Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2473 E. 2022/1624 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2473
KARAR NO : 2022/1624

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.07.2019
NUMARASI : 2018/481 E. – 2019/779 K.
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08.11.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.07.2019 tarih 2018/481 E. – 2019/779 K.sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilini 17 yıldır kedi ve köpek maması üretim ve dağıtımı ile iştigal ettiğini, müvekkilinin Türkiye’nin en çok tercih edilen kedi-köpek maması üreticilerinden biri haline geldiğini, müvekkilinin ürettiği ürünleri internet üzerinden perakende sattığını, “http://….com/…html” adlı internet sitesinden haricen yaptıkları araştırmaya göre davalıların “…” adlı klinikte faaliyet gösterdiklerini, davalılardan …, internet sitesinde veteriner kliniğinin kurucusu olarak gözükmekte ise de İzmir Veteriner Hekimleri Birliği nezdinde haricen yapılan araştırmada kliniğin, diğer davalı … adına ruhsatlı ve kayıtlı olduğunu tespit ettiklerini, Ticaret Sicil nezdinde yapılan araştırmalarda davalıların ortağı olduğu bir ticari şirket kaydına rastlanmadığını, kliniğin davalılardan veteriner hekim … adına … Vergi Dairesinde kayıtlı olduğunu, bununla birlikte davalılar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunun öngörüldüğünü, davalıların anılan klinikte çeşitli hizmetler vermekte ve ithal evcil hayvan maması, kumu vb satışı yaptıklarını, davalılardan …’in, 77.302 kişinin üyesi olduğu “…” isimli Facebook grubunda, müvekkili şirkete ait “…” markalı kedi mamasına ilişkin olarak başlatılan forumda müvekkilinin markasını kötülediğini, asla alınmaması gerektiğini belirttiğini, böbrek yetmezliği, karaciğer tahribatı, organ yetmezliği gibi hastalıklara yol açtığını, bağımlılık yaptığını belirttiğini, davalı …’ın veteriner olmadığını, bu yönde delil, rapor vb kanıtları olmamasına rağmen afaki bir biçimde müvekkilini kötülediğini, davalının “…” isimli veteriner kliniğinde müvekkili ile rakip ithal kedi- köpek mamasının satışını gerçekleştirdiğini, davalının müvekkili şirketin bir müşterisi de olduğunu, üç ayrı tarihte toplam 60 kg lık müvekkili şirkete ait … markalı kedi maması ürünü satın aldığını ileri sürerek, haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin neticesinde davalının elde etmesi muhtemel görülen karların karşılığı olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren ticari faiziyle, 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili, veteriner olan müvekkili… Veteriner Kliniğini işlettiğini, diğer müvekkili …’in ise kardeşi olup sigortalı çalıştığını, söz konusu yorumun müvekkili …’in şahsi Facebook hesabından yapıldığını, yorumun veteriner kliniğinin kurumsal hesaplarından veya müvekkili …’in hesabından yapılmadığını, müvekkili ….’in davacının ürünlerini satın alarak kliniğinde sattığını, haksız rekabette bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili …’in yorum yaptığı …. isimli grubun kapalı bir grup olup bu grupa herkesin girip yorum yapamadığını, ancak yöneticiler tarafından kabul edilebilen kişilerin katılabildiğini, müvekkilinin kedi sever olarak grupta bulunduğunu, diğer kedi severlerle sohbet ettiğini, müvekkilinin sigortalı çalıştığını, davacıyla rekabet edebilecek biri olmadığını, müşteri olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin tüketici olarak fikir beyan ettiğini, maddi tazminatın kanıtlanması gerektiğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı yasanın 55 ve devamı maddeleri uyarınca davalıların haksız rekabet eylemini gerçekleştirdikleri, haksız rekabete ilişkin eylemin 3. kişiler yönünden yaygın vasıflı olmadığı, ağır bir şekilde haksız rekabet sonuçlarının doğmadığı, davalıların haksız rekabetinin önlenmesine karar verilmesi gerektiği, maddi zarar istemleri subut bulmadığı, manevi tazminat yönünden davalılar davacı firma ve ürünleri hakkında haksız rekabet oluşturduklarından manevi tazminat taktir edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalıların facebook hesabı üzerinden yapılan haksız rekabetinin önlenmesine, maddi zarar isteminin reddine, hüküm özetinin 6102 sayılı yasanın 59. maddesine göre ilanına, masrafların davalı taraftan tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar vekili, müvekkili … hakkında manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, bu davalının herhangi bir eylemi olmadığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davalı … açısından manevi tazminatın reddi nedeniyle lehlerine maktu vekalet ücreti hükmedilmesi icap ederken ret edilen miktar üzerinden vekalet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığını, bilirkişiler tarafından da tespit edildiği üzere müvekkilinin şahsi Facebook hesabından yorumu hemen kaldırdığını, haksız rekabetin önlenmesine karar verilemeyeceğini, yorumun 20 saat sonra silindiğini, ortada haksız rekabet içeren bir durum bulunmadığını, bu nedenle davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava konusu yorumların davacının itibarını zedeleyecek kadar büyük kitleye ulaşmadığını, davacının kişilik haklarında ağır bir zedelenme meydana gelmediğini, manevi tazminatın hüküm altına alınamayacağını, davacının kişilik haklarının zarara uğramadığını, davacının tüzel bir kişi olmasının dikkate alınması icap ettiğini, haksız rekabet için durumun ortadan kalması nedeniyle haksız rekabetin önlenmesine ve davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, müvekkili …’in de bir eylemi olmadığı için husumetten red kararı verilerek yararına maktu vekale ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava,haksız rekabetin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
TTK’nın 55. maddesinde “a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, ” haksız rekabet hali olarak gösterilmiştir.
