Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2019/2434 E. 2022/1107 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2685
KARAR NO : 2022/1070

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09.07.2019
NUMARASI : 2016/471 Esas 2019/800 Karar
BİRLEŞEN İZMİR 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2016/504 ESAS 2016/1032 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.07.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.07.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09.07.2019 gün ve 2016/471 Esas 2019/800 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Asıl davada davacı … vekili, 16.03.2016 tarihinde müvekkilinin … plakalı aracı ile seyir halinde iken, davalı şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve dava dışı …’in sürücüsü olduğu … plakalı araçla çarpıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün “karşı yönden gelen trafiğin kullandığı yola girmek” eylemi nedeniyle asli kusurlu olduğunu, İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/58 D.İş sayılı dosyasında yaptırdıkları tespit neticesinde alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin aracında 20.036,00 TL hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 10.000,00 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10,00 TL olmak üzere toplam 10.010,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tespit giderlerinin de yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Asıl davada davalı şirket vekili, mahkemenin 2016/504 E. sayılı dosyasında davacı … tarafından açılan davada sigortalı … plakalı araç ile … plakalı aracın 17.03.2016 tarihinde çarpıştığının belirtildiğini, … marka 26 yaşındaki bir aracın 16.03.2016 ve 17.03.2016 tarihlerinde kazaya karışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, iki davanın birleştirilerek yütürülmesi gerektiğini, kaza yeri olarak bildirilen yerlerin yakınındaki kamera kayıtlarının celbini talep ettiklerini, kazaya karışan araçların sahte tutanakları ile durumun anlaşılmaması için sigorta şirketine başvurmaksızın mahkemeden hasar tespiti yaptırıldığını, sigortaya başvuru şartlarının yerine getirilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı … vekili, 17.03.2016 tarihinde, davalı … tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı araç ile müvekkiline ait … plakalı aracın çarpıştıklarını, davacının sürücüsü olduğu araçta yüksek hasar meydana geldiğini, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/51 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda araçta 6.182,02 TL tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 2.000,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketinden dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile tahsiline, tespit dosyasındaki masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili, 25.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile hasar bedeli istemini 5.500,00 TL’ye yükseltmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, yapılan keşif üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda, her iki kazada … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun, asıl davanın konusu 16.03.2016 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araç hasarının 20.036,40 TL, değer kaybının ise 344,14 TL olduğunun, birleşen davanın konusu 17.03.2016 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araçtaki maddi kaybın 5.500,00 TL olduğunun, ayrıca değer kaybı hesaplanamayacağının tespit edildiği, davaların her ikisinin de fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, davalının zamanaşımı itirazlarının yerinde görülmediği, kazaların bir gün ara ile meydana gelmiş olması ve tutulan tutanakların şüphe uyandırdığı iddialarına ilişkin olarak davalı yanca sunulan somut delil bulunmadığından bu iddiaya itibar edilmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile 20.000,00 TL hasar bedeli, 10,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 20.010,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın kabulü ile 5.500,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, dava konusu iki kazanın da meydana gelmemiş olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davacı tarafından kazanın ardından hayatın olağan akışına aykırı olarak fotoğraf çekmediğini, müvekkili şirket tarafından inceleme yapılmasının önüne geçilmesi amacıyla müvekkili şirkete