3689K ve 07.02.2019 tarih 2018/1504E, 2019/1126K).
Bu durumda, davaya bakmakla görevli olmayan ilk derece mahkemesince davaya bakılmış bulunulduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.10.2019 tarih 2014/706 E. – 2019/148 K. sayılı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek kararının kaldırılmasına,
2- Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.03.2019 tarih 2014/706 E., 2019/148 K. sayılı asıl kararının RESEN KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.06.2022