Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2497 E. 2022/1633 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2497
KARAR NO : 2022/1633

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.06.2019
NUMARASI : 2016/1512 E. 2019/663 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09.11.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.06.2019 tarih 2016/1512 E. 2019/663 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili davalı şirketin ortağı iken dava dışı diğer ortak …. Şti. ile aralarında 01.04.2015 tarihli “Hisse Devir Sözleşmesi” aktedildiğini, sözleşme gereği müvekkilinin davalı şirkette bulunan hisselerinin tamamını … şirketine devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, anılan hisse devir işlemi ile birlikte bir kısım inşaat teçhizatının müvekkili şirkete devredilmesi konusunda anlaşıldığını, 31.03.2015 tarihli 349.847,58 TL bedelli faturada geçen 43.117,80 TL- 30.400,00 TL -1.550,00 TL tutarlı 3 adet inşaat iskelesinin müvekkiline tesliminin gerçekleşmediğini, müvekkilince çekilen ihtarnameye olumsuz cevap verildiğini, bunun üzerine 26.07.2016 tarihli 3 adet inşaat iskelesinin iadesine yönelik fatura düzenlenerek davalı şirkete gönderildiğini, anılan teçhizatın teslim edilmemesi ve bedelinin de ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, İzmir 17. İcra Müdürlüğünün 2016/13777E sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takip çıkış miktarı üzerinden takip tarihinden işleyecek faizi ile birlikte devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı şirketin müvekkili şirketin hissedarı iken inşaat işlerinden sorumlu olduğunu, tüm inşaatların yapımında bizzat davacı şirketin tam yetki ile hareket ettiğini, inşaatlarda kullanılan iskeleler ve diğer alet, edavat, ve sair tüm unsurları davacı şirketin tespit ettiğini, getirtip kullandığını, ortaklıktan ayrılırken de kullandığı tüm alt ve teçhizatı götürdüğünü, Bayraklı’daki inşaatında kullanmaya başlandığını, böylelikle 31.03.2015 tarihli faturada belirtilen 3 adet iskelenin fiilen davacı şirkete teslim edildiğini, fatura incelendiğinde faturayı düzenleyenlerden biri ve faturada imzası bululanın bizzat davacı … şirketinin ortağı olan … olduğunu, fatura tanziminden ve iskelerin davacı şirket tarafından alınmasından tam 16 ay sonra ve de davacı şirketin başka yerde inşaatları devam ederken bu aşamada böyle bir iddiada bulunması müvekkili şirkete duyduğu husumeti gösterdiğini, davacı şirketçe gönderilene e faturanın iade edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının yemin delilinden vazgeçtiği, taraflar arasında ithilafa konu iskelelerin iade edilip edilmediği hususuna dayalı alacak talebi hakkında davalı yan aleyhine kanaat oluştuğu, davacı talebi ve defter kayıtları ile belirlenen alacak miktarı nazara alınarak davanın faiz miktarı dışında kalan miktar yönünden kabulü uygun görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile İzmir 17. İcra Dairesinin 2016/13777 E sayılı dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile 88.580,00 TL asıl alacak üzeriden takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davaya konu 3 adet inşat iskelesi fiilen davacı şirkete teslim edildiğini, 31.05.2015 tarihli açık fatura düzenlendiğini, davacı şirketin bu faturaya yasal teslim süresi olan 8 gün içerisinde itiraz etmediğini, faturayı davacı şirketin ortağı … düzenlediğini ve imzaladığını, ortaklığın devamı sırasında bizzat inşaat sorumluluğu ve tüm yönetim davacı şirkette bulunduğunu, iskelelerin bizzat davacı şirkette olduğunu, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1144E sayılı ceza dosyasında dinlenen …’in ifadesinde …. Şti’nde çalıştığını, bir süre sonra ayrıldığını, daha sonra … şirketinde çalışmaya başladığını, iskeleye el konulduğunu, … şirketinin kendisine ait alacağını vermediğini, … şirketi yetkililerinden …’ın iskelenin kendisinde olduğunu … Şirketine kendisinin verdiğini söyleyerek el koyduğunu beyan ettiğini, mahkemenin gerekçesinin ayrıntılı olmadığını, kararın hukuki dayanak taşımadığını, somut delillere bakıldığında davaya konu iskelelerin müvekkilinin uhdesinde olmadığının görüleceğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir
GEREKÇE : Dava, itirazın iptali istemine istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TBK 207.maddesinde düzenlenen satım sözleşmesi gereğince satıcının malın teslimini kanıtlaması gerekir. İspat yükü satıcıdadır. Satıcı iddiasını yazılı belge ile ispat etmesi icap eder. Faturanın sadece satıcının defterinde kayıtlı olması malın teslimine karine teşkil etmez. (Yargıtay 19. H.D’nin 20.01.2015 tarih 2014/14716 E, 2015/553 K ve 08.02.2016 tarih 2015/11129 E, 2016/1805 K). Fatura tanzimi ve tebliği tek başına akdi ilişkiyi ispatlamaz. Satıcının ayrıca faturaya konu malı almadığını ileri süren alıcı davalıya teslimini de usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. (Yargıtay 19. H.D’nin 19.04.2018 tarih 2016/17464 E, 2018/1906 K).