TBK’nın 58. maddesinde “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 58(818 sayılı BK’nun 49. maddesi) uyarınca, manevi tazminat için hukuka aykırılığın varlığı yeterli olup, ayrıca kusurun özel bir kasta veya ağırlığa bağlı olması şart değildir. (Yargıtay 11. H.D’nin 26/03/2012 tarih 2010/14155E 2012/4619K).
TTK’nın 57. maddesi “(1) Haksız rekabet fiili, hizmetlerini veya işlerini gördükleri sırada çalışanlar veya işçiler tarafından işlenmiş olursa, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı davalar, çalıştıranlara karşı da açılabilir. (2) 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (d) ve (e) bentlerinde yazılı davalar hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” şeklindir.
TBK’nın 66. maddesi ” Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. ” hükmünü içermektedir.
Yasal düzenlemeler ışığında somut olaya dönüldüğünde davalı …’in veteriner hekim olup veteriner klinği işlettiği, davacı şirket gibi kedi maması sattığı, davalı …’in davalı …’in kardeşi olup aynı zamanda çalışanı olarak faaliyet gösterdiği, davalı …’in … adlı Facebook grubunda davalının sattığı mamaların kedileri hasta ettiği, bağımlılık yaptığını belirttiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda “…” adlı Facebook sayfasının kapalı bir grup olduğu, 73.741 kayıtlı kullanıcısı bulunduğu, kedileri ve hayvanları sevenlerce oluşturulduğu, dava konusu yorum ve gönderinin silinmiş olduğu için kaç kişi tarafından gönderinin görüntülendiğinin belirlenemediği, gönderi saatinden 20 saat içerisinde 11 kişi tarafından beğenildiği, dava konusu yorumların 3 kişi tarafından cevaplandırıldığı, internet üzerindeki etkileşim ortalamaları düşünüldüğünde dava konusu gönderinin ortalama 110-150 kişi tarafından okunduğu, yorumların 40-50 kişi tarafından görüntülendiği, dava konusu yorumların davacının itibarını zedeleyecek kadar büyük bir kitleye ulaşmadığı, davacının 2017 yılına göre 2018 yılında satışlarında 30.463.867,16 TL artış meydana geldiği, haksız rekabete konu olacak eylem ve işlemlerden etkilenmediği, davalı …’in yapmış olduğu yorumların kötüleme mahiyetinde kaldığı, davacının, rakibi davalı …’e karşı tespit, men, önleme davası açabileceği, kusurun varlığına bağlı olarak maddi zarar ve TBK’nın 58. maddesinde şartlara bağlı olarak manevi tazminatı sadece çalışan davalı …’den talep edeceği belirtilmiştir. Ek raporda kök rapor tekrar edilmiştir. Mahkemece, davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile haksız rekabetin önlenmesine ve 1.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamından davalı …’in kendine ait hesaptan … isimli Facebook grubunda davacının üretip sattığı mamaların kedilerde ciddi hastalığa yol açtığı, bağımlılık yaptığı yönündeki ifadeleri davacıyı kötüleyici ifadeler olup veteriner kliniği çalışanı olan davalının eyleminin tüketici eleştirisi olarak görülemeyeceği, eleştiri sınırlarını aştığı böylelikle haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmaktadır. Davacının ticari itibarını sarstığı için TBK’nın 58. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilmesi doğrudur. Söz konusu yorum sonradan kaldırılmış olsada davacının haksız rekabetin menini istemekte hukuki yararı bulunduğu için haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11. H.D’nin 29.04.2015 tarih 2015/838 E, 2015/6102 K sayılı kararı da bu yöndedir. Davalı …, TBK’nın 66. maddesi uyarınca adam çalıştıran olarak çalışanın eylemleri nedeniyle doğan zarardan sorumlu olduğu için manevi tazminattan da sorumlu tutulması yerindedir. Yine haksız rekabetin meni ile ilgili olarak da işveren olarak TTK’nın 57. maddesi uyarınca sorumlu olduğu açıktır. Davalı …’in yaptığı yorumun az kişi tarafından görüntülenmiş olması manevi tazminat miktarının belirlenmesinde önemli ise de haksız rekabetin meni yönünden sonuca etkili değildir. Mahkemece takdir edilen 1000,00 TL manevi tazminat miktarı da makul ve ılımlı bulunmuştur. Buna göre haksız rekabetin meni nedeniyle davalılar aleyhine maktu vekalet ücreti, manevi tazminatın reddi nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat mikatır gözetilerek davalılar yararına 1.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesinde de bir hata görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.