başvuruda bulunulmaksızın dava açıldığını, 26 yaşındaki sigortalı aracın birer gün arayla iki ayrı kazaya karıştığına ilişkin hiçbir somut delil bulunmadığını, olay yeri fotoğraflarının dahi mevcut olmadığını, tutanakların sahte olduğunu, İzmir’de sigorta şirketlerinin somut tespit yapmasının önüne geçmek amacıyla doğrudan değişik iş dosyası ile hasar tespiti yaptırılarak dava açılmakta olduğunu, tespit dosyasında sigortalı aracın kazaya karıştığı, kazanın olay ile uyumlu olduğu vs hiçbir değerlendirme yapılmadığını, başka bir kazaya karışan araçların bilirkişi huzuruna çıkartılarak tespit raporu düzenletildiğini, hasarlı haliyle araçların eksperlere de gösterilmediğini, keşifte araçların birlikte incelenmediğini, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/51 D. İş dosyasında alınan bilirkişi raporunda aracın arkasında hiçbir hasar tespit edilmediğini, … plakalı aracın 08.07.2016 tarihinde başka bir kazaya karıştığının Tramer’de görüldüğünü, Bu hasara ilişkin hasar dosyasının celbi ile yapılacak hasar incelemesinde iddialarının yerinde olduğunun görüleceğini, kaza tespit tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere tutanaktaki imza ile davacının vekaletnamesindeki imzaların ilk bakışta benzerlik göstermediğini, imza incelemesi yapılması gerektiğini, böyle bir çarpışma neticesinde asıl dava konusu … plakalı aracın hava yastıklarının açılmamasının mümkün olmadığını, sürücü olduğu iddia edilen şahısların konumlarının tespiti amacıyla GSM operatörlerinden olay gün ve saatinde sinyal alma konumlarının tespiti gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, hasar bedelinin karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın 16.03.2016 tarihinde asıl davada davacıya ait araca, 17.03.2016 tarihinde ise birleşen davada davacının sürücüsü olduğu araca çarpması nedeniyle, her iki davada hasar bedeli ve ayrıca asıl davada değer kaybı bedeli talep edilmiş, mahkemece asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Ancak mahkemece alınan bilirkişi raporunda, 16.03.2016 ve 17.03.2016 tarihlerinde oluşan kazalara ait hiçbir fotoğraf ve kayıt bulunmadığından, kazalar sırasında her iki kazaya da karışan sigortalı … plakalı aracın hasar durumu konusunda bilgi ve fotoğraf olmadığı, asıl davaya konu 16.03.2016 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı araçta KDV dahil 20.036,40 TL’lik hasar oluşmasına karşın, sigortalı araçtaki hasar durumuna ait hiçbir bilgi, belge ve fotoğrafa rastlanmadığı, kaza sonrası her iki araçta da hasar durumunun araçların hareketine engel teşkil edip etmediği, kaza mahallinden kendi imkanları ile yürür vaziyette mi yoksa çekici vasıtası ile mi ayrıldıklarına dair bir bilgi bulunmadığı, özellikle sigortalı aracın durumu hakkında yorum yapmanın mümkün olmadığı, çarpan araç konumunda olan sigortalı aracın davacı tarafa ait araca hangi tarafı ile çarptığı konusunda da bir bilgiye dosya içeriğinde rastlanmadığı; Birleşen davaya konu 17.03.2016 tarihli arkadan çarpma şeklinde meydana gelen kazada davacı tarafa ait araçta 6.182,02 TL’lik hasar oluşmasına rağmen, sigortalı araçtaki hasar durumuna ait hiçbir bilgi, belge ve fotoğrafa rastlanmadığı, bu kazada arkadan çarpma durumunda sigortalı aracın arka kısmında da hasar oluşması gerektiği, tespit bilirkişi raporunda belirtilen hasarlı parçalar incelendiğinde, aracın arka kısmında hasarlı bir parça ya da onarımına dair bir bilgi ve fotoğraf bulunmadığı bildirilmiştir. Görüldüğü üzere bilirkişi raporunda asıl davanın konusu olan 16.03.2016 tarihinde meydana gelen kaza ile davacı tarafa ait araçtaki hasarın uyumlu olup olmadığı hususunda tespit bulunmamakta olup, birleşen dava yönünden ise davacıya ait aracın arka bölümünün hasarlı olduğuna dair hasarlı parça ve fotoğraf bulunmadığı belirtilmekle birlikte, kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı hususunda yine net bir görüş bildirilmemiştir. Mahkemece, yeni bir bilirkişiden, tespit bilirkişi raporları ile 12.12.2018 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde, asıl ve birleşen davaya konu kazalar ile her iki davada davacı taraflara ait hasarların ayrı ayrı uyumlu olup olmadığı yönünden denetime elverişli, tereddüte mahal vermeyecek şekilde rapor alınarak, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.07.2019 tarih 2016/471 Esas 2019/800 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 06.07.2022