Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2570 E. 2022/1401 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2570
KARAR NO : 2022/1401

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20.06.2019
NUMARASI : 2018/410 Esas 2019/386 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2022

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.06.2019 tarih 2018/410 Esas 2019/386 Karar
sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 05.04.2018 tarihinde müvekkilinin kendisine ait … plakalı aracı ile seyir halinde iken davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan ve davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin aracına arkadan çarptığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusursuz olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında değer kaybı oluştuğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araçta meydana gelen 5.000,00 TL değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 06.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 10.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, değer kaybının ZMMS genel şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu müvekkili şirketin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğini, faiz isteminin haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sağdan İzmir Çanakkale karayoluna çıkıp sağ şeritten seyrine devam ederken, arkadan İzmir Çanakkale karayolundan gelen davalı-sürücü …’in idaresindeki …plakalı aracın sağ ön köşe kısmı ile … plakalı aracın sol arka köşe kısmına fren tedbiri alamadan seyir hızıyla çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği; kazanın meydana gelmesinde davalı-sürücü …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı-sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı, davacıya ait aracın daha önceden hasar kaydının bulunmadığı, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları Eki Hesabı dikkate alındığında aracın kaza nedeniyle piyasa rayicinden 10.000,00 TL değer kaybettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL araç değer kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, mahkemece Trafik Sigortası Genel Şartları Eki Değer Kaybı Formülasyonuna göre değer kaybı tespitinin yanında, Yargıtay kararına atıf yapılarak değer kaybı hesaplaması yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda işaret edilen Yargıtay karalarının eski tarihli olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 26.04.2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6704/3 sayılı kanun ile değişik 90. Maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir…” hükmünün düzenlendiğini, bilirkişi raporunda Trafik Sigortası Genel Şartları Eki Değer Kaybı Formülasyonuna göre yapılan değer kaybı hesaplamasında hatalı değerlendirmeler yapıldığını, bilirkişi tarafından “arka panel düzeltme” için “3” katsayısının takdir edildiğini, bu katsayının gerekçesiz olarak tamamen keyfi bir şekilde verildiğini, bilirkişi raporunda hasarlanmamış parçaların hesaplamaya ve boya uygulanan aksamlara dahil edilmesinin hatalı sonuçlar ortaya çıkardığını, ıslaha konu edilen rakam için ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın işleten/sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısından davacının aracında oluşan değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalı sürücünün Karayolları Trafik Kanunu’nun 56. ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 107. Maddesinde öngörülen takip mesafesinden öndeki aracı takip etmediği, ayrıca dosya kapsamından zeminde fren izi tespiti yapılmadığından, dikkat ve özen yükümlülüğüne riayet etmeden ve fren tedbirine başvurmadan seyir hızı ile önündeki araca arkadan çarptığı, kazanın oluşunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli 2019/40 E. – 202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. – 2020/8104 K.)
Somut olayda poliçe tarihi olan 18.05.2017 tarihi itibariyle, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında belirtilen hesaplama tekniğine göre değer kaybı belirlenmesi gerekir ise de, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararından sonra bu hükümlerin uygulanması mümkün olmadığı gibi dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar, ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun her halükarda Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybı tazminatı hesaplanması gerekmektedir. Eldeki davada mahkemece alınan 19.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda ve 30.04.2019 tarihli her ek raporda Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde, kaza tarihindeki piyasa rayiç değeri farkına göre 10.000,00 TL değer kaybı belirlenmiş olup, mahkemece bu yönteme göre belirlenen değer kaybı bedeline hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasının düzenleyen 107. madde hükmüne göre, belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. Dava dilekçesinin istem kısmında, davanın açıkça belirsiz davası olarak açıldığının belirtilmemiş olması, açılan davanın kısmi dava olduğunun kabulü için yeterli olmayıp, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirilerek, davanın niteliği belirlenmelidir. Davada, trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL dava değeri üzerinden değer kaybı nedeniyle maddi tazminatın davalı sigorta şirketi ile sürücü/işletenden tahsili talep edilmiş olup, dava dilekçesinde dava safahatında rapor alındığında değer kaybı tazminatı tutarının belirlenmesi gerektiği dikkate alındığında, davanın belirsiz alacak davası olduğu kanaatine varılmıştır. Islah dilekçesinde asıl alacağın tamamı yönünden dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep edildiği de dikkate alınarak, gerek dava dilekçesinde istenen kısım için, gerekse yargılama sırasında artırılan kısım için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine hükmedilmesi yerinde olup davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin faizin başlangıç tarihine ilişkin istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 683,10 TL’den peşin alınan 128,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 555,10 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş.’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2022