Dava konusu takip dayanağı satış faturalarının tamamı davalı satıcının ticarî defterlerinde kayıtlı olması bu fatura içeriği malları teslim aldığına dair karine oluşur. (Yargıtay 19. H.D’nin 14.10.2019 tarih 2018/29 E, 2019/4749 K).
Somut olayda dava konusu icra dosyası incelendiğinde, alacaklının … şirketi, borçlunun … şirketi, 88.580,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 90.542,11 TL’nin tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takip dayanağının 26.07.2016 tarihli 88.580,00 TL’lik fatura olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyadaki faturalar incelendiğinde dava konusu iskelelerin de aralarında bulunduğu 31.03.2015 tarihli faturanın davalı … Şirketi tarafından alıcı … şirketine düzenlendiği, faturada mal teslimine ilişkin bir kayda yer verilmediği, davacı … şirketi tarafından davalı … şirketine takip konusu olan 26.07.2016 tarihli 88.580,00 TL meblağlı iade faturası düzenlendiği, davalı … Şti tarafından davacı … Şti’ne 01.09.2016 tarihli 88.5850,00 TL meblağlı iade faturası düzenlendiği görülmüştür.
Dosyadaki davacı şirketi ile davalı şirket arasında düzenlenen 01.04.2015 tarih “Kesin Hesap Mutabakatı 1” belgede 31.03.2015 tarihli faturanın itirazsız kabul edildiği belirtilmiş ise de faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir açıklamaya yer verilmemiştir. Dava dilekçesinde geçen hisse devir sözleşmesi de takip konusu iskelelere ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır. Yine dosyaya mal teslimine ilişkin sevk irsaliyesi vb gibi yazılı delil sunulmamıştır.
Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan raporda; taraf defter ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı defterlerine göre davacının takip konusu iskeleleri de içeren 349.847,58 TL(toplu alınan demirbaş) bedelli faturayı alış olarak kayda aldığı, akabinde bu malları takip konusu 88.580,00 TL bedelli iade faturası ile iade ettiğine dair kaydı bulunduğu, davalının defterlerine göre de takip konusu iskelelerin de bulunduğu 349.847,58 TL bedelli faturayı satış olarak kayda aldığı, akabinde bu malları takip konusu 88.580,00 TL bedelli iade faturası ile iade aldığına dair kaydının bulunduğu, 01.09.2016 tarihli 88.580,00 TL bedelli iade faturası ile iskelelerin iadesini, yani tekrar satışı kayıt altına aldığı, ancak bu son fatura davacı tarafça kayıt altına alınmamış olmakla kaydi olarak iskelelerin davalı taraf üzerinde kalmış gözüktüğü, taraflarca sevk irsaliyeleri sunulmamış olup 01.04.2015 tarihli kesin hesap mutabakatına göre 349.847,58 TL bedelli fatura taraflarca itirazsız kabul edilmekle, başlangıçta iskeleler davacı tarafa teslim edildiği ancak davalı tarafça davacının iade faturası kayda alınmakla, kaydi olarak iskelelerin davalı tarafça iade edildiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine alınan ek raporda bir faturanın alıcının/gönderilenin ticari defterlerinde kayıt altına alınması, malın da teslimi anlamına geldiği, buna göre kök rapordaki görüşün değişmediği, 01.04.2015 tarihli kesin hesap mutabakatından sonra keşide edilen faturalar bulunduğu, son işlem olarak gözükmediği, İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1144E sayılı dosyasının konusu ise tehdit olup, müşteki …, sanığın … olduğu, sanığın kendisine iskelelerin teslim edilmemesi dolayısıyla tehdit etmekten yargılandığı, mahkemece şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşerek kesinleştiği, davacı şirketin ceza davasının tarafı olmadığı, davacıyı bağlayıcı ve davacı tarafa ait bir beyan da bulunulmadığı belirtilmiştir. Buna göre davacıya ait takip konusu iade faturası davalının defterlerine kaydedilmiş olmakla davalının yazılı delillerle davacıya malı teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, davacının sevk irsaliyesi vs yazılı delillerle malın teslimini kanıtlayamadığı, yemin deliline de başvurmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf ceza dosyasındaki dava dışı tanık beyanına dayanmakta ise de tanık beyanı ile teslimin kanıtlanması mümkün olmadığı gibi tanık beyanı doğrudan olaya ilişkin değildir. Bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 6.050,89 TL’den peşin alınan 1.512,72 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.538,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09.11.2022