Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2566 E. 2022/1004 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2566
KARAR NO : 2022/1004

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI : 2014/651 Esas 2019/503 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.06.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.07.2019 gün ve 2014/651 Esas 2019/503 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 03.06.2012 tarihinde davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç … tarafından kullanırken gerçekleşen tek taraflı kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalının yaptığı ödemenin müvekkilinin zararını karşılamadığını ileri sürerek, şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak toplam talebini 45.808,91 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin 44.603,00 TL ödemekle sorumluluğu kalmadığını, maluliyet durumunun kanıtlanması gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim icap ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kaza anında yolcu olarak bulunan davacının araç sürücüsü … ile amca yeğen oldukları, olayda hatır taşımasının söz konusu olduğu, bu itibarla belirlenen tazminatlardan takdiren %20 oranında indirim yapılması gerektiği, davacının hak ettiği geçici iş göremezlik tutarı 9.847,55 TLx80/100=7.878,04 TL, sürekli iş göremezlik zararı tutarı ise 37.961,36 TLx80/100=30.369,08 TL olduğu, davalı … şirketi sürekli iş göremezlik zararını davadan önce fazlasıyla karşıladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile sürekli iş göremezlik (maluliyet) tazminatı davasının reddine, geçici iş göremezlik tazminatı davasının kısmen kabulüne, 7.878,04 TL geçici iş göremezlik tazminatının ödeme tarihi olan 11.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi ek raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı tutarı sigortanın yapmış olduğu ödeme tarihinden itibaren hesaplandığını, ödemenin, ödeme tarihinden rapor tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile güncellenerek güncel tutarın hesaplanan tazminattan indirilmesi gerektiğini, ödemenin, ödeme tarihinden raporun düzenlendiği tarihe kadar işlemiş faiz ve güncel tutarı hesaplanması icap ettiğini, en son bilinen gelirin asgari ücret olduğunu kabul etmediklerini, ilk bilirkişi raporunda davacının geliri asgari ücret olmadığının belirtildiğini, tazminatın hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak hesaplanması gerektiğini, tazminatın hesabında bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe en yakın bilinen ücretlerin veya emsal ücretlerin esas alınması icap ettiğini, yakın akrabalar arasında hatır taşıması olmayacağı için hatır indirimi yapılmasının doğru olmadığını istinaf nedenleri olarak ieri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, kök raporun tebliğ edilmeden hüküm kurulduğunu, ancak hükme esas alınan 03.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının toplam zararının 47.808,91 TL olarak hesaplandığını, mahkemece % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak zararın 38.247,13 TL olarak belirlendiğini, müvekkilince 44.603,00 TL ödenerek tüm zararının giderildiğini, mahkemece müvekkilinin yaptığı ödeme sürekli iş göremezlik ödemesi olarak değerlendirilerek geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacının geçici iş göremezlik döneminde maaşını almaya devam ettiği için bir zararı doğmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurundan söz edilemeyeceği gibi davacının kaza ile illiyeti bulunan maluliyeti de bulunmadığını, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsünün davacı olduğunu, davacının kendi kusurundan kaynaklı talepte bulunamayacağını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, geçici iş göremezlik talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Tazminat hesabı yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadarki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi, bu belgeler ile saptanan gelir üzerinden hesap tarihine kadar elde edilebilecek gelirlerin belirlenmesi, belirlenen gelirler üzerinden, işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek dönem hesabında ise davacının hesap tarihinde bilinen son gelirinin uygulanması hususlarına dikkat edilmelidir.(Yargıtay 17. H.D’nin 30.11.2020 tarih 2020/4189E-2020/7319K, 14.03.2019 tarih 2016/5279E- 2019/2989K, 09.02.2017 tarih 2016/8899E- 2017/1264K).
Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF 1931” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. H.D(Kapatılan 17. H.D) tarafından tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.
Yargıtayca uygulama birliğinin sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosunun esas alınması yönünde içtihat geliştirmesi nedeniyle, davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması icap etmektedir. (Yargıtay 4. H.D’nin 14.03.2022 tarih 2021/15277E, 2022/14707K ve 07.04.2022 tarih 2021/13806E- 2022/7103K). Somut olayda davacı vekili, davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edilmiştir. Mahkemece öncelikle dava tarihinden önce yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle davacının zararını karşılanıp karşılanmadığı belirlendikten sonra davacının zararının karşılanmadığı sonucuna ulaşılırsa yukarıda açıklanan esaslara göre davacının belirlenen geliri dikkate alınarak rapor tarihindeki verilere göre davacının zararının hesaplanması gerekirken ödeme tarihindeki verilere göre hazırlanan ek rapora göre hüküm kurulması doğru değildir. Yine TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre kalıcı iş göremezlik tazminatı hesaplanması gerekirken TRH 1931 Yaşam Tablosuna göre hesaplama yapılması da hatalıdır. Bu nedenlerle mahkemece açıklanan ilkelere uygun şekilde ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de dosya içindeki takipsizlik kararında davacının araçta yolcu olduğu belirtilmiş olup savcılık dosyası ekindeki ifadelere göre sürücü ile davacı arasında amca yeğen ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi(Kapatılan 17. Hukuk Dairesi) kararlarına göre yakın akrabalar arasında hatır taşıması olmayacağı için mahkemece tazminatan hatır indirimi yapılması yerinde değildir
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine er olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18.07.2019 gün ve 2014/651 Esas 2019/503 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27.06.2022